Akdeniz bölgesinin yayla turizmi adına, adından sıkça söz ettiren Kemer ilçesinin Akpınar yayla şenlikleri Haziran’ın son pazarında 22.’si düzenlendi. Temiz havası, Burdur Gölü ve ovasına kuş bakışı ile bakılabilen yayla şenlikleri alanı, siyasilerin ve çevre illerin dikkatini çekmekte. Vatandaşın yoğun ilgisini gören yayla şenlikleri Ak Partili siyasilerin yoğun ilgisine mazhar oldu. İl yönetiminden tutun da Burdur’da Ak Parti adına seçilen bütün belediye başkanlarının buluştuğu, fikir jimnastiği yaptığı bir gün oldu. Ak Parti akil adamlar pozisyonundaki siyasetçilerinin bir arada olması, seçim sonuçlarını değerlendirmesi dikkatlerden kaçmazken, her karşılaştığım siyasetçinin değişim beklediği de bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta. Konuştuğum Ak Parti cenahında ‘akil abi’ olarak bakılan şahsiyetlerin seçim sathında “yanlış siyasi söylemler kullanıldığı, halkı gönül belediyeciliği söylemleri ile bütünleştiremedikleri, bu suçun sadece parti merkezinde olamayacağı iller bazında da teşkilatların yöreye uygun söylem geliştirmek mecburiyetinde olduğu, seçimler kaybedildiği halde ötekileştirici dil kullanılmaya devam edildiği, ders çıkarılması gerekirken ders çıkaran olmadığı gibi daha da sert dil kullanmak için fırsat arandığı” ve toplumun bu dili yanlış bulduğu dile getirildi.
Kendilerine “Seçimin kaybetme sebebi il yönetimi mi?” soruma ise; “Sadece il yönetimi değil vekillerimizden tutun da il yönetimimize varıncaya kadar adayımızı özünden çıkarıp, saldırgan bir politika izlendi. Buna da adayımız fırsat verdi. Hatalar zinciri domino taşı gibi birbirini tetikledi.” “Burdur’da da değişiklik lazım mı?” Sorularıma ortak söylem olarak “Tabi lazım, hem Burdur’a hem de Türkiye’deki seçimi kaybeden yerler için lazım. Daha doğrusu parti de tepeden tırnağa bir değişim gerek ancak gelecek kişinin partide küskünleri toplaması lazım. Burdur Ak Parti’de partiliden fazla küskünler gurubu oluştuğu, kimisi yönetime giremediğinden, kimi arkadaşlarının milletvekili adayı veya belediye başkanı adayı olamadığından, beklentilerinin gerçekleşmediği, arkadaşlarının küskünler gurubuna katıldıklarını, bunu da çözmenin zor olduğunu dillendirirken, “çözüm yok mu?” sorumuza o yüzden bu arkadaşlarla devamlı istişare ediyoruz. Çözüm merkezde, değişim olması gerek, önce küskünlerimiz ile barışmamız gerek, daha sonrada vatandaşı kucaklamamız gerekir. Bunun çaresi yılların tecrübesi ile Sayın Bayram Özçelik’in başarabileceği söylemeleri üzerine kendilerine “neden Bayram Özçelik, başka siyasetçi yok mu?” diye sormama karşın; Küskünlerin nerdeyse tamamı sebep olarak Bayram Bey’i görüyor, bu sorun çözülmeden sıkıntı devam eder, söylemlerine karşı kendilerine “il başkanı bunun neresinde?” sorumuza ise; “Zaten sıkıntı burada, il başkanı ile Sayın vekilin bilinç altında ayrı düşmelerinden kaynaklanmakta, eğer bir değişim olacaksa yeni il yönetiminin ve başkanının siyasette toplumun kabul gördüğü, yumuşak huylu, doğru politikalar üreten bir yönetimin oluşması gerekir” söylemlerine karşı, “sizler bu işin neresindesiniz?” sorusuna ise, “Hiçbir yerinde değiliz. Bizlere danışan yok, fikrimizi soran yok. Kendi başlarına çalıp oynamaktalar. Danışsalardı Kent Konseyi seçimlerinde ya bu toplumun kabul gördüğü birini aday gösterir, kaybeder ya da kazanırdık. Ya da aday çıkarmaz çoğunluğun olduğu yerde durup, tepki çekmezdik. Toplumun tepkisini çeken biri sadece belediye başkanına saldırıyor diye destek olunur mu? Ak partinin kültürüne ve misyonuna sığar mı?” söylemleri dile gelirken, yazılmamak kaydı ile bir sürü söylemlerin de dile gelmesi, gelecekte Ak Parti merkezi değişim yapsa da yapmasa da suların ısınacağının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmakta.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…