Bu söz vatan hainleri FETÖ’cüler tarafından uydurulmuş olarak bakılsa da toplum ve emniyet içinde konuşulan bir durum. TV kanallarında yorumcuların “FETÖ’cülerin yerini Menzilciler alıyor” söylemleri ayyuka çıkmış durumda!
15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra emniyet içerisinde bu hainleri temizlemek için kullanılan kimi illerde Ensar vakıfçı, kimi illerde Süleymancı kimi illerde de Menzilci… Ancak emniyet birimlerinin içinde sözü geçen ağırlıklı cemaatin de Menzilciler grubu olduğu konuşulmakta.
Koskoca emniyet teşkilatını bir cemaat ile yıpratmak ne kadar doğrudur düşünmek gerek! Siyasetçilerimizin ve toplumun bu ‘cemaat-hizmet’ algısı ile sahip çıktıkları hainlerin ülkenin başına açtığı belalar da meydanda! Devletin bütün birimlerini kendi örgüt elemanları ile doldurmaları dini inancımızı kullanarak ülkeyi ne hale getirdikleri ortada iken hala bazı cemaat ve derneklerden yardım beklemek ne kadar doğru olur!
Ülke genelinde toplantı ve tanıtımlarda bürokrasinin ve siyasetçilerimizin bu vakıf ve cemaat toplantılarında boy göstermek için yarıştığı da bir gerçek. “Bu ülkenin ağzı sözde FETÖ hizmet hareketinden yandı. FETÖ’den kurtulduk başka bir FETÖ’nün kucağına mı oturuyoruz?” söylemini de halkın yüksek bir bölümünün dillendirmesi bir başka sorun.
15 Temmuz vatan hainlerin kalkışmasından sonra boşluğu doldurmak isteyen cemaatler ve vakıflar toplumdaki adalet duygusunu da zedelemiş durumda. Bir emniyet yetkilisinin verdiği bilgi manidardır: “Devlet gerçekten kanındaki zehirden kurtulmak istiyorsa 15 Temmuz’dan bir hafta önce Türkiye geneli bazı illerde emniyetin içi boşaltıldı. Tecrübeli arkadaşlar yer değiştirmek adı altında değişik yelere verildi. 15 Temmuz gecesi emniyet müdürlüklerinde tecrübeli eleman kalmadı. FETÖ’nün il ve ilçelerde yöneticilerine karşı yapılacak operasyon dosyaları ferdileştirilerek adi suça çevrildi. Şimdi çoğu kaçak veya tutuklu. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün yerini alan grupların ‘astığı astık, kestiği kestik’ oldu. Hakkımızda dosya hazırlamasınlar diye bu gruplardan korkmayan kalmadı. Yargıçlarımız bile bunlara tabi oldu, çoğu köşeyi döndü!” demesi düşündürücü.
Yaşadığım bir hadise olayların doğruluk payını da ortaya koymakta… 15 Temmuz’dan 6 ay önce FETÖ’nün ülke genelinde ve Burdur yapılanması hakkında bilgime başvurulduğunda, biraz bilgi aktardıktan sonra savcı beyin “Çok afaki konuşuyorsun!” demesi bende kendilerine “2008’de beni yargılayan hâkimler de aynı cümleyi kullanmışlardı” demem savcı beyin moralini bozmuştu. Bilgi vermem ilerledikçe “Bu FETÖ’nün emniyet ellerinde ülkeyi ya silahla ya yargı ile ele geçirmeye kalkışacakları yakındır” söylemim üzerine bana “Bunlar gerçek olamaz!” diye tepki göstermesine karşı kendilerine “Zaten ülke geneli operasyonlar olurken, sizlerin ve mülki idarenin operasyon yapmayışı, FETÖ’nün belini kıracak iki dosyayı adi suça çevirerek operasyon olmaması toplumda bazı algılara yol açtı.” demem odada bulunan 4 tane savcının sinirlerini germişti. Cezasını çok ağır bir şekilde çekmeye devam etmekteyim. Hem Adalet Bakanlığı’nın hem Emniyetimizin artık liyakat üzerine görevlendirmesi adaleti sağlayarak toplumdaki adalete duyulan güvensizliği de kaldırması gerekmektedir. Son Emniyet kararnamesinin bu yolda olması bizleri de sevindirdi.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…