Değerli okuyucularım,
Referandum günü yaklaşıyor. Herkes bir şeyler söylüyor… Fanatikler, parti liderinin ağzından konuşuyor. Hatta örnekleri bile parti liderlerine ait…
Tanımadığım üç kişi ile çay ocağında bir masada karşılaştık… Havadan sudan bahsettik… Birisi duramadı…
- -Hocam bir soru sormak istiyorum?
- -Buyurun ama biraz kolay olsun,
- -Çok kolay,
- -Buyurun,
- -Referandumdan ne çıkar,
- -Oy çıkar dedim…
- -Onu demek istemedim,
- -“Evet” mi pardon” hayır” mı yoksa “evet” mi?
Muhterem önce “evet” mi dedikten sonra pardon “hayır” mı demesinden hayırcı olduğu anlaşıldı.
- -Evet oyları çok fazla…
- -Nereden anladın “evet” oylarının çok fazla olduğunu?
- -Muhalefetin tutumundan anlıyorum,
- -Nasıl?
- -CHP bölük pürçük mitingler düzenliyor, işi çok ciddiye almıyor,
- -Anlamadım, nasıl yanı bölük pürçük?
- -Deniz Baykal, tek başına il il dolaşıyor. Muharrem İnce de tek başına il il dolaşıyor. Buradan da şunu anlıyoruz. İkisi de parti liderliğine oynuyor. İkisi de parti delegelerine hitaben bir seçim propagandası yapıyor. “Evet” veya “Hayır’ı” düşündükleri yok.
Kemal Kılıçdaroğlu ise biraz ciddi hareket eder gibi bir pozisyonu vardır ama referanduma çok fazla asılmıyor. Dozajı küçük bir çalışma yapıyor… Anladığım kadarıyla aslında oda “evet” ten yana ama lider olduğu için ve partinin tabanına mesaj vermek zorunda… İstemeye istemeye meydanlara çıkıyor… Bir vatandaş olarak durumu çok net görüyorum. Bu yüzden “evet” oyları çok fazla çıkacak…
- -Evet, hocam, ben “hayır” diyeceğim. Ama söylediklerini ben de görüyorum. Liderimiz, referanduma asılmadığını gördüğüm için moralim bozuluyor…
- -İyi gördün gidişatı…
- -Peki, hocam sen ne düşünüyorsun?
- -Değerli arkadaşım, soruna tarihi bir olayı anlatarak cevap vereyim. Osmanlının son dönemlerinde bir dışişleri bakanı vardı. Okuma yazma bilmezdi ama her zaman Rus dışişleri bakanını oyuna getirirdi. Bir gün muhalifleri sormuş: Sayın bakanım, “okuma yazma bilmiyorsun. Nasıl olur da Rus dışişleri bakanına üstün gelirsin.” Evet, haklısınız okuma yazmam yok ama Rus dışişleri bakanı ne derse, tersini yapıyorum. Bunu yapmak için okuma yazma bilmeye gerek yoktur.
- -Hocam anlayamadım, biraz daha konuyu açar mısın?
- -İsrail, hayır diyor. Almanya hayır diyor, Danimarka hayır diyor, Hollanda hayır diyor. İngiltere ve Amerika’daki Yahudi tüccarları hayır diyor. Yahudi silah tüccarları hayır diyor. Gelelim terör örgütlerine… FETÖ hayır diyor, HDP hayır diyor, PKK hayır diyor, PYD hayır diyor, YPG hayır diyor…
- -Hocam HDP hayır diyor da tabanı ne diyor?
- -HDP’nin tabanı evet diyor. Batıdan bir ajans anket yaptırdı. Doğu ve Güneydoğuda 67.8 “EVET” çıkınca apar topar Avrupa’ya kaçtı. Anketin sonuçlarını bile yayınlamadı…
- -Hocam, okuryazar olmayan dışişleri bakan ile anlattıklarını bağdaştıramadım…
- -Bağdaştırılmayacak bir dürüm yok… Hani Osmanlının okuryazar olmayan dışişleri bananı ne demişti? Rus dışişleri bakanı ne söylediyse tersini yapıyorum. İsrail, Almanya, Danimarka, Hollanda, İngiltere ve Amerika’daki Yahudi tüccarları, Yahudi tüccarları, FETÖ, HDP, PKK, PYD ve YPG hayır dediğine göre, Osmanlının dışişleri bakanı gibi mantık işletirsek ne diyeceğiz?
- -Evet…
- -Evet, arkadaşım, “Evet” diyeceğiz…