Türkiye genelinde uygulanan valiliklerdeki Açık Kapı Projesi, halkın sorunlarını hızlı hareket ederek çözüm odaklı olmak üzere kurulan birim. Burdur Valisi Sayın Hasan Şıldak bu projenin kurulma amaçlarını ve neticelerini basınla paylaştı. Altı aydır faaliyet gösteren bu birimin yeni doğmasına nazaran başarılı olduğu da görünmekte. Toplum olarak böyle birimlere müracaat yerine eski alışkanlıklardan kurtulamayıp BİMER, CİMER gibi birimlere müracaat edip aylarca beklenmekte. Valiliklerde bulunan bu Açık Kapı birimlerine müracaat edildiğinde en geç yedi gün içinde sonuca varıldığı da bir gerçek. Sayın Şıldak’ın verdiği bilgiye göre: artık vatandaşların da BİMER, CİMER gibi yerlere müracaat edip aylarca beklemesindense halkımızın bunun gibi birimlere müracaat edip sonuç odaklı çözüm bulmak mecburiyetindedir!
Burdur Valisi Sayın Hasan Şıldak’ın bu Açık Kapı projesini sahiplendiğini, takip ettiğini basın toplantısında görme imkanına sahip olduk. İnşallah belediyelerde kurulan Beyaz Masa gibi birimlerin önceleri işlevlerini mükemmel yaparken zamanla işlevsiz hale geldiği de bilinmekte. Umuyoruz bu birimlerde görev yapan, sorunlara cevap vermek ve çözmek mecburiyetinde olan birimlerin eski alışkanlıkları nüksedip de ‘salla başını al maaşını’ konumuna düşmezler! iyi düşünülmüş bir projenin başarılı olması için toplum olarak her ferdin görevi olduğunu da unutmamak gerek.
Ele alacağımız ikinci konu ise İnsuyu Mağarası. Dünyada oluşumunu tamamlanamamış üç mağaradan biri. İnsuyu Mağarasının çevre düzenlemesi hakkında yaptığım eleştirilerden sonra Burdur Valisi Sayın Hasan Şıldak’ın sorunların çözülmesi için birimlere talimat verip peyzaj çalışmalarının yapılması mükemmel bir işletmecilik yapan Öğretmenevi idarecilerini ve personelini sevindirdiği görünmekte. İnşallah proje çiziyoruz, yazı yazdık safsatalarıyla gecikmez ve çalışmalar sezona yetişir. Bizim sivil toplum örgütlerinin en azından İnsuyu Mağarasında yılda bir kere toplantısını neden orda yapmazlar anlamak mümkün değil! Turizme kazandırılacak yerleri sahiplenmek sivil toplum örgütlerinin görevi değil mi? Dünyada yaşayan oluşumunu tamamlamamış üç mağaradan biri olan İnsuyu Mağarası aslında Hacettepe Üniversitesinin araştırmalarında açılacak daha çok galerinin olduğu, Boğaziçi Üniversitesinin ise Kızılin Mağarasına 2100 metre girildiği, insan iskeletlerin olduğu, yaşam merkezlerinin ve galerilerin olduğu tespit etmişti. Sorun şu: İnsuyu Mağarası ve Kızılin Mağarası hem araştırmalarda hem de yörede tarihten gelen hikayelerde birleşik olduğu söylenmekte ve tespit de edilmiş. Bir akıllı İnsuyu Mağarasının açılmayan galerilerini ve Kızılin Mağarasındaki açılmayan galerilerini açıp, birleştirip dünyanın en büyük yaşayan mağarası olup, neden turizme açmazlar! Neden İnsuyundan giren ziyaretçinin Kızılin Mağarasından çıkarak turizme kazandırmazlar? Aynı konumda Yarışlı köyünde bulunan Hüseyince İni Mağarası var. Köyde bulunan yaşlı insanların anlattığına göre bu mağaraya giren köpeğin Kocapınar’dan çıktığı anlatılmakta ve o tarihlerde yaşayan vatandaşların ise bu mağaraya giren keçinin kaybolduğu, mağara içine bir ip bağlanarak yüz metre girildiği ve korkup geri çıkıldığı, hayvanların ve çocuklarının girmemesi için taşlarla kapatıldığı konuşulmakta. İşte bunun gibi tabiat harikası olan ve turizme kazandırılacak yerlerin araştırılıp halkın ve turizmin hizmetine açılması gerek!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…