15 Temmuz gecesi vatan hainleri tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi dünya tarihinde görülmemiş bir şekilde Türk halkı tarafından engel olundu. Tabi buna Türk silahlı kuvvetlerinin içindeki vatan sevdalıları, emniyet personelimizin özverili çalışması, en büyük katkı ise demokrasiye bağlı olan halkın canı pahasına sokaklara inmesi, buna karşılık siyasetin top yekûn darbeye karşı olması ve Sayın cumhurbaşkanımızın da her zaman olduğu gibi bu çapulculara karşı dik durması etkili oldu.
Hainlerin darbe girişimi 200’ün üzerinde şehit vererek atlatmamız Allah-ü Teâlâ’nın bu topluma bir lütfudur, çünkü bu gözü dönmüş canilerin hedefi yüz yıl etkisi sürecek binlerce kişiyi hapsederek ve idam edip Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya Müslümanlarının üzerindeki etkisini kaldırmak, hasta adam moduna sokmak için bir maşa olarak kullandıkları anlaşılıyor.
1980 Askeri darbesini yaşayan, yıllarca mercimek depolarında tutulan biri olarak sunu açıkça söylemek gerekir; Türkiye’de hiçbir darbe de kendi vatandaşına silah sıkan bir hain çıkmamıştı.
Şimdi gelelim bu hainlerin darbe girişimlerinden sonra yargıda, üniversitelerimizde, İç İşleri Bakanlığında görevden uzaklaştırmalara acaba devletimiz hala suyun yüzüne çıkan pisliklerle mi uğraşıyor sorusunu akıllara getiriyor. Bakıldığında kriptocu paralelcilerin iş başında olduğu, paralelcileri paralelcilerin yargıladığı, tabanda Allah rızası için bir zamanlar içlerinde bulunmuş şahsiyetlerin bulunması ibretlik bir hadise, çünkü bu kriptocu parelciler bu mazlumlara cezayı kendilerini gizlemek için verdikleri toplum gözünden de kaçmıyor. Geç kalınmış bir operasyonda olsa artık devletin, yargının, emniyetimizi ve istihbarat ağını iyi kullanıp kendilerini gizleyen ve devletin önemli yerlerinde bulunan bu vatan hainlerini su yüzüne çıkarıp başını ezmekten başka çaresi yok. Yoksa 17/25 Aralık MİT müsteşarının ifadeye çağırılarak Başbakanı tutuklama operasyonu, balyoz, ergenekon davaları gibi daha bu devletin basına çok bela açarlar.
2008den beri bu yapının tehlikelerle dolu olduğunu siz okuyucularımızla paylaştık. Kimi zaman komünist dediler, kimi zaman alevi, kimi zamanda paralelci, kimi zamanda Ak Parti düşmanı. Ancak bizler yıllarca bu yapının tehlikelerle dolu olduğunu, ülkemizi 80 yıldır sözde kemalizmle dinsizlik yaparak dinsizleştirmeye çalışanlar şimdi ılımlı İslam modeli ile dinler arası diyalog ile bu toplumun dinini yok etmeye çalıştıklarını anlatmaya çalıştık. Devletimizin bu yapının üzerine gidip artık kriptocuların peşine düşmesinden başkada çare yoktur. Yoksa yılanın başını yakalayacağım palavraları ile yer altına girmesine imkân verenlerin, operasyon yapacağız da delil topluyoruz diyerek oyalayanların, eşit davranıyoruz paranoyasına girip paralelcilerin davalardan kurtulduklarını da görürüz Allah korusun. Daha çok yazacak açıklayacak bilgilerde olsa sen paralelcilere iftira atıyorsun diye birde tutuklanırız. Yazamamak zoruma gidiyor, keser döner sap döner bir gün gelir hesap döner misali bir gün gelir bu kriptocularında hesap verdiği günler gelir inşallah.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…