Toplumun içten içe “Nerede bu FETÖ’nün siyasi ayağı” söylemi SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun “FETÖ’nün siyasi ayağı devletin başı” söylemini kullanarak Sayın Cumhurbaşkanını işaret etmesi, ülkenin başında bu kadar dert varken gündem oldu.  Çorbacısından alında bakkalına varıncaya kadar hesap soruldu da siyasi ayağına neden ulaşılmadı? Millet olarak sanırım biraz balık hafızalıyız. Geçmiş bilgileri tazeleyelim…   17/25 Aralık 2013’den sonra Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu FETÖ örgütünün tabanı hizmet, ortası ticaret, tavanı hıyanet çetesi diyerek örgüte karşı mücadele başlatarak AK Parti cenahında bulunan FETÖ sempatizanlarını uyardı ve muhalefette bulanan siyasileri de uyarmış oldu. Bu uyarı ile kalmayıp kandırılmışız diyerekten FETÖ örgütüne karşı mücadelenin düğmesine bastı.   AK Parti cenahında bulunan partililerin çoğu milli istihbarata ve savcılıklarda bulundukları illerde ne biliyorlarsa anlattılar ve bu örgütten kopan il başkanından alında milletvekillerine varıncaya kadar Sayın Cumhurbaşkanı sahip çıktı. Bu görevi yerine getirmeyenlerde partiden dışlandı.   1- FETÖ yayın organlarına operasyonlar yapılırken zaman gazetesinin önüne gidip kendini zincirlemek isteyen CHP’li milletvekilli Mahmut Tanal’dan alında Eren Erdem’e varıncaya kadar onlarca CHP’li siyasetçinin zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı’ya neden destek verdiler? Ne karşılığında orada bulundular?   2- STV Yayın Grubu genel müdürü Hidayet Karaca gözaltına alınırken ve operasyon yapılırken SP Genel Başkanı ve Karamollaoğlu, bunun ülkede adaletin yok olmasıdır diyerek karşı çıkması zaman gazetesi ve STV’nin ve Asya Finansa el konulurken ülke ekonomisine bir darbedir diyerek açıklama yapması ne karşılığında idi?   3- Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın Diyarbakır’da Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile görüşüp arka kapıdan çıkması ve HDP’nin destek vermesi acaba ne karşılığında idi?   4- Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun ve ekonomiden sorumlu Ali Babacan’ın hazırladıkları bir yasa ile hazineye ait taşınmazların- arsaların eğitim kurumlarına 49 yıllığına kiraya verilebilir ibaresi ile FETÖ’nün eğitim kurumlarına hazine arazilerini peşkeş çekmesi ne karşılığında idi?   5- Gezi eylemlerine göz yumarak uzun bir süre dünyada Türkiye’nin güvensiz bir ülke imajını veren ve masum bir eylem gibi göstermeye çalışan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ne karşılığında bu tutumu gösterdi. 6- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Türkiye’de yeni oluşum için il il gezerken “ben 15 Temmuz’da başbakan olacağım” derken ülke gündeminde seçim yokken bu söylemi kullanması neyin bilgisine dayanıyordu?   Sonuç olarak 1984’den itibaren devlet kademelerinde kadrolaşmaya çalışan FETÖ hain örgütü 1995  yılından sonra ülkede bulunan bütün siyasi partilere sızmış durumda.  28 Şubat 1997’de Postmodern darbenin verdiği imkanla İhlas Holding’in bir kuruluşu olan İhlas Finansı batırarak FETÖ muhafazakar kesimin tek kalesi konumuna gelmiştir. Türkiye’de bir milyonun üzerinde  tiraja sahip olan Türkiye Gazetesi yerine zaman gazetesi, en büyük dört TV kanalından biri olan TGRT’nin yerine STV, Finans kuruluşların en büyüğü olan İhlas finansın yerine Asya Finans, dünyada sayılı haber ajanslarından biri olan İHA yerine Cihan Haber Ajansı, İhlas Kargo yerine de Sürat kargo (Asya Finans kurulmadan önce örgütün topladıkları paraları taşıma amacıyla kurulmuştur.) oluşturularak toplumdaki, kültür  değişmesi sağlanmıştır.   Bu verileri bütün siyasetçilerimiz bilmekte ancak; sadece günü kurtarmak için iç siyasette gündeme gelmek. Acaba bu örgüt sempatizanlarının oyunu alarak iktidar veya güçlü bir muhalefet olabilir miyiz? Çıkar ilişkisi gerçek gündemimizi değiştirmekte enerjimizi boşa harcanmaktadır. Devlet organlarının ve siyasilerimizin araştırması gereken FETÖ hain örgütünün darbe girişimi başarılı olsaydı başbakan, bakanlar, valiler ve belediye başkanları kim olacaktı? Bunun araştırılması gerek. Yoksa Sayın Cumhurbaşkanını Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek ve canına kastetmek için yaptıkları darbe girişiminden sonra Sayın Cumhurbaşkanı’na şaka yaptık diyerek geri başbakan mı yapacaklardı? Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…