Türkiye genelinde bu seçimlerin iki galibi gözükmekte; biri iktidar partisi AK Parti diğeri de “bitti bitecek oyumu kaldı, sıfır çekecek!” diyerek üzerinde küresel güçlerin oyun kurmaya çalıştığı MHP idi.
Seçim sathına girildiğinde önce Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu şişiren güçler umduğunu bulamayınca, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener üzerinde yoğunlaştığı görünmekte idi: Muhafazakâr kesimin oyu alınacak, MHP bitirilecek, muhafazakâr kesim de alternatif parti olarak AK Parti’nin karşısına çıkarılacaktı buda tutmadı!
CHP ise Muharrem İnce’yi çıkararak sol oyların toplayıcı gücü olacak, ikinci tura kaldığında İYİ Parti’ye 15 vekil göndermenin semeresini alacak ve Saadet Partisi, HDP oylarını alarak cumhurbaşkanlığına çantada keklik olarak bakıldı.
CHP seçmeni; HDP baraj sorunu yaşamasın diye desteğini vererek HDP’nin baraj altında kalmasını engelledi. Bu düşünceyle 67 vekillik çıkarmasını sağlayarak muhafazakâr kesimin ve binlerce şehit ailelerinin ahını almış gözükmekte. CHP kendi içindeki sosyalist uç noktalardan kurtulmadığı müddetçe Türk toplumu CHP’yi iktidar yapmasının önü kesilmiş gözükmekte. Lastikleri patlak bir dolmuşa binen Sayın Temel Karamollaoğlu da bu tutumu ile bazı illerde ittifaka katkı vermesi dolayısı ile CHP’ye 14 milletvekilliği fazladan kazandırmış durumda. Yani şişirilmiş Saadet Partisi, CHP’ye vekil kazandırmaktan ileriye gitmedi. CHP’de lider değişim seslerinin gelmesi, partisinden fazla oy alan Muharrem İnce’nin genel başkan olma girişimlerinin başlayacağı da öngörülmekte.
İYİ Parti’nin ise 43 milletvekili çıkarması yeni kurulan bir parti için başarı olsa da topluma verilmek istenen algının tam tersi olarak sandıklara yansıdı.” İYİ Parti, AK Parti’den yüklü sayıda oy alacak, Milliyetçi Hareket Partisi bitirilecek, Türkiye’de muhafazakâr kesimin ikinci partisi olacak” söylemlerinin Meral Akşener’in aldığı oyla, 4. sırada çıkmasıyla tutmadığı görülmekte. İYİ Parti iller bazında ise kimi yerlerde CHP’den kimi yerlerde ise MHP’den oy alarak vekillik kazandığı bilinmekte.
Sonuç olarak patates, soğan siyasetinin yerine ülke menfaatlerinin ön plana çıktığı, apoletleri sökme siyasetinin yerine ordusuna sahip çıkma söylemlerinin oy topladığı görünmekte. AK Partinin kendi oylarını koruduğu, sadece gezen oylarda kaybın gözüktüğü, MHP’nin bittiği algısının tam tersi olarak sandıklara yansıdığı bir seçim olarak bakılması gerekir. Milliyetçi seçmenin Tayyip Erdoğan’a oy vermeyecek algısının tutmadığı AK Parti’nin ve MHP vekillikte aldığı oyla cumhur ittifakına verilen oyların nerde ise eşit olması Sayın Devlet Bahçeli’nin her zaman söylediği “Ülkücü; liderine, davasına sahip çıkar. Çıkmayanlar ülkücü değildir” söylemi tutmuş görünmekte. Bu seçim sonuçlarına göre Ak Parti ile MHP’nin ortak hareket etmek mecburiyetinde olduğu bu uyumu da Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin tabandaki olumsuz hareketlere izin vermeyerek ülkenin önünü açacağı düşünülmekte.
Bir önceki yazımızda Sayın Bayram Özçelik’in siyasette bir marka olduğunu yazdığımızda aldığımız onca terbiyesizce eleştirileri yapanların oturup bir daha düşünmeleri gerekir. Artık toplumun, partiye oy verme alışkanlığının yerine adaya oy vermeye yöneldiğini doğru bir adayla başarılabileceğini anlaması gerek. Örnek olarak da Burdur’da AK Parti’de Sayın Bayram Özçelik, İYİ Parti de ise Sayın Osman Kurt. Sayın Kurt, Meral Akşener’in oyunun üç misli bir oy alarak doğru bir adayın neler yapabileceğini göstermiş oldu.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…