CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

BU ÜLKE ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN SAYESİNDE AYAKTA

Tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamış Türk halkı, işgal ve esarete alışık olmayan asil ve büyük bir millettir. Bu nedenle tarih boyunca bu uğurda yaptığı birçok savaşta insanını şehit vermiş ve gazi yapmıştır. Gaziler vatanın selameti, bizlerin rahatı için canlarını ortaya koyan ve gözlerini kırpmadan ölüme koşan insanlardır. Tarihimiz şehitlik ve gazilik destanları ile doludur. Her Türk evladı bu onura sahip olabilmek için, vatanı, milleti, bayrağı, milli ve dini değerleri için savaşmayı kendisinin ulaşabileceği en büyük değer olarak görmektedir. Yakın tarihimizde Kurtuluş Savaşı bunun en büyük örneğidir. İslamiyet’in doğuşundan 600 sene hüküm süren Osmanlı imparatorluğuna gelinceye kadar hiç değişmeyen bu inanç ve Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar uzanan bu kutsal çizgide şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarını anmak ve yüceltmek amacıyla 2002’de çıkartılan yasa ile 19 Eylül tarihinin Gaziler Günü olarak kutlanması kabul edilmiştir.   Ülkemiz bulunduğu coğrafya nedeniyle her zaman hedef durumunda kalan bu cennet vatan hem içten hem de dıştan yıkılmaya çalışılmıştır. Bu topraklar adına birçok şehit ve gazi veren milletimiz, Gaziler Günü’nü, her yıl büyük bir gurur ile 19 Eylül’de bütün yurtta törenlerle kutlamaktadır. Kan akıtılarak, can verilerek sahip çıkılan bu topraklarda bizler huzur içinde yaşıyorsak, elbette ki şehit ve gazilerimizin sayesindedir. Onlar için en iyisini yapmak bizler için en büyük görevdir ve görev olmalıdır. Küresel güçlerin maşası olarak yetişen vatan hainlerinin yıllardır şehit ve gaziler verdiğimiz yetmiyormuş gibi 15 Temmuz kalkışmasını yaşayarak şehit ve gazi sayısı artmak zorunda kalınmıştır. Hala bu vatan hainlerine inanan ve 2023’de ki seçimlerin iktidar partisinin kaybetmesi için çalışan hainlerin olması, muhalefetin iktidara gelince “tutukluların serbest kalınacağını, görevlerine iade edileceği” üzerine siyaset yapmaları düşündürücü. Halen ülke bütünlüğümüze ve milli beraberliğimize saldırıda bulunanlara karşı mücadelesini her zaman ve her yerde durmadan veren milletimiz, askeri ve sivil birçok şehit ve gazi vermiş ve halen vermeye de maalesef devam etmektedir. Dinimiz, “Vatan sevgisi, imandandır.”  Savaşta ölenler şehit, savaştan sağ veya yaralı dönenler ise gazi unvanı ile onurlandırılmıştır. Türk ulusu için, “Şehitler nurlanmış” ve “Gaziler onurlanmış” şahıslar demektir. Gaziler Günü  “Kahramanlık Günü” olarak da kutlanmaktadır. Türkiye gazileri, 19 Eylül 1983 tarihinde Türkiye Muharip Gazileri Derneği altında bütünleşmişlerdir. Vatanımızın ve milletimizin varlığının devamını, bayrağımızın göklerde dalgalanmasını, özgürlüğümüzün korunmasını ve milletçe namusumuzla, şerefimizle yaşamamızı gazi ve şehitlerimize borçlu olduğumuzu unutmayalım. Ülkemizin etrafında ateş topu oluşmuşken bir tarafta İran, bir tarafta ırak ve Suriye, Akdeniz’de güney Rum kesimine ABD silah ambargosunu kaldırmışken Karadeniz de Rusya ve Ukrayna savaşı varken Ege’de Yunan diasporası havlamaya başladığı şu günlerde Avrupa’da ekonomi ve enerji darboğazından çıkış mücadelesi verirken yerli ve milli muhalefetin olmayışı bu ülkenin kaderi olmaması gerek! Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 19 Eylül 2022 - Pazartesi
CEMALETTİN BEKTAŞ

BU ÜLKE ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN SAYESİNDE AYAKTA

Tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamış Türk halkı, işgal ve esarete alışık olmayan asil ve büyük bir millettir. Bu nedenle tarih boyunca bu uğurda yaptığı birçok savaşta insanını şehit vermiş ve gazi yapmıştır. Gaziler vatanın selameti, bizlerin rahatı için canlarını ortaya koyan ve gözlerini kırpmadan ölüme koşan insanlardır.

Tarihimiz şehitlik ve gazilik destanları ile doludur. Her Türk evladı bu onura sahip olabilmek için, vatanı, milleti, bayrağı, milli ve dini değerleri için savaşmayı kendisinin ulaşabileceği en büyük değer olarak görmektedir. Yakın tarihimizde Kurtuluş Savaşı bunun en büyük örneğidir.

İslamiyet’in doğuşundan 600 sene hüküm süren Osmanlı imparatorluğuna gelinceye kadar hiç değişmeyen bu inanç ve Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar uzanan bu kutsal çizgide şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarını anmak ve yüceltmek amacıyla 2002’de çıkartılan yasa ile 19 Eylül tarihinin Gaziler Günü olarak kutlanması kabul edilmiştir.

 

Ülkemiz bulunduğu coğrafya nedeniyle her zaman hedef durumunda kalan bu cennet vatan hem içten hem de dıştan yıkılmaya çalışılmıştır. Bu topraklar adına birçok şehit ve gazi veren milletimiz, Gaziler Günü’nü, her yıl büyük bir gurur ile 19 Eylül’de bütün yurtta törenlerle kutlamaktadır. Kan akıtılarak, can verilerek sahip çıkılan bu topraklarda bizler huzur içinde yaşıyorsak, elbette ki şehit ve gazilerimizin sayesindedir. Onlar için en iyisini yapmak bizler için en büyük görevdir ve görev olmalıdır.

Küresel güçlerin maşası olarak yetişen vatan hainlerinin yıllardır şehit ve gaziler verdiğimiz yetmiyormuş gibi 15 Temmuz kalkışmasını yaşayarak şehit ve gazi sayısı artmak zorunda kalınmıştır. Hala bu vatan hainlerine inanan ve 2023’de ki seçimlerin iktidar partisinin kaybetmesi için çalışan hainlerin olması, muhalefetin iktidara gelince “tutukluların serbest kalınacağını, görevlerine iade edileceği” üzerine siyaset yapmaları düşündürücü.

Halen ülke bütünlüğümüze ve milli beraberliğimize saldırıda bulunanlara karşı mücadelesini her zaman ve her yerde durmadan veren milletimiz, askeri ve sivil birçok şehit ve gazi vermiş ve halen vermeye de maalesef devam etmektedir.

Dinimiz, “Vatan sevgisi, imandandır.”  Savaşta ölenler şehit, savaştan sağ veya yaralı dönenler ise gazi unvanı ile onurlandırılmıştır. Türk ulusu için, “Şehitler nurlanmış” ve “Gaziler onurlanmış” şahıslar demektir.

Gaziler Günü  “Kahramanlık Günü” olarak da kutlanmaktadır. Türkiye gazileri, 19 Eylül 1983 tarihinde Türkiye Muharip Gazileri Derneği altında bütünleşmişlerdir. Vatanımızın ve milletimizin varlığının devamını, bayrağımızın göklerde dalgalanmasını, özgürlüğümüzün korunmasını ve milletçe namusumuzla, şerefimizle yaşamamızı gazi ve şehitlerimize borçlu olduğumuzu unutmayalım.

Ülkemizin etrafında ateş topu oluşmuşken bir tarafta İran, bir tarafta ırak ve Suriye, Akdeniz’de güney Rum kesimine ABD silah ambargosunu kaldırmışken Karadeniz de Rusya ve Ukrayna savaşı varken Ege’de Yunan diasporası havlamaya başladığı şu günlerde Avrupa’da ekonomi ve enerji darboğazından çıkış mücadelesi verirken yerli ve milli muhalefetin olmayışı bu ülkenin kaderi olmaması gerek!

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.