Avrupa ülkeleri ve ABD’den gün geçmiyor ki bir haber çıkmasın: ‘şu bakan bisikletle yolculuk yaptı; yok, senatör otobüs kullandı, kimsenin özel şoförü yok” millet olarak ah çekmemizden başka bir işe yaramıyor!
Büyüklerimiz önce çocuklarına yeme içme adabını da öğretmeye çalışır; israf etme, tabağında yemek bırakma, ekmek kırıntılarını sünnetle; günah, olarak anlatılır. Bu söylem İslam dini kurallarındandır.
Devlet olarak her sene bir genelge yayınlanır tasarruf tedbirleri. Bu silahlı kuvvetlerinden alın da bütün mülki idarecilerine varıncaya kadar uygulanması zorunlu olan bir genelgedir; bu genelgeye göre de devletin gelir-gider tablosu çıkarılır, vergiler artırılır, cezalar yükseltilir; sebep olarak da devletin işleyişinde zaafa uğramamak!
Bu genelgeye zamlı vergisini ödeyerek esnafımız uyar, nasıl olsa vergisini ödemek mecburiyetindedir; sanayicimiz öder, çiftçimiz öder, beşikteki çocuk dahi öder, büyüklerinden israf etmeme terbiyesi almayan bir gurup hariç!
Gelin görün ki bu tedbirlere uymayan sadece makam sahibi olanlardır. Onlar uymaz. 2014 rakamlarına göre 100 bini bulan makam araçları; şu andaki sayının ise 250 bini geçtiği… Bu araçların makam aracı olarak gözükmemesi ise hizmet aracı olarak kiralandığı içindir.
Eeeee, devlet olarak her yetkilinin altına araç ve şoför verirsen adam çocuğunu okula da gönderir, eşini makam aracı ile alışverişe de gönderir. Bunu gören şoförü de özel işinde de kullanır. Makam sahibi şoförüne bir şey diyemez, kendi yaptığı uygunsuzluğu şoför bilir, şoför de bu yetkilinin her şeyini bilince istediği gibi at oynatır; gece yarılarında aile gezmelerinde bulunur. Törenlere gelirken toplumun gözünün içine baka baka dünyayı ben yarattım havası ile pis pis sırıtır!
Yani devlet tasarruf tedbirleri uygulamak istiyorsa, 2018 yılında mali açıdan dünya devletleri ile yarışmak istiyorsa önce kamudaki bu savurganlığı durdurmaktan başka çaresi yok!
Devletin bu kamudaki hantallıktan kurtulamadığı müddetçe çiftçimize ucuz mazot da veremez teşvikleri de ödeyemez, yatırımlara imkân bulamaz. Ondan sonra da 1.25 kuruşa mal ettiğimiz mazotu 5 liraya vatandaşa satarız. Sonrada bu çiftçi üretim yapamaz ve dışarıdan her şeyi ithal ederiz. Çiftçinin zor durumunu gören Tefenni Belediye Başkanı Sayın Ümit Alagöz, çiftçisini ayakta tutabilmek için Çiftçilik Belgesini getirene belediye işletmesinde düşük fiyatlı mazot verince “Yok efendim siyasi şov yapıyor, yok efendim kimin malını kime veriyor”
Türkiye’de bir ilk olan çiftçisine kâr marjını kaldırarak ucuz mazot verdiği için Burdur Tefenni MHP’li Belediye Başkanı Sayın Ümit Alagöz’ü bu halkın alkışlaması lazım, tebrikler sayın başkan!
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Bu deyim asırlardır söylenir, şu andaki makam sahibi olanların kulakları ve kalpleri o kadar kirlendi ki duyamazlar!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…