CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

GÜNDÜZ AK PARTİLİ GECE CEMAATÇİLER

Ne sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paralel yapı ile ölüm kalım  mücadelesi, ne de sayın Başbakan  Ahmet Davutoğlu’nun bu mücadele devam edeceğinin kararlığını göstermesi. Herkes yolunu bulmuş ne şiş yanıyor, ne kebap. Devletin ve toplumun bütün sinir uçlarına hakim olan aynı yapı. AK Parti’de  iller bazında yönetimler eski cemaatçi, yeni AK Partililerin elinde. Kim ne derse desin AK Parti bu yapıdan kurtulamazsa kendi dağılacaktır. Çünkü yapı kendine oy vermeyecek şekilde dizayn edilmiş. Cemaatle mücadelede başta emniyet ve yargıdaki temizliğin sadece bu iki birimde  kalması AK Parti’nin kendi parti teşkilatında ki temizliği yapmaması düşündürücü. Cemaatin hem devletteki hem de toplumun sinir uçlarına hakim olması,  hem devletin hem de AK Parti’nin bu yapıdan kurtulma çabalarının boşa çıktığının bir göstergesi. Cemaat yapılanmasında sadece kendi şemsiyesi altında değil, vakıf, dernek, sivil toplum örgütlerinde söz sahibi olacak şekilde yapılanması, güçlü olması  dengelerin  ne derece zorlu olduğunun, mücadelenin ne derece çetin geçtiğinin bir göstergesi. Hükümet var gücüyle paralel yapı ile mücadele ededursun, kendi il başkanlarının il yönetimlerinin cemaatin elinde olduğunun farkında olmaması da bir handikap. Sözde cemaat, devlet dilinde paralel yapının AK Parti’nin içinde yapılanırken gündüzleri AK Partili olup, geceleri paralel yapıya hizmet etmeleri partinin sinir uçlarına hakim olmaları, görevden alınan da göreve gelen inde paralel yapıdan  olması su götürmez bir gerçektir. Yayın yaptığımız (Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Antalya) da yeni seçilen AK Parti  il yönetimlerinin  diğer vakıf ve derneklerden gelmesi, geçmişte bu derneklerde bulunurken nerde ise cemaatin elamanı gibi çalışması,  cemaat öğrencilerine burs verip daha çok öğrenciye burs alabilmek  için kapı kapı dolaşanların, şimdi gündüzleri AK Partili olup, devletin sinir uçlarına hakim olarak paralel yapıya hizmet etmeleri, buna da AK Parti Genel Merkezinin çanak tutmaları akla “acaba AK Parti genel merkezi de paralel yapının elinde mi?” sorusunu getiriyor. Aslında tek soru bu olayların cevabını veriyor. 17 -25 Aralık’tan sonra görevden alınan da göreve verilen de aynı yapının taşeronları. Gelenlerin bulundukları yerlere bakıldığında; dernek ve vakıflarda paralel yapıya hizmet için kullanılan elemanlar olduğu gözükmekte. Ak Partide  göreve gelenlerin de partiyi dağıtabilmek için  ikilik çıkarıp, birlik ve beraberliği bozma çabalarındalar. Neredeyse bunu da başarmış durumdalar. Büyük illerde fazla gün yüzüne çıkmasa da küçük ilerde bunlar su götürmez bir gerçek olarak gözükmekte. Sonuç olarak AK Parti teşkilatı yapısı icabı göreve getireceklerini vakıf, sivil toplum örgütleri ve derneklerinden seçerek kadroyu oluşturmaya çalışıyor. Getirdikleri de yıllarca  paralel yapının hizmetinde bulunmuş kişiler.  "AK Parti" ya  Türkiye’yi 2023’e hazırlayan parti olacak,  vakıf ve derneklerden gelen baskılara göğüs gerecek, ya da AK Parti  eriyecek. Zaten bu kişiler de Sayın Cumhurbaşkanı  gibi “Yanılmışız” diyerek siyasetteki yerlerini ve konumlarını koruma telaşındalar. İktidar değişinceye kadar kadrolarını yıpratmadan devletin ve toplumun sinir uçlarını kendi ellerinde tutmak ve yeni kadroları oluşturmak. Şimdi sormak lazım devlet bu yapıdan kurtulmak için var gücü ile uğraşırken bu dört ilde parti yönetimdeki kişilerin üçte birinin diğer vakıf ve derneklerden gelerek, geçmişinde paralel yapıya hizmet etmelerine ne demeli? Yapı nasıl oluyor da partiyi ele alabilecek güce erişiyor ?
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2015 - Pazartesi
CEMALETTİN BEKTAŞ

GÜNDÜZ AK PARTİLİ GECE CEMAATÇİLER

Ne sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paralel yapı ile ölüm kalım  mücadelesi, ne de sayın Başbakan  Ahmet Davutoğlu’nun bu mücadele devam edeceğinin kararlığını göstermesi.

Herkes yolunu bulmuş ne şiş yanıyor, ne kebap. Devletin ve toplumun bütün sinir uçlarına hakim olan aynı yapı.

AK Parti’de  iller bazında yönetimler eski cemaatçi, yeni AK Partililerin elinde. Kim ne derse desin AK Parti bu yapıdan kurtulamazsa kendi dağılacaktır. Çünkü yapı kendine oy vermeyecek şekilde dizayn edilmiş.

Cemaatle mücadelede başta emniyet ve yargıdaki temizliğin sadece bu iki birimde  kalması AK Parti’nin kendi parti teşkilatında ki temizliği yapmaması düşündürücü.

Cemaatin hem devletteki hem de toplumun sinir uçlarına hakim olması,  hem devletin hem de AK Parti’nin bu yapıdan kurtulma çabalarının boşa çıktığının bir göstergesi.

Cemaat yapılanmasında sadece kendi şemsiyesi altında değil, vakıf, dernek, sivil toplum örgütlerinde söz sahibi olacak şekilde yapılanması, güçlü olması  dengelerin  ne derece zorlu olduğunun, mücadelenin ne derece çetin geçtiğinin bir göstergesi.

Hükümet var gücüyle paralel yapı ile mücadele ededursun, kendi il başkanlarının il yönetimlerinin cemaatin elinde olduğunun farkında olmaması da bir handikap.

Sözde cemaat, devlet dilinde paralel yapının AK Parti’nin içinde yapılanırken gündüzleri AK Partili olup, geceleri paralel yapıya hizmet etmeleri partinin sinir uçlarına hakim olmaları, görevden alınan da göreve gelen inde paralel yapıdan  olması su götürmez bir gerçektir.

Yayın yaptığımız (Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Antalya) da yeni seçilen AK Parti  il yönetimlerinin  diğer vakıf ve derneklerden gelmesi, geçmişte bu derneklerde bulunurken nerde ise cemaatin elamanı gibi çalışması,  cemaat öğrencilerine burs verip daha çok öğrenciye burs alabilmek  için kapı kapı dolaşanların, şimdi gündüzleri AK Partili olup, devletin sinir uçlarına hakim olarak paralel yapıya hizmet etmeleri, buna da AK Parti Genel Merkezinin çanak tutmaları akla “acaba AK Parti genel merkezi de paralel yapının elinde mi?” sorusunu getiriyor.

Aslında tek soru bu olayların cevabını veriyor. 17 -25 Aralık’tan sonra görevden alınan da göreve verilen de aynı yapının taşeronları. Gelenlerin bulundukları yerlere bakıldığında; dernek ve vakıflarda paralel yapıya hizmet için kullanılan elemanlar olduğu gözükmekte. Ak Partide  göreve gelenlerin de partiyi dağıtabilmek için  ikilik çıkarıp, birlik ve beraberliği bozma çabalarındalar. Neredeyse bunu da başarmış durumdalar. Büyük illerde fazla gün yüzüne çıkmasa da küçük ilerde bunlar su götürmez bir gerçek olarak gözükmekte.

Sonuç olarak AK Parti teşkilatı yapısı icabı göreve getireceklerini vakıf, sivil toplum örgütleri ve derneklerinden seçerek kadroyu oluşturmaya çalışıyor. Getirdikleri de yıllarca  paralel yapının hizmetinde bulunmuş kişiler.  "AK Parti" ya  Türkiye’yi 2023’e hazırlayan parti olacak,  vakıf ve derneklerden gelen baskılara göğüs gerecek, ya da AK Parti  eriyecek. Zaten bu kişiler de Sayın Cumhurbaşkanı  gibi “Yanılmışız” diyerek siyasetteki yerlerini ve konumlarını koruma telaşındalar. İktidar değişinceye kadar kadrolarını yıpratmadan devletin ve toplumun sinir uçlarını kendi ellerinde tutmak ve yeni kadroları oluşturmak.

Şimdi sormak lazım devlet bu yapıdan kurtulmak için var gücü ile uğraşırken bu dört ilde parti yönetimdeki kişilerin üçte birinin diğer vakıf ve derneklerden gelerek, geçmişinde paralel yapıya hizmet etmelerine ne demeli? Yapı nasıl oluyor da partiyi ele alabilecek güce erişiyor ?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.