Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı sözde belgelerin sadece ben değil kendi cenahının da inanmaması, eleştirilere uğraması “bilinçli bir komplo mu?” sorusunu akıllara getirmekte…   Pandemi sürecinde tedarik zincirinin daralmasından kaynaklanan fiyatlardaki istikrarsızlık enflasyonunu katlamasına sebep olurken bir de Ukrayna Rusya savaşının çıkması tuzu biberi oldu. Bunun üzerinden siyaset ve proje üretileceği, demokrasinin, özgürlüklerin ve insan haklarının beşiği olma yolunda ilerleyecekleri, fikir ve çözüm odaklı bir siyaset üreterek seçmenin gönlünde taht kurulacak yerde nereden tedarik edildiği bilinmeyen bir belgeyi sunması hiç hoş olmadığı gibi, Türkiye gibi bir ülkenin Cumhurbaşkanına bu söylem hiç yakışmadı.   Sayın Kılıçdaroğlu’nun önce Milli Eğitimin daha sonra TÜİK ve SADAT önünde de boy göstermesi ve sonunda da Sayın Cumhurbaşkanına bu söylemi yakıştırması, kendi etrafındaki sözde konuşma metnini hazırlayanlara belge ve bilgi getirenlere dikkat etmesi gerekir. Tabi bir de İstanbul’da düzenlenen miting var ki evlere şenlik. Kalabalığın olmadığını söylemek imkansız ancak “çocuk katili Öcalan’a” özgürlük isteyen, “her yer Kandil” sloganları atılan buna da imkan veren bir siyaset anlayışından kurtulup gerçek sosyal demokrasiye dönmemesinin sebebi bu etrafına yerleştirdiği kumpas çetesinden mi kaynaklanıyor?   Türkiye’ye yıllarca ambargo uygulayan ABD; PKK’ya 5000 tırın üzerinde silah yardımı yapan, PKK’nın yuvalandığı İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmemesi için kırmızı kart göstermeye kalkan Türkiye’nin “Azerbaycan’a silah ve asker gönderiyoruz, mavi vatan olarak baktığımız Libya’da ne işimiz var” diyen ve “Ermeni soykırımının tartışılması gerek” diyen zihniyet Kılıçdaroğlu’na yanlış politika mı ürettiriyor?   15 Temmuz kalkışmasından sonra kanun hükmünde kararname ile ihraç edilen FETÖ’cü hainlerin idari ve cezai kanunu yok sayarak askeri okul öğrencilerini, soruşturma geçirmemiş ve beraat eden FETÖ’cüleri görevlerine iade etmek ne demek!   Kılıçdaroğlu’nun çevresinde bu danışmanlar olduğu müddetçe, vatan hainliği denebilecek bir seviyede siyaset yapıldığı müddetçe, ecdadımız Osmanlı’ya ve Ulu Önder Atatürk’ü kabul etmeyen zihniyet, PKK’nın savunuculuğu yapan sözde bir partiye iktidara gelebilmek için teslim bayrağını çektiren bir anlayışa bu toplum iktidar yolu göstermez…   Kılıçdaroğlu iktidara gelmek istiyorsa önce Türk milleti ile barışması ve sosyal demokrat bir anlayışa dönmesi gerek. Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…