Bu yazıyı benim yazmamım çoğu kişinin moralini bozduğunu biliyorum ancak İslami vecibelerini yerine getiren ve yaşayan biri olarak ta bana da aynı yaftayı yapıştırıyorlar, “takunyalı” da kime dediğimin farkındasınız!   2002’den beri tek başına hükümet olan AK Parti’nin bu takunyalılardan çekmediği kalmadı!    Yılların verdiği ezilmişlik, aşağılanmak, kız çocuklarımızın okullardan atılması, gençlerimizin askeri okullara giremeyişi yetmiyormuş gibi askeri alanlara giren analarımızın başörtüsüne bile karışılması, dönemin başbakanının eşinin bile askeri hastaneye girmesini sorun eden bir yapı!   Bu kadar yanlışlığa karşı AK Parti de yanlış yapmak mecburiyetinde mi?   AK Parti iktidara geldikten sonra neler oldu… Diyanet İşleri başkanı atadık, Sayın Bardakoğlu “dinler arası diyaloğu” savunan biri çıktı; camilerimizde FETÖ’nün kitap ve tefsirleri dağıtıldı, yetmiyormuş gibi ehlisünnet olan imamlarımızın çekmediği sıkıntı kalmadı! Topluma bu FETÖ denen illet önce camilerimizden girdi, bir ara da cem evi ve kilise - cami yapma cüreti gösterildi!   Diyanet İşleri Başkanlığına Sayın Görmez geldi, ha “bu milletin dini imanı bir nebze düzelecek” dedik camilerimize oturaklar tabureler girdi, yetmedi bazı camilerimize banklar konuldu. Ezan saatleri hala düzeltilmedi, kaldırılan temkin zamanı geri konmadı yani Ramazan’da imsak vakti girdiği halde yenmesi teşvik edildi. Hoparlörle ezan okutarak müezzinlerimizin minarelere çıkması kaldırıldı. Bunlar yetmiyormuş gibi Kutlu Doğum safsatasını hala kutluyoruz. Bu düşünceyi destekleyen FETÖ’nün beslemeleri hala görevde.  Bunları bile göremeyen bir diyanetten sorumlu başkanımız Görmez oldu!   Yılların verdiği ezilmişlik ve psikoloji ile bütün devlet dairelerindeki idarecilerimiz imam hatip veya vakıf - dernek gibi yerlerden alındı, atandı. Atanan görevliler liyakat ehli kişiler olmadı ve siyaset arenasında yağdanlık yaptılar, işleyen çarkı tersine cevirdiler, çalışan çark dönmez oldu. Acaba inanç, görevin önüne geçtiği anda kul hakkı devreye girmez mi? Kul hakkı yenilen bir yerde Müslümanlık olur mu?   Bu kadar oyundan nemalanan FETÖ’cüler en sonunda bu cüretkârlığını darbe teşebbüsüne varıncaya kadar ileri götürdüler. Bu ülke bunları hak etti mi!   Siyasi arenada  “takunyalılar” olarak bilinen bu grup acaba devlet yapısında yerini alırken ehil kişilerden liyakatli kişilerden alınsaydı ülke bu hale gelir miydi?   2002’den beri Burdur’da yaşayan biri olarak baktığımda dört dönemdir tekâmüle kalan usta siyasetçi olan Sayın Bayram Özçelik’in Burdur’a getirdiği idarecilerin “takunyalı” çıkması ve en büyük zararı da bu gruptan çekmesi düşündürücü! Biri çıksa “Sayın Özçelik, yıllardır vekillik yapıyorsun, getirdiğin hangi idareci Burdur’un kaderini, yapısını değiştirecek bir proje üretti?” dese Sayın Özçelik’in cevabı merak konusu olurdu.   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…