Yıllardır bu köşeden çok kez dile getirdim. Burdur geliştirilmek isteniyorsa, kentin yol ekonomisinden yararlandırılması lazım diye. Bırakın yol ekonomisinden yararlanmayı yol ekonomisinden yararlanmak için açılan yerleri bile kapatıyoruz.   Burdur deyince akıllara ortak aklın kullanılmadığı bir il geliyor. Sivil toplum örgütleri, mülki idareciler, siyasi partiler Burdur için yan yana gelip, “sorunlarımız nedir? Nasıl bir yol politikası üretelim de Burdur halkına huzurlu ve mutlu bir kent oluşturalım?” düşüncesi nasıl olmaz! Nedenine bakınca da tek bir sorun karşımıza çıkmakta; ortak aklın devreye girmeyişi… ‘Ben yaptım’ mantalitesinin ön planda olması…   ‘Burdur’a bu zihniyetle nah yatırımcı gelir’ başlığını atarken, İstanbul-Ankara karayollarının birleştiği Afyonkarahisar’ın yol ekonomisinden nasıl faydalandığını görmek yetiyor. Yıllık 15 milyon aracın Ankara - İstanbul güzergahından Antalya’ya aktığını ve  bu yol güzergahında Burdur’un  yol güzergahında olması, 13. Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün görev alanı içinde 3500’ün üzerinde yol ekonomisinden faydalanan işletme olduğu ancak; Burdur’da yol ekonomisinden faydalanmak için açılan üç beş tane işletmeye gelince, bunların kapatılmaya kalkılması düşündürücü! Akıllara şu soru geliyor, ‘Burdur İl Özel İdaresi’ne bağlı güzergahlarda neden bu yol ekonomisinden yaranmak için izin verilmez? Neden açılan yerler kapatılmak istenir? Anlamak mümkün değil. İşletme sahiplerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile karayolları arasında sıkışması çözüm üretememesi, işletme sahiplerinin idari mahkemeye gitme hazırlıkları yapması, imar barışından yararlandıkları halde çözüm bulunamaması evlere şenlik. Çünkü bizim idarecilerimiz kanunlara tam uyar, hiç taşın altına elini sokmaz. Çözüm üretmek yerine sözde kanunları uygular, daha sonra da ‘Burdur’a yatırımcı bekliyoruz’ diye maval okurlar. Allah; ‘Burdur’da yaşayayım, Burdur ekonomisine katkı vereyim’ diyenlere sabır versin. Bugün üç beş tane işletmeye kilit vurulacağını duyunca birkaç cümle yazmak istedim. Yoksa koskoca kanun uygulayıcılarını eleştirmek ne haddimize. Bizim kanun uygulayıcılarımız her zaman doğru yaparlar...   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…