Yazımın başlığında deli dedim ama mecazi anlamda, yanlış anlamalara vesile olmasın… 1 Kasım seçimleri bitti. 2 AK Parti’den, bir tane de CHP’den vekilimiz oldu nur topu gibi. Sakın yanlış anlamayın nur topu gibi dedim ise CHP Milletvekili Sayın Mehmet Göker’in hem kendi iç siyasetinde, hem de toplumda bıraktığı izlenim ile mücadeleci, yılmayan, tuttuğunu koparan biri olarak bilinmesinden. İktidar partisinden tekâmüle kalmış Sayın Bayram Özçelik’i de anlatmaya gerek yok. Nasıl olsa Burdur’a gelmiş gelecek bütün yatırımların sorumlusu, yani vatandaşın burnu kanasa Bayram Özçelik’ten bilinir, yükün çoğu da Bayram Özçelik’e düşer. Bir de iktidar partisinden Reşat Petek’imiz var. Aday olduğu güne kadar sadece TV Programlarında konuşan emekli Cumhuriyet Başsavcısı. Açıkça söylesem bana kırılmaz her halde, “Hiç ısınamadım.” 7 Haziran seçimlerinden sonra uyguladığı politik davranışını, hem de yıllarca konuk olduğu programlarda çok dikkatle dinlediğim birisi. Yıllarca Balyoz, Ergenekon, Casusluk Davası şimdi de Paralel Yapı. Nerede ise asker düşmanı olacaktım konuşmalarından. Neyse ki vekil seçildi de kurtulduk ve artık konuşmuyor. Ya 300 kişi ile casusluk mu olur? Başımın tacı köylüm bile farkına vardı, bunun bir kumpas olduğunu. Sayın vekilim geç farkına vardı, neyse sebebini geç öğrendim, meğer 28 Şubat post model darbede bakmış pabuç pahalı vermiş istifayı…
Gelelim gerçek konumuza. İnşallah kimse darılmamıştır. Biraz nükte yapalım dedik. Burdur’a kimse yatırım yapılmadı diyemez, yapıldı da mutluyuz da diyemezler. 13 senedir Burdur’da yaşıyorum ve neredeyse Türkiye’de gitmediğim il yok. Belki de Burdur, Türkiye’de mutlu yaşanabilir bir kent olabilecek tek yer. Ancak ne hikmetse vekillerimiz, valilerimiz, belediye başkanlarımız, oda başkanlarımız dünü kapatıp da, geleceğin Burdur’unu inşa etmek için bir plan, program üretip, gelecek 50 sene sonra “Burdur nasıl olmalı, yatırımlar nerelere gitmeli, hangi konulara ağırlık verilmeli?” diye düşünen yok. O yüzdendir ki, Burdur’un geleceğini kurtaracak bu insanları yan yana getirecek, fikir ürettirecek, geçmişi yargılamayı bıraktırıp, geleceğin düşüncelerini oluşturacak deliye ihtiyaç var. Nasıl olsa Burdur’da akıllı çok… Yıllar önce İzmir’de ABD Başkonsolosu hanım efendiye sormuştum; “Türkiye ile ABD’deki siyasilerimiz arasındaki fark nedir?” diye. “ABD’deki politikacılarımız bir kanun çıkarılacaksa, bir yatırım yapacaksa, en az elli sene sonrayı düşünür, sizin politikacılarınız da günlük düşünür” demişti şimdi Burdur’un önümüzdeki 50 seneyi düşünme zamanı gelmedi mi?