Değerli okuyucularım Merhaba, Türkiye ve Suriye ilişkilerini iki ana sütun üzerine oturtmak gerekir. Suriye, Hatay’ı kendi toprağı olarak görmek istemesi, Fırat ve Dicle nehirlerinden daha fazla verim almak istemesi,   Hafız Esad, Fırat ve Dicle nehirlerinden istediği verimi alamadığı için; Hafız Esad, Abdullah Öcalan’ı, Suriye’de konuşlandırdı.  Hafız Esad, Abdullah Öcalan’ı dolayısıyla PKK terör örgütü ile Türkiye’yi istediği zaman tehdit etmiştir.    Beşşar Esad: Türk düşmanlığı anlayışını babasından devr almıştır,  Türkiye’yi PKK terör örgütü ile dize getirmek istemiştir,  Türkiye’nin yardımını önemsemedi, Sadece Türkiye’den yardım istemedi,                                                       Esad’ın kibir ve nefreti, Türkiye’nin yardımını engelledi, Suriye’de Beşşar Esad hiçbir zaman cumhurbaşkanı olmamıştır. Rusya ve İran’ın uslu çocuk rolünü harfiyen uygulamıştır. Ama Rusya ve İran, Beşşar Esad’ı koruyamadı.    Terör Konusuna gelelim: Beşşar Esad, terörün hamiliğini yaptığı bir gerçektir. Türkiye’yi zor duruma düşürmek için Beşşar Esad, Suriye’nin %40 oranında toprağını PKK ve YPG terör örgütlerine bırakmıştır,  PKK ve YPG terör örgütleri, hâkim olduğu topraklardan ürettiği petrol ve doğalgazın bir kısmını Beşşar Esad’a bir kısmını de ABD’ye sattığını dünya kamuoyu biliyor,  Beşşar Esad’ın, Türk’e ve  Türkiye’ye olan düşmanlığı neticesinde Baas rejimi  08 Aralık  itibarıyla son bulmuştur.  Beşşar Esad’ın başkanlığında Suriye’nin durumu: PKK ve YPG terör örgütlerinin hâkim olduğu ve her an Türkiye’yi tehdit edebilecek şekilde Suriye’nin %40 toprağına hâkim olması ve devlet kurmak istemesi, Suriye’nin Güneyinde Hristiyan halkının hâkim olduğu bölge, Beşşar Esad’ın hükmettiği orta Suriye, Adını bilmediğimiz grupların hazırlıkları,                                                 Dörde bölünmüş Suriye, Türkiye için bir tehdittir. Batının  desteklediği PKK ve YPG terör örgütleri hem Suriye’nin hem İran’ın hem Irak’ın hem de Türkiye’nin bölünmesini hızlandıran örgütlerdir.   Suriye’ye, Türkiye’nin penceresinden bakalım: Türkiye, terör etkisinden uzaklaşması için Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmak ve sağlamak zorundadır, Türkiye, Suriye ve Irak’tan gelecek PKK ve YPG terör örgütlerinden ülkesini korumak için güvenlik şeridini tamamlamalıdır, Türkiye’nin bekası için İran, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü muhafaza etmeleri için gayret etmelidir,  Suriye’nin toprak bütünlüğü sağlanırsa: Suriye halkı, Suriye’yi yönetecek, Suriye’nin petrol ve doğalgaz gelirleri,  Suriye halkı ile paylaşılacak,  Suriye, terör örgütlerinden temizlenecek, PKK ve YPG terör örgütlerinin faaliyetleri sonlandırılacak, Türkiye’nin Güneyi, terörden arındırılacak,  İran’ın Lübnan’daki Hizbullah güçleri üzerindeki gücü azalacak. İsrail’in işi kolaylaşacak. Suriye’den Hizbullah güçleri çıkacak, İsrail, İran’ın  etki alanından kurtulacak, İsrail, kendini daha çok güvende hissedecek, Suriye dışındaki, Suriyeliler ülkesine dönecek, Türkiye’deki mültecilerin ülkelerine güvenli bir şekilde gitmesi sağlanacak,  İsrail’in, Doğuya doğru yayılmacılık politikası engellenecek, Not: “Su uyur, düşman uyumaz.” Türkiye’nin soğukkanlı davranmasına ve stratejik hamlelerine teşekkür ederim. Ama “Su uyur, düşman uyumaz” mantığını unutmamalıyız. Çünkü  Suriye’de birileri, birilerini her an satabilir! Selam ve saygılarımla