“Nereden çıktı bu şimdi?” demeyin oynanan oyunları görünce tarihten bir anekdot anlatmak gereği duydum… Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehit olmasının 8. Yıldönümünü şiirinde dediği gibi üşüyerek şehit olması bütün ülkücü camianın hafızalarına kazınmıştır.   Rahmetli Yazıcıoğlu Denizli’de askerlik görevini yaparken sık sık sohbet etme imkânına sahip olmuştum; kendisi ile aynı görüşü savunan, aynı zulmü yaşayan dava arkadaşı olarak ortak noktalarımız çoktu.   Rahmetli Yazıcıoğlu askerlikten sonra 1991 seçimlerinde RP, MHP, IDP ortak seçime girmesi ile milletvekili seçilmiş,  görüşmelerimizin de arası uzamıştı.   Yayın yapan bütün gazetelerde Merhum Yazıcıoğlu’nun MHP’den ayrılacağı haberleri yapılırken, her zaman aklıma şu soru takılmıştı: “Bu kadar bu davanın eziyetini çeken biri olarak Merhum Başbuğ’a ayrılarak, bu azabı çektirmez- kıyamaz” derken gazetelerde merhum Yazıcıoğlu’nun 4 milletvekili ile partiden ayrıldığı haberleri yayınlanmıştı. Bu haberler çok arkadaşı üzerken partinin içine yuvalanan sözde ülkücü şu anda da vatan haini bilinen FETÖ’cü guruptan başkası değildi.   Merhum Yazıcıoğlu Denizli’ye gelmiş benim gibi 10’a yakın arkadaşı davet ederek, otobüs terminalinin arkasında bulunan Laodikya otelinde, akşamdan gece saat 3’e kadar tartışma ve sohbet etme ortamında bulunmuştum.   Merhum Başbuğ, Yazıcıoğlu’nun ayrılması ile ilgili bütün arkadaşları devreye sokarak bu kararından vazgeçirmeye çalışması hafızlarımızda yer ederken, Merhum Yazıcıoğlu’nun sohbet esnasında “Daha çok yumurtalar kırılacak, çok güçlü doğacağız; bizler inananlar olarak büyük Türkiye’yi kuracağız,  beraberlikle hareket etmeliyiz!” demeden öteye gidememişti…   Şahit olduğumuz Merhum Yazıcıoğlu’nun etrafına yuvalanan beyin takımının tek bir söylemi vardı: “Lider olmalısın; Başbuğ yaşlandı, bu parti birilerine kalmasın!” Merhum Yazıcıoğlu’nun da bu gaza tez gelmesinden kaynaklanmaktan başka bir şey değildi.   Şimdi gelelim bu kadar yazıyı neden yazdığımıza: o yıllarda Merhum Yazıcıoğlu’nu MHP’den ayırma operasyonunda Sayın Merhum Özal’ın “Ben Cumhurbaşkanlığını bırakacağım; zaten yeni bir parti kuruluyor (Halil Şıvgın’ın parti kurma çalışmaları) sizler de yeni bir parti kurarsanız seçimlerde birleşir bir akım sağlarız, iktidar oluruz!” diyerek desteklemesi beyin olarak da FETÖ’cü grubun “Sen parti kurarsan bizler seni destekleriz; birleşiriz” diyerek ikna etmesinden ve maddi imkânların da göz kamaştıracak şekilde olmasından gerek!   Seçim zamanı gelmiş, çaresizlikten Sayın merhum Muhsin Yazıcıoğlu 1995’de genel seçimlerde Anavatan Partisinden seçime girmiş, Denizli’ye geldiğinde de kendisine “Oldu mu başkan? Bu duruma düşmemiz doğru mu!” dediğimde “Kader!”  diyerek üzüntüsünü dile getirmişti. Bugünlerde MHP’den ihraç edilip kopanların haline bakıyorum da. Yıllar önce Merhum Muhsin başkanı oyuna getirip ortada bırakanlar aynı oyunu oynamaya çalışıyorlar;  iktidarı darbe ile deviremeyenler iktidara destek verenleri parçalamaya öç almaya çalışmasından başka bir şey olmasa gerek!   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…