Burdur’da AK Parti’de birinci sırada olması dolayısı ile Sayın Bayram Özçelik’in seçilmesi kesin olduğu belli idi. Bu seçimler her ne kadar Türkiye açısından önemli olsa da Burdur açısından da Sayın Bayram Özçelik için daha da önem kazandı. Nedenini sayın okuyucularımızla bir empati kurarak değerlendirelim…
Sayın Özçelik üç dönemdir vekillik yapmış biri, yani Ankara’nın tabiri yerinde ise ciğerini biliyor, devletin nasıl işlediğini, bürokrasiyi biliyor. Burdur’da en uzun süreli iktidar partisine mensup vekillik yapan tekamüle kalmış biri olarak Burdur’un tarihine geçecek. O zaman Sayın Bayram Özçelik’e de büyük görevler düşüyor.
Siyasi olarak Burdur’a gelen 13 senede yatırım yapılmayan hizmetler vs.. bunları çoğaltmak mümkün. Biri çıkar “üç dönemdir Burdur’a ne hizmeti var?” der, diğeri çıkar “ şu kadar hizmet ettik, şunları yaptık” der. Bunları dillendiren şahsiyetler şu kadar hizmet edildi veya edilmedi söyleye dursun, Burdur’un hali, konumu belli. Hiç kimse Burdur’a yatırım gelmedi de diyemez, geldi de mutlu bir kent de diyemez. O zaman Burdur olarak STK’lardan alın da, idarecilerimize, politikacılarımıza varıncaya kadar bir karar vermemiz lazım. Burdur milli geliri artmış, insanların mutlu olduğu, köylüsü ile şehirlisi ile mutlu bir kent mi olacak, yoksa toplum olarak birbirimizi suçlamaktan ileriye gitmeyecek miyiz? İşte Sayın Özçelik’e de burada büyük görev düşüyor. Sayın Özçelik TBMM’ye giden vekillerin içinde tekamüle kalmış tek vekil…
Sayın Özçelik’in artık ben bilirim söyleminden, biz biliriz söylemini kullanarak, Burdur’un diğer vekilleri ile beraber olup, Burdur’un sorunlarını bir partili değil de, Burdur’a hizmet etmeye çalışan bir vekil olarak siyasette marka olması lazım, eser bırakması lazım. Yıllar geçse de unutulan bir isim değil, eser bırakmış, marka olmuş bir şahsiyet olmak mecburiyetinde….
Mutlaka bunları yaparken zorluklar olacak, karşı çıkmalar olacak, eleştiriler olacak, ancak şunu da bilmek lazım; Burdur ne kaybetti ise tartışamadığı için kaybetti, belirli bir zümrenin ben bilirim anlayışından kaybetti. Bugün Burdur hala eleştiriliyorsa bu Sayın Özçelik’in ben bilirim yapısından ve eleştirenlerin fikir ve düşünce üretememesinden kaynaklanmaktadır. Yani Sayın Özçelik’i eleştirenlerin Sayın Özçelik’in karşısına proje götüremediğinden, fikir ve düşüncelerinin olmayışından kaynaklanmaktadır. Ortada bir suç varsa bu Burdur’da yaşayan Sivil Toplum Örgütlerinden alın da siyasi partilere ve yerel yönetimlere varıncaya kadar suçludur. O zaman bütün yükümlülük Sayın Özçelik’e düşmektedir.
Bunu başarmanın da tek yolu; geçmişi sıfırlayıp, Burdur’un bütün sorunlarını, gelişmesi için çözüm yollarını yerel yönetimler, STK’lar gibi herkesin, idarecilerimizin “Burdur nasıl kalkınır, nasıl mutlu bir kent olur? düşüncesini masanın üzerine yatırılıp, bir karar verilmesi gerekmekte. Burdur’un geleceği üretilecek planlarla, gelecek yatırımlar için çözümler de bu plana göre gelmesi lazım. İşte buna da önderlik edecek tek siyasetçi Sayın Özçelik’tir. O yüzdendir ki, Sayın Özçelik ya bunu yaparak Burdur’un geleceğini kurtarıp, Burdur’a bayram yaşatacak, ya da eski tas eski hamam deyip, aynı düşünce ile Burdur’un geleceğini sahipsiz bırakacak ve tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gidecektir.