Geçen haftaki yazımızda Sayın Bayram Özçelik’ten örnekler sunmuştuk. Tam bu yazının etkileri gün yüzüne çıkmışken, DSP Eski Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hasan Macit, bizleri ziyaret ederek şereflendirdi. Sayın Hasan Macit’i dinlerken tecrübenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlama fırsatını yakaladım.
Sayın Macit hem ülke gündemini, hem de Burdur’un ekonomisi ile, kültürü ile nasıl ileri seviyelere çıkar düşüncelerini örneklerle sunması; eski başbakanlardan Merhum Ecevit’ten de örnekler vererek “Bir ülkede muhalefet olursa dış güçlerin etkisi daha az olur. Çünkü baskılara karşı ortağıma sorayım, diyerek zaman kazanır” konuşmasını hatırlattı. Macit’in; bir parti kuruluşunda bir MİT elemanının bir MOSSAD elemanının bir de CIA elemanının mutlaka partinin içine yerleştiğini, zamanla bunların etkili bir konuma gelerek görev zamanının geldiğinde kullanıldıklarını, bunun örneklerini 2000 yıllarında DSP’nin parçalanmasında yaşayarak gördüklerini anlatması, tecrübenin insanın kaybettiği ve kazanımlarından oluşan bir olgu olduğunun göstergesi idi. Zaten ABD ve İsrail’in, eski başkanlarını ve bakanlarını danışman olarak yapının içinde neden tuttuğu anlaşılmayacak bir durum olmasa gerek.
Acaba Burdur ve bölgemizdeki ister vekillik yapmış olsun, ister belediye başkanlığı yapmış olsun eski politikacılarımızdan yeterince yararlanabiliyor muyuz? Neden görev yapmış politikacılarımızdan fikir ve düşüncelerinden yararlanmıyoruz? Bugün Burdur’da Burdur Belediye Başkanı Sayın Ali Orkun Ercengiz ayda bir kere bu eski siyasi tecrübeye sahip belediye başkanları, milletvekillerini bir araya getirip siyasi ve ekonomik tecrübelerinden yararlansa acaba Burdur ne kaybeder- ne kazanır? Sayın Ercengiz’den Burdur halkının beklentileri çok yüksek olmakla birlikte, yapacağı en ufak bir yanlışlığın Bedesten Çarşısı ve Uzay Çatı’da olduğu gibi hem Burdur’a, hem de Burdur’un geleceğine zarar verdiğinin farkında olduğunun bilinci ile hareket ettiğine inanmaktan başka bir şey düşünmek yanlış olur. O yüzdendir ki İstasyon Caddesi’ndeki çalışma bir tarafı memnun ederken, diğer tarafı öldürdüğünün farkına iş işten geçmeden varmış olurdu.
NOT: Birçok okuyucumuzdan neden Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği 24 Temmuz Gazeteciler Günü kutlamasına ve yarışmasına bölgenin tek hakemli dergisinin ve bölgesel haber veren sitemizin katılmadığı sorulmakta. Sevgili okuyucularımızdan özür dileyerek şunu açıklamam gerekir ki; 2014 yılı 24 Temmuz’da yine Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği “BUTSO BASIN ÖDÜLLERİ” yarışmasına dergimiz ve haber sitesi olarak katıldık. Ancak takdir edersiniz ki yarışmalarda makale, haber, röportaj, köşe yazısı gibi dallarda yarışılmakta. Bir önceki yarışmaya katılan eserlerin içinde tek makale dergimize ait olduğu halde, röportaj, köşe yazısı ve söyleşiyi ayırt edemedikleri, aynı dalda değerlendirdikleri için katılmama kararı alınmıştır. Bu ödüller de sadece Burdur’da yayın yapan gazete ve haber sitelerine yöneliktir. Bizler haber sitesi ve dergi olarak Afyonkarahisar, Isparta, Antalya ve Burdur’da yayın yapmaktayız. Zaten Burdur’un kaderi “kendi çalıp kendi oynamak” değil mi?