31 Mart yerel seçimlerinde Ak Parti ve CHP'nin il yönetimlerinde değişimin ayak sesleri konuşulmaya başlandı.Bugünkü yazımızda Ak Parti ve CHP’de neler konuşuluyor ve kendimiz ile ilgili konuları kalemimizin imkan verdiği ve dilimizin döndüğü kadar yazmaya çalışalım. Ak Parti de seçmenin dillendirdiğine göre ‘’Yönetim kadrosunun değişeceği, il başkanlığı ve millet vekillerinin başarısız olduğu, iktidar partisini bu hallere düşürenlerin utanması gerektiği’’ konuşulmaktadır. Ak Parti’yi kimler toparlar? sorumuza bazı isimler geçse de eski bir il başkanının ismi ön plana çıkmaktadır. Bu il başkanının da 1 yıl önce Ak Parti temayülünden çıkan bir şahsiyetin olabileceği düşünülmektedir. Araştırdığımızda Ak Parti’de yıllarca il başkanlığı yapmış ve bir otorite kurmuş. Ayrıca devlet kurumlarında uyumundan taviz vermemiş bir şahsiyet olarak karşımıza çıkmakta. Milletvekilleri ve İl yönetimi bu kadar başarısız mı? ne zaman değişir? tahmininiz nedir?  sorularımıza ise verilen cevaplar çok yakın; ‘’En fazla il kongresine kadar ayakta kalabilirler. Sen bir il başkanısın, seçime ramak kalmışken son gün kafeteryada oyun oynuyorsun ve neymiş efendim seçim yasağı başlamış. Eskiden gece sabahlara kadar uyumazdık. Çevresi olan seçmeni tek tek arayarak devletin durumunu anlatır, Burdur ve ilçelerin durumundan bahsederek ertesi gün oy verecek seçmenleri ikna etmeye çalışırdık. Siz milletvekili olmuşsunuz ama hala siyaseti öğrenememişsiniz. Önce Sayın Cumhurbaşkanı’na densizlik yapıyorsun daha sonrada devletin valisine sosyal medyadan çağrı yaparak densizliğin kralını yapıyorsun. Burdur halkının su sorununu neden sosyal medyadan çağrı yaparak devletin valisini küçük düşürüyorsun? bizim il başkanımıza ve vekillerimize bu gömlek iki beden büyük geldi.’’  söylemi dillendirilirken, il özel idarede de ‘’ Ak Parti’li adayları seçmezseniz Burdura yatırım gelmez. Saygısızlığın son noktası bu olsa gerek.’’ söylemleri konuşulmakta.  Cumhuriyet Halk Partisi’nin parti içi mücadelesine baktığımızda, parti içinde çok yakında istifalar istenebilir. Neden istenebilir? sorumuza ise; ‘’Genel merkez tarafından belediye başkanı belirlendiği halde neden ön secim yapılmadı? diyerek hem genel başkanı eleştirip hem de belediye başkanımızı eleştirerek partiye zarar verildiği, seçim çalışmalarına il ve ilçe yönetiminin partiyi yalnız bıraktığı’’ dillendirilirken ‘’Eğer birlik ve beraberlik gösterilebilseydi, bir belediyenin daha CHP’ye geçmesinin muhtemel olduğu’’ söylemler arasındadır. Değişimin yakın olup olmadığını sorduğumuzda ise; ‘’Değişimin eli kulağında. Ancak parti içi küskünlük olmaması için istifaları bekliyoruz, kedine saygısı olan da zaten kendiliğinden istifa eder.’’ düşünceleri hakim.  Azımsanmayacak bir CHP’li seçmende ‘’Bunlarda utanma duygusu yok. Eğer birlik ve beraberlikle bu seçime girilebilseydi ve bizim dinozorlar da gidip oy kullansaydı Ak Parti’ye en az 6-7 bin oy fark atılırdı.’’ söylemi konuşulmaktadır. Partililer tarafından görülen tek çözüm ise; ‘’İstifalar ve parti içi temizlik olmazsa Sayın Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’e görev düşeceği’’ dillendirilmektedir. Sonuç olarak bakıldığında 2024 yılı içinde Ak Parti’de ve CHP’de il ve ilçe başkanlıklarının değişmesi muhtemel gözükmektedir. CHP seçimlerde başarılı olduğu halde il ve ilce yönetiminin çalışmadığı algısı, Ak Parti’nin ise başarısız olduğu halde il ve ilçe yönetiminin hala başarılıyız algısı yapması, buna da seçmenlerin inanmaması olarak bakılabilir. Bucak ilçesine ayrı bir parantez açacak olursak; Bucak ilçesinde seçimlerin kaybedilmesinin tek sebebi Bucaklı vekil Mustafa Oğuz olduğu dillendirilirken, ‘’Akıllı bir siyasetçi olsaydı MHP ile anlaşıp muhafazakar seçmenin oy deposu olarak bilinen Bucak ilçesini 50 yıldan sonra CHP’ye kaptırmazdı.’’ söylemi dillendirilmektedir.    2013 yılında Dergi Ayrıntı’yı ve haber sitemiz Bakayrıntı’yı kurarak yayın hayatına başlamıştım. Yıllarca bu köşeden siz okuyucularımız ile buluşup dertleştik. Kimisi yazdığım köşe yazılarını sahiplenip ben yazdırdım diyerek havasını attı, kimisi de şu yazdırıyor diyerek iftira attı. Beni tanıyanda bilir ki bana bu hayatta köşe yazısı yazdıracak ve buna gücü yetecek Allah’ın bir kulu yoktur. Kalemini satmak namusunu satmak gibidir. Bizler eğitimimizi alırken bu düsturla yola çıktık. İki senedir sağlık sorunlarım baş göstermişti. Ocak ayında dergiyi çıkarma imkanım olmadığı için devrini gerçekleştirmiştim. 23 Nisan’da da haber sitemizin devrini gerçekleştirerek yayın hayatından çekilmiş oldum. Bu köşeden nezaket göstererek köşe yazılarımın yayınlanmasına devam etmemi isteyen genç iş adamı GÜNOĞLU GROUP yönetim kurulu başkanı Mustafa Gün’e teşekkürü bir borç bilirim. Yıllarca emek verdiğim ve başarmaya çalıştığım medya gurubunu daha çok büyüterek, daha çok kişiye iş imkanı sağlayarak doğru, tarafsız ve korkusuz olarak yayın yapacağına yürekten inanmaktayım.  Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile...