Libya Arap Baharı
Değerli okurlarım, Arap Baharının Yazı dizisinin 3. Bölümünde bazı sorulara cevap arayacağız. Bu konulardan en önemlisi Kaddafi’yi, Türkiye’nin gönderdiği donanma ile öldürdü diye iç kamuoyunda bir algı oluşturuldu. Böyle bir algı birilerinin işine yarayabilir ama uluslararası platformda bu şekildeki algı ülkemize düşman kazandırır...
Böyle bir algının Türk kamuoyunda yerleşmesi demek emperyalist ülkelere farkında olmadan yardım etmek demektir. Terör örgütleri bile emperyalist ülkelere bu kadar yardım etmeyi becerememiştir…
Evet, Kaddafi’yi gerçekten kim öldürdü? Şimdi kafamıza takılan sorulara birlikte cevap arayalım…
Libya Arap Baharı
Arap Baharı Nedir?
Arap Baharı, 2010 yılında başlayan. Arap Dünyasında yaşanan halk hareketlerine verilen ortak isimdir. Arap Baharı; Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları taleplerinden ortaya çıkmış; bölgesel, toplumsal siyasi ve silahlı hareketin adıdır. Başlangıç tarihi: 18 Aralık 2010 ([1] )
Arap Baharının asıl tanımı:
Küresel sermayenin, (Emperyalist Ülkelerin) Arap devletlerinin kasalarını boşaltmak, kaynaklarına komple el koyabilmek ([2] ) için kışkırtma yönteminin adıdır. Özgürlük ve insan hakları, perde önünde görülen kavramlardır. Asıl mesele kurt, kuzuyu yeme anlayışıdır. Haçlı ordusunun bir varyantı…
Libya Arap Baharı
Libya’ya müdahil olabilecek ülkeler:
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Rusya, Fransa, Katar ve İtalya
Libya üzerinde etkili olan ülkelerin, politikaları:
Mısır
2013 yılındaki askeri darbeden bu yana Müslüman Kardeşler başta olmak üzere radikal olduğunu düşündüğü İslamcı grupları ciddi bir güvenlik tehdidi olarak gördüğü için veya öyle görmek istediği için Hafter’i destekliyor…
BAE Birleşik Arap Emirlikleri
Radikal İslam'la küresel çapta mücadele edebilmek için Hafter'in desteklenmesi gerektiğini düşünüyor...
ABD
20 yıl ABD'de yaşayan ve ABD vatandaşı olan Hafter'in CIA ile geçmişte bağlantısı olduğu yönünde ortaya atılan iddialar vardır… Söz konusu iddialar doğrultusunda Hafter'in, ABD’den destek aldığı için Libya’da operasyon yapma cesaretini aldığı söyleniyor. ABD, Hafter'in Libya'daki çatışmalardan sorumlu olacağına dair bir karar taslağının BM Güvenlik Konseyi'ne sunulmasına engel olmuştur.
Macron - Fransa
Fransa, Radikal İslam’ın Avrupa'da yaratabileceği tehditleri kontrol altına alabilmek için Hafter’i destekliyor…([3]) Perde arkasındaki anlayış ise Afrika’daki sömürgecilik anlayışını sürdürebilmek için Hafter desteklenmelidir anlayışı egemendir…
Libya’da Arap Baharına zemin hazırlayan önemli nedenler:
Libya’da aşiretlerin olması ve bu aşiretlerin emperyalist (küresel sermaye) devletler ile dirsek temasında bulunmaları,
Direnişçilere havadan NATO’nun açıktan destek vermesi ve iç kamuoyunda algı operasyonların yer bulması,
1973 yılında ülkedeki yabancı petrol firmalarını devletleştirme kararının alınmış olmasından dolayı, Batılı şirketlerin büyük kaybı olmuştur. Bu nedenle ABD ve Avrupa devletleri tarafından Kaddafi’nin hedef alınmış olması,
İngiliz askeri üstlerini ve birliklerini ülkeden çıkaran Kaddafi, herhangi bir batılı gücün askeri unsurlarını ülkeye sokmama kararının etkili olması,
ABD’nin altın rezervi endeksli para basma usulünü değiştirip karşılıksız para basmak istemesine karşı, Petrol İhraç Eden Ülkelere (OPEC) dolar ve EURO yerine altın karşılığı satış yapmaları için özel gayret sarf etmiş olması,
Türkiye’nin Kaddafi ile Akdeniz’deki deniz yetki alanları ve güvenlik alanında bir işbirliği anlaşmasının imzalama safhasına gelmesi için talimat vermiş olması,
Muhaliflerin Bingazi’deki şiddetli direnişine karşı ağır silahlarla cevap veren Kaddafi, NATO birliklerinin bölgeye müdahale etmesine engel olamaması.
Kaddafi’nin Özellikleri:
Muammer Kaddafi henüz 27 yaşındayken, 1969 yılında Kral İdris’e yaptığı darbeyle iktidarı ele geçirmiş,
Yaklaşık 20 yıl boyunca ülkeyi idare etmiş,
İç siyasette hâkimiyeti sağlamış,
Petrolü, Libya halkı ile paylaşmış,
Dış siyasette de aktif bir politika izlemiş,
Libya’yı bölgesel bir güç haline getirmek için 1973 yılında Çad’a girdi ve ülkenin kuzeyindeki Aozu Şeridi’ni işgal etmiş,
İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu “IRA” ve Filistin Kurtuluş Örgütü “FKÖ” gibi militan gruplara destek vermiş,
ABD, Libya’nın Trablus ve Bingazi şehirlerine hava saldırısında bulunmuş,
ABD’nin hava saldırısından sonra ABD ve Batı ile ilişkiyi kesmiş,
Arap Birliğini kurmak için gayreti olmuştur ama ABD’nin Arap ülkelerindeki nüfuzu nedeniyle Arap birliği konusunda başarısız olmuş,
1990’lı yıllarda Afrika Birleşik Devletleri’ni kurma çabalarına girmiş. Fakat bu konuda başarı sağlayamadıysa Afrika Birliği için taşları yerinden oynatmayı becermiş,
ABD merkezli yaptırımlar nedeniyle Libya ekonomisi zayıflamış. Mecburen Batı’ya yönelmiş,
2003 yılında Libya'nın Lockerbie ve diğer saldırılar için tazminat ödemeyi kabul etmesiyle ABD’yle ilişkiler normale dönmüş,
1972 yılında siyasi parti kurmayı yasaklamış,
Komünizm ve Kapitalizm’in alternatifini aramış,
Arap Sosyalizmini sahneye koymuş,
Zorunlu ihtiyaç olarak görülen su, doğalgaz ve elektrik halka ücretsiz olarak vermiş.
Eğitim ve sağlık hizmetleri için de halktan para talep etmemiş,
İlaçların tamamı devlet tarafından karşılanmış.
Yurt dışında okuyan öğrencilere 1650 euro geri ödemesiz burs vermiş,
Kaddafi döneminde dünyanın en borçsuz ülkesi haline gelmiş,
Petrol ve doğalgaz gelirlerini büyük oranda halkı ile paylaşmış,
Evlenen çiftlere de devlet tarafından daire hediye edilmesini yasalaştırmış,
Halktan vergi almamış,
2000 ile 2011 yılları arasında tüketici fiyatlarını en düşük seviyede tutmuş. Yani halkın alım gücünü yükseltmiş,
Kişi başına düşen GSYİH 14,450 bin dolara çıkarmış.
NATO Kaddafi’yi neden öldürdü?
Libya'nın, 48 milyar varil petrol, 54,6 trilyon metreküp de doğalgaz rezervi var idi…
Libya’nın enerji kaynaklarının değeri tam 6 trilyon dolar idi…
Tarih 26 Kasım 2009… Başbakan Tayyip Erdoğan, Libya'ya üç günlük ziyarette bulunmuştu. 8 anlaşmaya imza atılmış, Türkiye-Libya arasında yatırım anlaşmalarının tutarı 10 milyar doları, ticaret hacmi de 2 milyar doları geçmişti. 5 yıl içinde 10 milyar dolar hedeflenmişti.([4])
29 Kasım 2010 tarihinde Türkiye’nin Kaddafi ile Akdeniz’deki deniz yetki alanları ve güvenlik alanında bir işbirliği görüşülmesi üzerinde çalışma yapılması için çalışmaların talimatı verilmişti...([5])
Kaddafi’nin ölümü ile ilgili iddialar:
75 araçlık konvoyla memleketi Sirte’nin batısına hareket eden Kaddafi, iddialara göre yola çıkmadan birkaç saat önce Suriye’yi aramış. NATO, bu görüşme sayesinde Kaddafi’nin yerini tespit etmiş ve takibe almış. Kaddafi’nin konvoyu, Sirte’nin yaklaşık 3 km batısındaki anayolda NATO uçakları tarafından vurulunca devrik lider ve korumaları drenaj kanallarına sığınmış. Çıkan çatışmada Kaddafi’nin korumaları öldürülmüş, Libya Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) birliklerince ele geçirildikten sonra vurularak öldürülmüş. ([6])
Mısır'da yayın yapan Dream TV'ye konuşan YDH-Ulusal Güçler İttifakı Partisi Başkanı Mahmud Cibril "İnsanların çoğu, Kaddafi'nin devrimciler tarafından öldürüldüğünü sanıyor. Fakat esasında. İstihbarat örgütleri Kaddafi'yi öldürerek, konuşmamasını ve sonsuza kadar susturulmasını hedeflediler. Çünkü Kaddafi, bazı istihbarat örgütleriyle alakalı büyük sırlara ve belgelere sahipti" ([7])
Yerli ve yabancı Medyadan edindiğim bilgiler neticesinde:
Fransa, Kaddafi konvoyunun kendi uçakları tarafından vurulduğunu açıklamış.
YDH-Ulusal Güçler İttifakı Partisi Başkanı Mahmud Cibril, Kaddafi, devrim muhafızları tarafından değil yabancı istihbarat örgütleri tarafından öldürüldüğü ifade etmiş.
Sonuç:
Türkiye’nin gönderdiği donanma ile Kaddafi’nin öldürüldüğü algısının gerçek olmadığını yerli ve yabancı basının açıklamalarından anlıyoruz…
Cevap Bekleyen Sorular:
Kaddafi’nin 148 ton altını ve bir o kadar da gümüşün akıbeti ne oldu?
Libya’daki petrol, Batı ile paylaşılmış olsa idi, Libya’da Arap baharı yaşanacak mıydı?
Bir anlık öfke neticesinde emperyalist ülkelerle dirsek temasında bulunacak şekilde küresel sermayenin ekmeğine yağ sürmenin getireceği zararları anlayabildik mi?
Emperyalist ülkelerin Osmanlı İmparatorluğunu nasıl böldüklerini kavrayabildik mi? ([8])
Selam ve saygılarımla…