Yıllardır köşe yazılarını zevkle okuduğum bir kalem, kaleme aldığı yazılarına katılmasam da karşı fikirlerin topluma, ekonomiye, siyasete bakış açılarını yansıtır. Göller Bölgesinde (Afyonkarahisar, Burdur, Isparta, Antalya) sol cenahın üstadı olarak bildiğim üç- beş köşe yazarlarından biridir Sayın Hasan Türkel.
Sayın Türkel bu aralar arpaya, buğdaya, mısıra, patatese, soğana hatta samana takmış. Neymiş efendim Sayın Eski Başbakan Yeni TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın “Türkiye kendi kendine yeten, tarıma dayalı ülkelerden biri ve Türkiye Avrupa ülkelerinde bir numara” diye TBMM’deki konuşması. Sayın Türkel’i belki de takipçilerinin içinde en çok ben anlarım. Sosyalist düşünceye sahip olan bir üstadın neden ithalat olduğunu, iç piyasada bu sıkıntıların neden çekildiğini anlamasını beklemek abeste iştigal olur.
Sayın Türkel gibi üstatların düşünceleri hiç değişmez, muhafazakar kesim ne yaparsa mutlu olmaz! Her şeyi devletten bekleme alışkanlığı beyinlerine yerleşmiş, devlet yatırım yapsa bu düşünceyle karşı çıkar. Yaygın basında örnekleri çok bunların… 3. havaalanı yapılır “Yok efendim ne gerek varmış”, “Yok, bu, vatandaşın parası ile birilerine peşkeş çekiliyor” bir sürü sebep, gelecek hiç hesaplanmaz, karşı çıkılır. Köprü yapılır “Vay efendim şu kadar ağaç kesildi, bu kadar orman yok edildi, yok geçiş garantisi verildi”. Tünel yapılır, karşı çıkılır “Dağlarımız delik deşik oldu, müteahhitlerin para kazanması sağlanıyor”, baraj yapılır “Yok göle gelen su alanları kapatıldı, göl kurudu, yok efendim sondajlar var, yer altı suları çekildi”, maden çıkarılır, karşı çıkılır “Neden dağlar delik deşik oldu”. Sonra da göle giderek “bir şişe su bizden” diye siyaset yaparlar. Bunları çoğaltabiliriz. Çünkü sol cenah sosyal demokrat fikirlerden çıktı ideolojik olarak sosyalizm fikirlerine döndü! O yüzdendir ki sol yıllardır iktidar olamıyor!
Sayın Türkel bunların sebebini araştırsa 3. havaalanı yapıldığında ülkeye faydalarını anlayabilse, köprü yapıldığında ekonomik olarak ülkenin ve toplumun kazançlarını idrakine varabilse, tünel yapıldığında yolcuların ve trafiğin nasıl rahatladığını anlayabilse, baraj yapıldığında köylüye ekonomik ve sosyal olarak katkılarını anlayabilseler sanırım topluma ve kendilerine daha faydalı olacaklar!
Sayın Türkel, Türkiye; gelişimini daha tamamlayamamış bir ülke! Karasabandan makineleşmeye döndük, ülke olarak tarımda da şu anda bilinçli tarıma dönme zamanımız. Bugün çiftçiye mazotu bedava versen acaba bir ziraat mühendisini köye gönderip çiftçilik yaptırma imkânımız var mı? Arazilerin toplulaştırması, bilinçli tarıma geçme gelişmiş ülkelerde 40 yılı bulmuş, bizler daha yolun başındayız! 15 senedir bu kavramla iç içeyiz. Patates 7 liraya çıkar “Nerde bu devlet” dersiniz, soğan 5 liraya çıkar “Ekonomi çöktü” dersiniz, ekmeğin fiyatı artar “Fakir fukara ekmek alacak durumda değil, aç” diye figan edersiniz, devlet vergi isteyince “Devlet vatandaşı soyuyor!” diye isyanları oynarsınız, dışarıdan et, saman, buğday, arpa, mısır gelince de “Çiftçilik bitti” diye isyan edersiniz! Hem vatandaşın ürettiği mahsulü ve hayvanı para yapınca isyan edersiniz dengelemek için ucuz ithalata izin verince de “Çiftçiyi batırıyorlar” diye isyan edersiniz. Acaba iktidarlar sizin gibi sosyalist fikirleri nasıl memnun edecek?
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…