Her düşünceye saygılı olmak gibi bir alışkanlığımız var. Tabi bu düşünce ve görüşler halkın menfaatine olursa. Köşe yazısı yazarın kendi fikri ve düşüncesidir, işimize gelse de gelmese de saygı göstermekten başka da alternatifimiz yok. Ancak haber niteliğinde yapılan yanlış bir habere de kayıtsız kalmak bir basın mensubuna zül gelir.
Aydınlık gazetesi yazarlarından Hikmet Çiçek 30 Ekim 2017 tarihli Burdur başlığı adı altında bugün ve önceden yayınlanan birkaç tane haber kaleme aldı ve ne idüğü belli olmayan uydurma ve asılsız bilgilerle devletin kademelerine saldırmaya başladı. Tek doğru haberleştirdiği konu ise 15 Temmuz’dan önce Burdur’a operasyonların olmayışı, tavanla değil tabanla uğraşılmış olması ve halkın böyle algılaması.
Benimde ismimin geçtiği habere nazik bir dille ‘üstat’ olarak hitap ederek uyarılarda bulunmuştum. Ancak anlaşılan o ki bizim Hikmet Çiçek’in kılavuzu karga imiş, bu gidişle Hikmet Çiçek kendisine bilgi gönderen kargaların sayesinde bayağı küfür yemiş olacak ki kaşarlanmış, aynı nakaratı tekrarlıyor.
Bu haftaki yayınında açığa alınan KOM Şube Müdürü Ramazan Demir “15 Temmuz bir tiyatroymuş öyle mi!” (öyle mi kelimesini çıkararak), FETÖ’cülerin ‘tiyatro’ söylemine nükte yaparak, karşı çıkan, o darbe günlerinde gecesini gündüzüne katarak çalışan bir emniyet mensubudur ve Burdur halkıda böyle bilmekte. Emniyet içerisinde darbe girişiminden sonra insan jurnallemek bir iş haline gelince Sayın Ramazan Demir’in de bir komploya kurban gittiğine inanmaktayım. Zaten yargıda olan bir konu, adalet yerini bulur. 15 Temmuz’dan öncede FETÖ’den canı yanan bir müdür olarak tanınıyor. Sayın Hikmet Çiçek kendine gelen FETÖ kırıntılı fikirleri biraz araştırsa idi bunun farkına varırdı.
İkinci olarak Sayın Vali Yardımcısı Bahir Altunkaya; sayın vali yardımcısını Burdur’da uzun süredir görev yapan bir bürokrat olarak sevmeyen kimsesi yoktur. Kaldı ki hayatı boyunca bu FETÖ denen yapıdan da uzak duran bir şahsiyettir. Kendine verilen görevleri harfiyen yerine getiren biri olan Sayın Altunkaya emniyetin kendine bağlı olması bir dezavantaj değil emniyet için avantajdır! Memurun kıymetini bilen, çalıştığı personele değer veren bir kimliği vardır! Sayın Çiçek biraz daha araştırsa idi hem Sayın Emniyet Müdürü Arif Çankal hem, Sayın Vali Yardımcısı Bahir Altunkaya ve Burdur Valisi Sayın Şerif Yılmaz’ın emniyet içinde yuvalanan, emniyeti çalışmaz hale gelen birimlerin aktif hale nasıl getireceklerinin mücadelesini verdiğinin de farkına varırdı. Bu atamaların Emniyet Müdürlüğü’nün önerisiyle yapıldığını bilmesi gerekirdi! Burdur’dan giden bilgilerin Hikmet Çiçek FETÖ ile mücadele değil de sanki birilerinin kuyruk acısını çıkarırcasına haberleştirmesi ‘kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz’ misali Aydınlık gazetesinde bu konuları haberleştiren Sayın Hikmet Çiçek’in burnu o kadar pisliğe batmış olacak ki bu kadarcık kokuyu bile alamamıştır!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…