Bir aile de 4 birey vardır. Anne, baba ve yetişkin 2 çocuk.
Anne ve baba çocukların önünde kavga eder. Anne kavgayı bayanlar toplantısında anlatır. Baba ise kahvede eşi ile yaptığı kavgayı anlatır. Her ikisi de kendini haklı çıkarır. Her ikisi de bol bol alkış alır ama evde huzur yoktur. Anne ve baba evde huzurun olup olmadığını pek önemsemez ama aldıkları alkışın önemli olduğunu düşünür.
Bir gün çocuklardan biri evlenmek ister. Kız evine dünür gönderirler. Kız tarafı, oğlanın anne ve babası her gün kavga ediyor, evde huzur yoktur, istikrar yoktur der… Buna rağmen anne - baba alkış almak için evin huzurunu hiç düşünmez. Çünkü her zaman tepede olmak için alkış almalıyım der…
Şimdi de bizim eski yöneticiler, alkış alabilmek için huzuru bozanların değirmenine su taşımayı kutsal bir görev olarak gördüğü için sahneye çıkıyor… Zannediyor ki ben hep sahnede kalacağım veya alkış edenler beni sahneden indirmeyecek…
Huzursuz bir ortam oluşturmak için Muhalefeti anlarım. Veya ülkeyi karıştırmak için ABD’yi, Almanya’yı, İngiltere’yi anlarım. FETÖ’yü, PKK’yı, YPG’yi anlarım. AKP’nin kurucusu olup geçmişte devletin tepesinde görev alan isimler, huzursuz ortam oluşturanların değirmenine su taşımasını anlamak mümkün değildir. Konuyu biraz açalım…
Her seçim arifesinde parti kurma çalışmaları gündeme gelir. Dolayısıyla istikrarı bozmak için Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun parti kurmalarını isteyen şer odakları faaliyete geçer… Doğrusunu arasanız söz konusu kişiler tarafından yeni bir parti kurmalarını arzu etmem aynı zamanda doğru bulmam. Çünkü kendi kurdukları AK Parti, ülkeyi yönetiyor…
Parti kurmak isteyenlere sorularımız vardır. Ancak geçmişe dönelim, parti kurma konusunda ve diğer dedikoduları hatırlamaya çalışalım...
Abdullah Gül'ün parti kurma hazırlığı yaptığını, Ali Babacan ve eski AK Partililerle hareket ettiğini basından okuduk. Pek inanmadım ama Kemal Sunal’ın ifadesiyle olabilir de, olmayabilir de…
Türkiye 2017 yılındaki referanduma giderken, Haber Türk ekranında Abdullah Gül'ün, Doğu ve Güneydoğu’daki aşiretler başta olmak üzere bazı STK temsilcileriyle de gizliden gizliye görüştüğünü, inkâr edilemez deliller ile yazar Süleyman Özışık anlattı. Daha sonra bazı yazarlar, Süleyman Özışık’ın iddialarına ilaveler yaptı… Abdullah Gül’ün aşiretler ile ne konuştuğunu bilmiyoruz. Belki lehte belki aleyhte konuşmuştur. Perde arkasını bilmediğimiz için yorum yapamayız…
Hafızamızı kurcalayalım geçmişte neler olduğuna birlikte bakalım…
"Reis dönemi bitti, Hoca dönemi başladı" ([1])
“Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olarak ilan edildiği tarihte yayınlanan e-muhtıra ile darbenin eşiğinden döndü. O gün Erdoğan, askere rest çekmiş.”([2])
Erdoğan, Abdullah Gül için şehir şehir, miting miting, meydan meydan dolaştığını, sesi kısılana kadar Abdullah Gül'ü nasıl desteklediğini hepimiz biliyoruz.( 3)[3]
"CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi, beni çatı aday gösterirse ve HDP'liler de dışarıdan desteklerse Erdoğan'a karşı aday olurum."([4])
“2023’e hazırlanıyor
Abdullah Gül’ün, 2023 yılına hazırlandığını iddia eden Abdulkadir Selvi, “Parti için ‘Abdullah Gül partisi’ diyebiliriz. Yeni parti kurma çalışmaları için AK Partili eski bakanlardan bir heyet oluşturulduğu söyleniyor. Heyet, yeni partinin programını yazmaya başlamış. Parlamenter sistemini savunan bir parti öngörülüyormuş. Bir Nisan’dan itibaren partinin kuruluşunda yer almasını istedikleri isimlere teklif götürecekleri söyleniyor.
Yeni partinin şansını AK Parti’nin yerel seçimlerde alacağı oy oranı belirleyecek.
Abdullah Gül’ün kurduracağı partinin 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre hazırlık yaptıkları söyleniyor.” İfadelerini kullandı. ([5])
Yeni Parti Kurmak İsteyenlere Sorularımız veya suallerimiz:
- 1. AK Parti, sizin eseriniz değil midir?
- 2. AK Parti’nin kurucular içinde niye yer aldınız?
- 3. Anadolu’yu dolaşıp AK Parti’yi halka niye tavsiye ettiniz?
- 4. AKP, çok kötü bir parti ise söz konusu partinin desteği ile niye cumhurbaşkanı oldunuz?
- 5. AKP, çok kötü bir parti ise söz konusu siyasi parti de niye başbakanlık görevini üstlendiniz?
- 6. AK PARTİ, çok kötü bir parti ise söz konusu siyasi partinin etkili ve yetkili koltuklarında oturduğunuz halde AK Parti’yi, iyi bir duruma getirmek için niye gayret etmediniz?
- 7. Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık koltuklarında oturduğunuzda niye yeni bir parti kurma teşebbüsünde bulunmadınız?
- 8. Parti içindeki etkili koltuklardan uzaklaşınca yeni bir parti kurmayı niye düşündünüz?
- 9. AK Parti, çok köktü bir parti ise halkımızı AK Parti’ye niye mahkûm ettiniz?
- 10. AK Parti içinde kendinize bir koltuk bulduğunuzda AK Parti çok iyi idi de koltuk bulamadığınızda mı çok kötü oldu?
- 11. Yeni bir parti kurma gibi niyetiniz yok ise seçim yaklaştığında parti kurma konusunda şahsınızla çıkan dedikoduları önleyecek açıklamaları niye yapmadınız?
- 12. Yeni bir parti kurma dedikodularına engel olmuyorsanız istikrarın bozulmasına neden olmuyor musunuz?
- 13. Yazılanların ve çizilenlerin bir dedikodu olduğunu ve söylenenlerin sizinle bir alakası yok ise kamuoyunu rahatlatacak bir açıklama yapmayacak mısınız?
Sonuç:
Halkın içine girdim. Çeşitli platformlarda siyasi konuşmalar yaptım. Bulunduğumuz toplantılarda halkın sorduklarını aktarıyorum.
Alkış almak çok güzeldir ama istikrarın bozulması hiç de güzel değildir. Egomuzu kaldıralım, nefsimize hâkim olalım 2023’e hazırlanalım… Alkış almak bizim için önemlidir diyorsanız, yine de siz bilirsiniz…
Selam ve saygılar…