Türkiye genelinde şeker fabrikalarının özelleştirilmesi gündeme gelince bizim sol kanat ayaklandı, “Şeker fabrikalarını sattırmayız!” tabi bunu destekleyen bir grup işçi…   İşçinin karşı çıkmasını anlayabiliriz kimse elindeki yağlı ve ballı böreği kaybetmek istemez ancak sol kanata ne demek lazım! Geçmişte özelleştirilen kurum ve fabrikalara bakıldığında buralara sahip olanların yüzde 65’i sol görüşlü ve özelleştirmeden önce sokaklarda en çok bağıran insanlar.   Adamların yıllardır oynadığı oyun belli. Önce “Burasını sattırmayız” sonra “Satılacaksa da yerli müteşebbis alsın” daha sonrada “Bu kanunla, bu sözleşme ile buralar alınmaz, içine madde koyduralım” niye? “Alacak şahsın sıkıntıya girmemesi için.”    İhalede yerel dinamikler harekete geçirilerek bu yerlere çökülür, adam havadan bu yerlerin sahibi olur, sonrada “Ne yapalım kardeşim? Dışardan biri gelmesin yerli müteşebbisler alsın dedik, ihale bizde kaldı” söylemi. Bunu bağıran da sol cenah!   Ulu Önder Atatürk’ün Burdur’a gelmesinin yıldönümü anma törenlerinde 5’in üzerinde CHP milletvekili geldi, hem törenlere katılma hem de bu şeker fabrikalarının özelleştirmesine karşı çıkmak için. Sayın vekiller bilseler ki yanlarında en çok bağıranların bu fabrikalara çökeceklerini sanırım yüzleri kızarıp gelmezlerdi!   Sözde Burdur’un sivil toplum örgüt ve önderlerinin şunu bilmesi lazım: Geçmişte özelleştirilen yerleri kimler almış, topluma ne kadar faydalı olmuş? Bunu bu halk biliyor, bu halkı aptal yerine koyup “özelleştirmeye karşıyız” diyerek yollarda boy göstermenize de gerek yok!   Sözde özelleştirmeye karşı çıkan, sol tandanslı söylemlerle gündeme oturmaya çalışan uyanıklar gerçekten bu devleti seviyorsanız Burdur’un bütün bireylerini ortak edecek ihalede devlete gelir getirecek bir çözümle yola gidilmesi gerekmez mi?    1930’larda devletin sosyal demokrat bir yapıda bu fabrikaları yaparak doğru bir iş yaptığı gibi 21. yüzyılda da buraları da özelleştirmeye çıkarması doğru bir yaklaşımdır.   Aklıma şu geldi.1970’li yıllarda “İstanbul boğaz köprüsünü yaptırmam” diyen zihniyet  daha sonrada “sattırmam” diye siyaset yapmasına benzemesin!    Devletin mülki idarecisinden alında sözde muhafazakâr geçinen siyasetçilerimizin bu oyuna düşmesi ibretlik bir olay olsa gerek! Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…