Geçen haftaki yazımızda camide müezzinlerin tek başına saf tuttuğunu, bunun İslam’da yeri olmadığını, müezzinlerin imama uyarken müezzinlik makamını bırakmayıp yalnız başlarına saf tutmaya çalıştıklarını kaleme almıştım.
Geçen haftaki yazımızdan sonra yolda karşılaştığımız okuyucularımızın “Gazeteci, sen camilerimizin halini görsen işler acısı camilerimiz kiliseye döndü, buna cami hocası da müftülerimiz de çanak tutuyor; iki hafta üst üste vaazlarda bunun haram olduğunu anlatsınlar, cami imamlarına da kaldırma talimatı versinler bak bir daha camilerimiz kilise gibi mi oluyor?” diyerek bir çırpıda meramını anlatmış oldu.
Camilerimizde cemaatin tabure - sandalye gibi oturmak ve namaz kılmak için camiye sokmaları ehlisünnet cemaatin ciğerini yakarken İslam’a sokulan yanlış fikir ve düşüncelerle bu sandelye ve tabureler üzerinde namaz kılmakta bir adet halini almış! Bunu düzeltmekte sanırım müftü ve imamlarımıza düşüyor. Şimdi sen gel de bu müftülerden-imamlardan medet um ki bu hurafe inançlardan milleti kurtarsınlar!
Yıllarca FETÖ’nün İslam’a verdiği zararı anlatmayan, işini sadece namaz kıldırmak olarak bakan, müezzinlik yaptığı makamı bırakıp imamın arkasında saf tutmayan bir yapıdan bahsediyoruz. Hele birde sandalyede namaz kılan kaymakamımız, valimiz varsa bu müftülerden de cami imamlarımızdan da bir şey beklenmez! Diyanet bir genelge ile bu sorumluluktan paçasını kurtarıp il müftülerine attı, il müftüleri de bir vaazla sorumluluğu cami imamlarına bıraktı; cami imamlarımız da vatandaşla yüz göz olmamak için sesini çıkarmaz oldu. Eline bir tabure alan camiye gidiyor, yakında koltuk, kanepe-divan olursa şaşmayınız o yüzden ben temkin zamanına uyuyorum!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…