24 Temmuz basın bayramı dolayısı ile AK Parti il başkanlığının verdiği kahvaltıya basın mensupları ile birlikte bulunma fırsatı buldum. İl başkanı Volkan Mengi ve Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in konuşmalarını dinleme fırsatı da yakaladım. İl Başkanı Sayın Volkan Mengi Burdur Belediyesinden gelen bütün yatırım ve çalışmaları parti olarak değerlendirdiklerini, yanlışa hayır dendiğini doğru işlere evet dediklerini ancak “bizler yanlış anlaşılıyoruz. Bizler Burdur’un yararına olacak hiçbir işe hayır oyu kullanmadık”larını anlatmaya çalıştı. Burdur Milletvekili Bayram Özçelik ise uzun bir konuşma yaparak AK Partinin 20 senedir Burdur’a yaptığı hizmetlerini anlattı.
Bendeniz ise Atatürk’ün, misakı milli sınırları içerisine batı Trakya, Kerkük, Musul, Halep’in hatta Kırım’ın olmasını arzu ettiğini, “sizlerin de böyle bir ütopyanız var mı?” sorusunu sorma fırsatı yakaladım.
Sayın Özçelik bu soru aslında bir milli güvenlik, ülkelerin geleceği ile ilgili bir soru. 30 milyon metrekareden 783 bin metre kareye düşmüş bir milletiz. Bu herkesin bir ütopyasıdır. Zeytin dalı harekâtında askerimize sorulduğunda “hedef neresi” diye “kızıl elma” diyerek yanıt vermişti. O askere kimse böyle bir yanıt ver diye talimat vermedi. Kendi içindeki ütopyasını paylaştı. Her Türkün böyle bir ütopyası vardır ancak yüreğimiz yanıyor, ciğerimiz yanıyor, Vatan toprakları paylaşıldı. Buralarda kalan vatandaşlarımız zulümle yönetiliyor. Bu bir ekonomik meseledir, güç meselesidir. Ülkemiz silah sanayide güçlü olursa ekonomi de güçlü olursa başarabiliriz. Ekonomisi güçlü olmayan silah sanayisi güçlü olmayan bir devletin yapacağı bir şey yoktur. Başkanlık sistemi de bunun için lazımdır. Güçlü olmak için tarihimize bakıldığında hükümetlerin kurulamadığı parlamenter sistemin işlemediği, vekillerin parti değiştirdiği, ülkenin sorunlarına çözüm bulunamadığı bir sistemin içinden gelindi. Eksikleri ile cumhurbaşkanlığı sistemini cumhur ittifakı ile var gücümüzle çalışacağız. Zaten parlamenter sisteme geçmek siyasi partilerin dediği gibi basit değil. “Önce kazanacaksın sonra yasaları çıkaracaksın daha sonra da halk oylamasına gideceksin” derken anladığım kadarı ile Sayın Özçelik başkanlık sisteminin artık oturduğunu sadece siyasi söylem olarak muhalefetin dile getirdiğini anlatmaya çalıştı.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…