Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
Köşe Yazarı
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
 

Derin Mafya, Algı ve Öldürmek…

Konumuz: Derin mafya (Derin güç, küresel çete, küresel mafya, küresel suç örgütleri…)     Derin mafya, ikinci dünya savaşından sonra cetvelle sınırları çizdi, yeni devletler oluşturdu, söz konusu devletlerin yönetimini atadı…     Artık halklar değil, yönetimler “derin mafyaya” hizmet edecektir. Birçok ülkede seçimle demokrasi havası vererek iş başına getirilen yönetimler, derin mafyanın talimatları ile hareket etmek zorundadır. O halde:     Derin mafyanın özellikleri nelerdir? Derin mafya, Çatışmayı ve çatıştırmayı kışkırtan güçtür. Perde arkasında durur, birileri vasıtasıyla insanları, toplumları veya devletleri yönetir.     Örnek: Derin güçlerin, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini yönetmesi gibi… Söz konusu bu yapı “Tanrı bizde tecelli etti” anlayışını taşır. Özellikleri: Dediğimiz doğrudur, Dediğimiz olur, Dediğimizin dışında hareket eden olursa anında yok ederiz…   Derin mafyanın araçları: Algı yönetimi, Öldürme teknolojisi,  Yukarıda ifade ettiğim “algı yönetimi ve öldürme teknolojisi” gibi iki unsur, derin güçlerin en önemli özelliğidir. Bir zamanlar bu iki özellik ülkemizde ziyadesiyle vardı, halende vardır… “Huylu huyundan vazgeçmez…”   Derin mafya, ülke içinde kimleri kullanır: Bazen siyasi partiyi, Bazen terör örgütlerini, Bazen mafyayı, Bazen cemaatleri, Bazen Laikleri, Bazen Atatürk kavramını, Bazen din kavramını, Bazen dindarları, Bazen mezhepleri, Bazen aşiret reislerini,     Örnek verelim: 1960 darbesinde derin mafya hem siyasi partiyi hem de orduyu kullandı: Peki, derin güçler ne yaptı? Algı yöntemini devreye soktu… Menderes Doğu ve Güney Doğu Anadolu’yu satmış. Menderes 13 uçak dolusu altınları dışarıya kaçırmış…   Öldürme yöntemini uyguladı… Menderes ve arkadaşlarını idam ettirdi, Deniz gezmiş ve arkadaşlarını idam ettirdi, 1960 darbesinde Menderes ve arkadaşlarını idam edenler, iktidar oldu…  “Algı oluşturmanın ve öldürmenin” amacı, iktidar olmaktır… Amaç, halka hizmet değildir… Yurt dışından örnek verelim: Derin güçler, Uganda Devletinde darbe yapmak için:  Uganda Devlet Başkanı İdi Âmin, insan eti yiyor   algısını oluşturarak Uganda halkını isyana teşvik ettirdi. Algıdan sonra da İdi Amin’i idam ettirdi. Derin güçler, İdi Âmin’i kime idam ettirdi? İktidara gelmek isteyen birilerine… Derin güçler, elini kana bulaştırmadan Uganda halkına darbeyi yaptırdı. Ülkemizde de 1960, 1980, 28 Şubat, E muhtıra ve 15 Temmuz darbe kalkışmasında olduğu gibi… Asıl soruyu soralım:   Küresel Güçlerin rahatsız olduğu konular hangileridir?   Kendi iradesi ile hareket eden devletlerden rahatsız olur, Suriye’de asker bulunduran devleti sevmez, Libya’da bulunanlardan rahatsız olur, Ak Deniz’de petrol arayanlardan hoşlanmaz, Kuzey Kıbrıs’a sahip çıkanları hiç sevmez, Azerbaycan’a destek verenlerden haz etmez, Darbeye engel olanları hiç mi hiç sevmez, IMF’den borç almayanları düşman gibi görür, Karadeniz’de petrol arayanlardan çok rahatsız olur,   Derin mafyanın, ülke içindeki memurları da aynı şekilde rahatsız olur…   Derin mafya, eskiden ordu ile muhtıra verdiriyordu ve Türk halkını vesayet altına alıyordu… Şimdi ise;   Derin mafya, orduya söz geçiremeyince PKK, YPG, FETÖ, Suç örgütü ve mafya gibi terör örgütleriyle Türkiye’yi terbiye etmeye çalışıyor…   Türkiye’de kimin iktidar olması önemli değildir. Bugün küresel çeteye açıktan yeşil ışık yakan HDP ve HDP’nin destek verdiği PKK terör örgütü de iktidar olsa, küresel çetenin iradesi dışına çıktığı zaman küresel çete, aynı oyunları oynayacaktır…    Çünkü küresel çetenin derdi algı yöntemini uygulayarak sömürmektir…   Sonuç:    Derdimiz, yolsuzlukları kapatmak değildir. Yolsuzlukları yapanlardan hesap sormak boynumuzun borcudur…Yani Farz-i Ayındır…   Derdimiz kişiler, değildir. Devleti temsil edenleri, terör örgütlerin saldırılarına karşı korumaktır.   Algılar ile istikrarı bozamayız. Algılar ile Suriye’den, Libya’dan, Afrika’dan, Mavi Vatandan çıkamayız… Veya,   Meclisi, Sedat Peker’in ithamları ile meşgul etmeye vesile olamayız.   Muhalefet, HDP’nin Süleyman soylu hakkında suç duyurusunda bulunmasını ve PKK hakkında olumsuz tek bir kelime söylememesini irdelemelidir… Bu konuda engel yoktur.   Muhalefet, dedikodulara inanıyorsa: SAVCILARA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNABİLİR… Bu konuda da engel yoktur….   Muhalefet işini yapmalıdır… Algılar ile halkı meşgul etmemelidir. Proje üretmelidir…   Selam ve saygılarımla…    
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2021 - Pazar
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)

Derin Mafya, Algı ve Öldürmek…

Konumuz: Derin mafya (Derin güç, küresel çete, küresel mafya, küresel suç örgütleri…)  

 

Derin mafya, ikinci dünya savaşından sonra cetvelle sınırları çizdi, yeni devletler oluşturdu, söz konusu devletlerin yönetimini atadı…  

 

Artık halklar değil, yönetimler “derin mafyaya” hizmet edecektir. Birçok ülkede seçimle demokrasi havası vererek iş başına getirilen yönetimler, derin mafyanın talimatları ile hareket etmek zorundadır. O halde:

 

 

Derin mafyanın özellikleri nelerdir?

Derin mafya, Çatışmayı ve çatıştırmayı kışkırtan güçtür. Perde arkasında durur, birileri vasıtasıyla insanları, toplumları veya devletleri yönetir.

 

 

Örnek:

Derin güçlerin, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini yönetmesi gibi… Söz konusu bu yapı “Tanrı bizde tecelli etti” anlayışını taşır. Özellikleri:

  1. Dediğimiz doğrudur,
  2. Dediğimiz olur,
  3. Dediğimizin dışında hareket eden olursa anında yok ederiz…

 

Derin mafyanın araçları:

  1. Algı yönetimi,
  2. Öldürme teknolojisi, 

Yukarıda ifade ettiğim “algı yönetimi ve öldürme teknolojisi” gibi iki unsur, derin güçlerin en önemli özelliğidir. Bir zamanlar bu iki özellik ülkemizde ziyadesiyle vardı, halende vardır… “Huylu huyundan vazgeçmez…”

 

Derin mafya, ülke içinde kimleri kullanır:

  1. Bazen siyasi partiyi,
  2. Bazen terör örgütlerini,
  3. Bazen mafyayı,
  4. Bazen cemaatleri,
  5. Bazen Laikleri,
  6. Bazen Atatürk kavramını,
  7. Bazen din kavramını,
  8. Bazen dindarları,
  9. Bazen mezhepleri,
  10. Bazen aşiret reislerini,

 

 

Örnek verelim:

1960 darbesinde derin mafya hem siyasi partiyi hem de orduyu kullandı: Peki, derin güçler ne yaptı?

  1. Algı yöntemini devreye soktu…
  1. Menderes Doğu ve Güney Doğu Anadolu’yu satmış.
  2. Menderes 13 uçak dolusu altınları dışarıya kaçırmış…

 

  1. Öldürme yöntemini uyguladı…
  1. Menderes ve arkadaşlarını idam ettirdi,
  2. Deniz gezmiş ve arkadaşlarını idam ettirdi,

1960 darbesinde Menderes ve arkadaşlarını idam edenler, iktidar oldu…  “Algı oluşturmanın ve öldürmenin” amacı, iktidar olmaktır… Amaç, halka hizmet değildir…

Yurt dışından örnek verelim:

Derin güçler, Uganda Devletinde darbe yapmak için: 

  1. Uganda Devlet Başkanı İdi Âmin, insan eti yiyor   algısını oluşturarak Uganda halkını isyana teşvik ettirdi.
  2. Algıdan sonra da İdi Amin’i idam ettirdi.

Derin güçler, İdi Âmin’i kime idam ettirdi? İktidara gelmek isteyen birilerine…

  1. Derin güçler, elini kana bulaştırmadan Uganda halkına darbeyi yaptırdı. Ülkemizde de 1960, 1980, 28 Şubat, E muhtıra ve 15 Temmuz darbe kalkışmasında olduğu gibi…

Asıl soruyu soralım:

 

Küresel Güçlerin rahatsız olduğu konular hangileridir?

 

  1. Kendi iradesi ile hareket eden devletlerden rahatsız olur,
  2. Suriye’de asker bulunduran devleti sevmez,
  3. Libya’da bulunanlardan rahatsız olur,
  4. Ak Deniz’de petrol arayanlardan hoşlanmaz,
  5. Kuzey Kıbrıs’a sahip çıkanları hiç sevmez,
  6. Azerbaycan’a destek verenlerden haz etmez,
  7. Darbeye engel olanları hiç mi hiç sevmez,
  8. IMF’den borç almayanları düşman gibi görür,
  9. Karadeniz’de petrol arayanlardan çok rahatsız olur,

 

Derin mafyanın, ülke içindeki memurları da aynı şekilde rahatsız olur…

 

Derin mafya, eskiden ordu ile muhtıra verdiriyordu ve Türk halkını vesayet altına alıyordu… Şimdi ise;

 

Derin mafya, orduya söz geçiremeyince PKK, YPG, FETÖ, Suç örgütü ve mafya gibi terör örgütleriyle Türkiye’yi terbiye etmeye çalışıyor…

 

Türkiye’de kimin iktidar olması önemli değildir. Bugün küresel çeteye açıktan yeşil ışık yakan HDP ve HDP’nin destek verdiği PKK terör örgütü de iktidar olsa, küresel çetenin iradesi dışına çıktığı zaman küresel çete, aynı oyunları oynayacaktır… 

 

Çünkü küresel çetenin derdi algı yöntemini uygulayarak sömürmektir…

 

Sonuç: 

 

  1. Derdimiz, yolsuzlukları kapatmak değildir. Yolsuzlukları yapanlardan hesap sormak boynumuzun borcudur…Yani Farz-i Ayındır

 

  1. Derdimiz kişiler, değildir. Devleti temsil edenleri, terör örgütlerin saldırılarına karşı korumaktır.

 

  1. Algılar ile istikrarı bozamayız. Algılar ile Suriye’den, Libya’dan, Afrika’dan, Mavi Vatandan çıkamayız… Veya,

 

  1. Meclisi, Sedat Peker’in ithamları ile meşgul etmeye vesile olamayız.

 

  1. Muhalefet, HDP’nin Süleyman soylu hakkında suç duyurusunda bulunmasını ve PKK hakkında olumsuz tek bir kelime söylememesini irdelemelidir… Bu konuda engel yoktur.

 

  1. Muhalefet, dedikodulara inanıyorsa: SAVCILARA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNABİLİRBu konuda da engel yoktur….

 

  1. Muhalefet işini yapmalıdır… Algılar ile halkı meşgul etmemelidir. Proje üretmelidir…

 

Selam ve saygılarımla…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.