AK Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanlığı Sisteminin İlk Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran seçimlerinden sonra yaptığı açıklamada seçim sonucu değerlendirmesinde bulunurken yerel seçimlere de hazırlanması talimatı verdi. Bu talimat teşkilatları   güç zehirlenmesinin zevkini yaşamadan yeni hesaplar yapmak mecburiyetinde bıraktı.   Ülke genelinde bu hesaplar il başkanları ve yönetiminin başarı veya başarısızlık karnelerinin hesaplanacağı bir dönem haline geldi. 24 Haziran’da başarısızlık gösteren il başkanları hesap vereceği gibi başarılı olan il başkanları da başarısını yerel yönetimler de taçlandırmak isteyecektir.   Türkiye geneline örnek olacak elimizde bir veri gözükmekte: “Burdur’un siyasi yapısı ve toplum nezdinde algılanması”.  Geçmişte bu konularla ilgili bu satırlardan üç beş kere yazı kaleme almıştım.  Siyasi partiler toplum algısını iyi tahlil edemezse başarı sağlayamaz ne kadar proje üretirse üretsin. Yıllardır AK Parti il başkanı tabanın sesi ile değil üsten atama ile yapıldı, bunun zararını da gördü. Atanan il başkanları temayülden çıkan değil isimleri telaffuz edilmeyen vekil çıkmasını sağladılar.  İlk kez tabanın istediği Sayın Volkan Mengi’yi atayarak doğru bir iş yaptı, semeresini de siyasi olarak aldı! Sayın Volkan Mengi bu sıkıntılı ortamda başarı sağladı, başarısını taçlandırmak istiyorsa Burdur’un siyasi yapısını ve konjonktürünü nefsani değil akıllı bir çözüm bularak belediyeyi kazanmak mecburiyetinde! Bütün ilçeleri kazansa dahi merkezi kaybetmesi Sayın Volkan Mengi’nin de kaybetmesi anlamına gelir.   Doğru bir adayın konulduğunda toplumun nasıl destek verdiğini    bir örnekle anlatmaya çalışalım, AK Parti içinde bir kaç kez il başkanı olmak için mücadele eden Sayın Deniz Kurt üzerinde bir değerlendirme yapalım: (İnşallah Sayın Kurt bu değerlendirmemin şahsi fikrim değil toplumun algılamasını yansıttığımın da farkına varır ve bize beni niye karıştırıyorsun diyerek gönül koymaz.)   İl başkanı olmak için mücadele ederken bu satırlardan yazmıştım, taban “Deniz Kurt gelecek üçte üç yapacağız vekilliği de belediyeyi de alacağız” diye AK Parti cenahında böyle bir söylem oluşmuştu.  AK Parti milletvekillileri ‘senin adamın’, ‘benim adamım’ didişmesinden Sayın Kurt harcandı, AK Parti cenahı siyasette 4 senesini kaybetti, daha sonra Sayın Deniz Kurt çekilince tabanın “Volkan Mengi olsun” isteğine yıllar sonra AK Parti merkezi onay verdi!   Sayın Deniz Kurt’un aile yapısı, çevresi, sosyal faaliyetleri, toplumdaki algısını, ağırbaşlılığını, halkın bakış acısını bu köşeden anlatmaya çalışmıştım.   Kaleme aldığım yazının ne kadar doğru olduğu anlaşıldı ki Kuzeni Sayın Osman Kurt’un İYİ Parti’den aday olması bütün siyasi hesapları alt üs etti!  AK Parti’ye önceki dönemlerde oy veren yüzer gezer oyları toplaması   CHP’den 10 binin üzerinde oy alması, MHP’den o kadar oy alması, İYİ Parti’nin Türkiye ortalamasını ikiye katlayarak, Türkiye genelinde İYİ Parti’nin en çok oy aldığı il oldu!  Sayın Osman Kurt’un bu başarısına Kurt Ailesinin Burdur üzerinde oluşturduğu bir değer olarak bakılması gerek! ‘Sayın Osman Kurt İYİ Parti birinci sıra adayı olmasa idi İYİ Parti Burdur’dan bu kadar oy alır mıydı?’ doğru bir adayın siyasette neler olacağının irdelenmesi gereken bir veri.   Şimdi AK Parti’nin Burdur Belediye Başkanlığını alabilmesi için önünde iki seçenek gözükmekte: bu seçenekler, toplum içindeki söylem AK Parti ya dışardan yıpranmamış çok iyi bir aday getirecek ya da Sayın Deniz Kurt’u aday yapacak veya Deniz Kurt üzerinden Kurt Ailesinin desteğini alacak bir aday adayı çıkararak AK Parti’ye güç kazandıracak!    Burdur siyasi yelpazeye bakıldığında MHP en iyi adayı çıkardığı durumunda aldığı oy belli, CHP ise seçim sonuçlarına göre dip yapsa bile sosyal demokratların yeniden doğmayı, birlik beraberlik olmayı, seçim zamanı geldiğinde kenetlenmeyi öğreneceklerine bu toplum inanmakta. Bu da Sayın Ali Orkun Ercengiz’in toplum üzerine bıraktığı bir izlenimdir. Her ne kadar il yönetimi, milletvekili ve sayın başkanın arasındaki güç çekişmesi ayyuka çıksa bile seçim sathında “kol kırılır yenin içinde kalır” düşüncesi ile kenetlenip 24 Haziran’da oluşan ‘millet ittifakından’ yararlanmak istenecektir. Bu da HDP, Saadet Partisi ve İYİ Parti oylarından yararlanmak demektir.   Sonuç olarak her aday AK Parti içinde değerlidir, belediye başkanlığı için çok aday adayı da çıkacaktır. Sayın Deniz Kurt’un kuzeni ile fotoğraf vermesi aile içinde destek olmasından doğal bir şey olamaz. Sayın Deniz Kurt destek olmasa idi yanlış yapmış olurdu; bunları da siyasi çıkar uğruna kullanıp dillendirenler olacaktır, belediye başkanlığına aday olacaklar, İl Genel Meclis Başkanlığı için hedefi olanlar iç çekişmelerde yıpratılmaya çalışacaklardır ancak AK Parti yetkililerin Kurt ailesinden nasıl faydalanılır, nasıl toplum üzerindeki imajından siyasi olarak çıkar sağlanır bunu düşünmek mecburiyetindedir! Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…