CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

Burdur’un Sorunu İnşallah’a Kaldı

Yaradan’a sığınarak her işin başında da “inşallah” demekten başka çaremiz yok. Bu başlığı atarken de herhangi bir okuyucumuzun yanlış anlamasından yüce rabbime sığınırım.   Ülke genelinde referandum çalışmaları başlayalı ortalık iyice hareketlendi. Buna birde sözde Almanya, Avusturya, Hollanda, Danimarka, İsviçre gibi Avrupa devletleri de katıldı. Demokrasiyi, devlet olmayı Osmanlı’dan öğrenen sözde devletçikler Türkiye’ye akıl vermeye, dizayn etmeye çalışmakta. FETÖ, PKK, PYD DHKPC mitingler düzenlerken bir sorun yok ancak ülkenin bakanı bir salon toplantısı için giderse kıyamet kopmakta. Bunun altında bir haçlı oyunu olduğunu Türk toplumu bilmekte. Bu konuları değerlendiren TV kanallarında siyasetçi ve yazarlarımızdan çok ben bölgemizdeki sorunları değerlendirerek konuya girmek istiyorum. Referandum çalışmalarından bölgemizde nasibini almaya başladı bilhassa Burdur.   Referandum çalışmaları altında gün geçmiyor ki ya bir bakan ya da bir milletvekili bölgemize veya ilimize gelmesin. Geçen hafta Perşembe günü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek Burdur’a teşrif ettiler. Sayın bakanın toplum nezdinde bir ağırlığı vardır. Ülkenin yetiştirdiği nadide ekonomistlerinden biridir.   Yoğun programının son anına BUTSO Başkanı Sayın Yusuf Keyik’in girişimleri ile Burdur sanayicileri ile Sayın Bakan buluştu. Bendeniz de her ne kadar basına kapalı deseler de bir dinleyici olarak Sayın Bakanı dinleme imkânına sahip oldum. Zamanın kısıtlı olması dolayısı ile Sayın Bakan konuşma yapmadan önce sanayicinin sorunlarını dinleyerek not aldı.   Sayın Bakana yöneltilen sorunların sadece Burdur’u değil ülkeyi ilgilendiren sorunlar olduğu gözükürken, BUTSO Başkanı Sayın Yusuf Keyik’in soruları almadan “Sayın Bakanım ortak sorunumuz; sanayicimize ve esnafımıza  o kadar teşvik çıkarıyorsunuz ancak bunlar halkımıza yansımıyor,  vatandaş bu teşviklerin semeresini ne zaman görecek” demesi ülkedeki krizi gün yüzüne çıkaran bir söylem olarak algılandı. Ben sadece dikkatleri çeken iki ana sorunu dillendirmek istiyorum .   Ülkenin ekonomik darboğazdan geçmesi dolayısıyla mı yoksa Sayın Bakanın sanayiciler ile buluşma saati dar vakitte geldiği için mi salonda az denecek kadar sanayicinin olması dikkatleri çekti. Burdur Türkiye’de cari acık vermeyen nadir illerden bir kent. İhracatın yüzde 80’ini bulan maden sektörüne dayanması bu madeninde mermercilik olduğunu düşünürsek sanayicimizin; “Sayın Bakanım bizler ruhsat alabilmek için aylarca bekliyoruz, bir seneyi bekleyenlerimiz de var. Kapı kapı dolaşmaktan, ormandan alında hazineye varıncaya kadar, enerji bakanlığımızdan, Maden İşleri Daire Başkanlığına kadar uğraşmaktan iş yapamaz hale geldik.” demesi düşündürücü. Sayın bakanın “Bu sorunları biliyorum ama ne hikmetse yıllardır bir çözüm bulamadık inşallah çözülür.” demesi Burdur sanayicisinin işi İnşallah'a kaldı demekten kendimi alamadım.   Burdur’un en büyük geçim kaynağı ayrıca marka haline gelen süte dayalı hayvancılıktır. Coğrafi yapısı ve iklimi uygun olmasa bile Burdur halkının azmi ve girişimciliği ile Burdur’u Türkiye’nin Hollanda’sı konumuna getirmiş. Bu sene ise buzağı desteklemelerinde yanlış alınan bir kararla Burdur’un 2016 yılında 26 milyon TL’yi bulan aldığı teşvik eğer Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı düzeltmezse 2017’de 5 - 6 milyon TL’de kalacak. Veteriner Hekimler Oda Başkanının bu yanlışlığı dile getirmesine Sayın Bakanın “Bu sorunu Sayın Bakanla bir daha görüşün, bende görüşeyim inşallah çözülür.” demesi ‘hadi bakalım en büyük iki sorunumuzda inşallaha kaldı’ demekten kendimi alamadım. Salonda az da olsa mermer sektörü ile uğraşan sanayicinin hayal kırıklığının verdiği tepki ise yüzlerine yansımıştı.   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…  
Ekleme Tarihi: 14 Mart 2017 - Salı
CEMALETTİN BEKTAŞ

Burdur’un Sorunu İnşallah’a Kaldı

Yaradan’a sığınarak her işin başında da “inşallah” demekten başka çaremiz yok. Bu başlığı atarken de herhangi bir okuyucumuzun yanlış anlamasından yüce rabbime sığınırım.

 

Ülke genelinde referandum çalışmaları başlayalı ortalık iyice hareketlendi. Buna birde sözde Almanya, Avusturya, Hollanda, Danimarka, İsviçre gibi Avrupa devletleri de katıldı. Demokrasiyi, devlet olmayı Osmanlı’dan öğrenen sözde devletçikler Türkiye’ye akıl vermeye, dizayn etmeye çalışmakta. FETÖ, PKK, PYD DHKPC mitingler düzenlerken bir sorun yok ancak ülkenin bakanı bir salon toplantısı için giderse kıyamet kopmakta. Bunun altında bir haçlı oyunu olduğunu Türk toplumu bilmekte. Bu konuları değerlendiren TV kanallarında siyasetçi ve yazarlarımızdan çok ben bölgemizdeki sorunları değerlendirerek konuya girmek istiyorum. Referandum çalışmalarından bölgemizde nasibini almaya başladı bilhassa Burdur.

 

Referandum çalışmaları altında gün geçmiyor ki ya bir bakan ya da bir milletvekili bölgemize veya ilimize gelmesin. Geçen hafta Perşembe günü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek Burdur’a teşrif ettiler. Sayın bakanın toplum nezdinde bir ağırlığı vardır. Ülkenin yetiştirdiği nadide ekonomistlerinden biridir.

 

Yoğun programının son anına BUTSO Başkanı Sayın Yusuf Keyik’in girişimleri ile Burdur sanayicileri ile Sayın Bakan buluştu. Bendeniz de her ne kadar basına kapalı deseler de bir dinleyici olarak Sayın Bakanı dinleme imkânına sahip oldum. Zamanın kısıtlı olması dolayısı ile Sayın Bakan konuşma yapmadan önce sanayicinin sorunlarını dinleyerek not aldı.

 

Sayın Bakana yöneltilen sorunların sadece Burdur’u değil ülkeyi ilgilendiren sorunlar olduğu gözükürken, BUTSO Başkanı Sayın Yusuf Keyik’in soruları almadan “Sayın Bakanım ortak sorunumuz; sanayicimize ve esnafımıza  o kadar teşvik çıkarıyorsunuz ancak bunlar halkımıza yansımıyor,  vatandaş bu teşviklerin semeresini ne zaman görecek” demesi ülkedeki krizi gün yüzüne çıkaran bir söylem olarak algılandı. Ben sadece dikkatleri çeken iki ana sorunu dillendirmek istiyorum .

 

Ülkenin ekonomik darboğazdan geçmesi dolayısıyla mı yoksa Sayın Bakanın sanayiciler ile buluşma saati dar vakitte geldiği için mi salonda az denecek kadar sanayicinin olması dikkatleri çekti. Burdur Türkiye’de cari acık vermeyen nadir illerden bir kent. İhracatın yüzde 80’ini bulan maden sektörüne dayanması bu madeninde mermercilik olduğunu düşünürsek sanayicimizin; “Sayın Bakanım bizler ruhsat alabilmek için aylarca bekliyoruz, bir seneyi bekleyenlerimiz de var. Kapı kapı dolaşmaktan, ormandan alında hazineye varıncaya kadar, enerji bakanlığımızdan, Maden İşleri Daire Başkanlığına kadar uğraşmaktan iş yapamaz hale geldik.” demesi düşündürücü. Sayın bakanın “Bu sorunları biliyorum ama ne hikmetse yıllardır bir çözüm bulamadık inşallah çözülür.” demesi Burdur sanayicisinin işi İnşallah'a kaldı demekten kendimi alamadım.

 

Burdur’un en büyük geçim kaynağı ayrıca marka haline gelen süte dayalı hayvancılıktır. Coğrafi yapısı ve iklimi uygun olmasa bile Burdur halkının azmi ve girişimciliği ile Burdur’u Türkiye’nin Hollanda’sı konumuna getirmiş. Bu sene ise buzağı desteklemelerinde yanlış alınan bir kararla Burdur’un 2016 yılında 26 milyon TL’yi bulan aldığı teşvik eğer Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı düzeltmezse 2017’de 5 - 6 milyon TL’de kalacak. Veteriner Hekimler Oda Başkanının bu yanlışlığı dile getirmesine Sayın Bakanın “Bu sorunu Sayın Bakanla bir daha görüşün, bende görüşeyim inşallah çözülür.” demesi ‘hadi bakalım en büyük iki sorunumuzda inşallaha kaldı’ demekten kendimi alamadım. Salonda az da olsa mermer sektörü ile uğraşan sanayicinin hayal kırıklığının verdiği tepki ise yüzlerine yansımıştı.

 

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.