Zaman Aşımı ve Prof. Dr. Engin Arık
Bu hafta Kanlıca sahilinde Hasan Amca ile yine karşılaştım. Doğrusunu arasanız beklemiyordum. Bugün ne yazayım derken masamdaki boş sandalyeye Hasan Amca oturdu.
Merhaba
Merhaba Hasan Amca, nasılsın?
İyiyim teşekkür ederim. Vaktim çok az. Geçen hafta kaldığımız yerden devam edelim mi?
Memnuniyetle, çok sevinirim…
Konuyu belirle, biraz konuşalım.
Ulusal Sermaye ile bağlantılı olduğunu düşündüğüm “Toryum” madenini konuşalım mı?
Aslında ben de bu konuyu, konuşmak istiyordum. Nereden başlayalım.
12 yıl önce Prof. Dr. Engin Arık’ın içinde olduğu uçak düşürüldü. Bir kaza sonucu muydu yoksa Prof. Dr. Engin Arık ve ekibinin öldürülmesi için mi uçak düşürüldü? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok teşekkür ederim. Bu konunun açıklanmaya ihtiyacı vardır. 12 yıl önce Isparta'da düşen uçakta Prof. Dr. Engin Arık’ta vardı. Prof. Dr. Engin Arık’ın özelliği ise Türkiye’de “Toryum” madeninin nerede olduğunu bilen tek ilim adamı olmasıdır. “Toryum” madeni Ulusal çetenin iştahını kabartıyor. Prof. Dr. Engin Arık da “Toryum” madeni konusunda milli davrandığı için tıpkı ASELSAN’daki milli duruş sergileyen mühendisler gibi öldürüldü… Peki, Prof. Dr. Engin Arık ne biliyordu veya neden öldürülürdü diye kendimize soralım? El cevap:
Prof. Dr. Engin Arık;
1. Toryum madeninden, nükleer enerji elde etme bilgisine sahipti,
2. Toryum madeni ile ilgili çalışma yapan ekibi yönetiyordu.
Sadece uçağın içinde Prof. Dr. Engin Arık olsaydı cinayet olarak nitelemezdik. Toryum madeni üzerinde çalışma yapan ekip de ortadan kaldırıldığı için bilerek cinayet işlendiğini düşünüyorum...
Prof. Dr. Engin Arık’ın öldürülmesine neden olan “Toryum” madeninin özellikleri nedir?
Haçlı seferlerinin oluşmasına neden olabilecek özellikler vardır. Özelliklerden birkaç tanesini söyleyelim:
1. Toryum madeni, pek çok farklı alanda kullanılan en önemli elementlerden biridir,
2. Toryum madeni, ortalama 60 farklı mineralin içerisinde yer alan önemli bir elementtir.
3. Toryum madeni, özellikle başka hiçbir elemente ihtiyaç duymadan yer kabuğunda tek başına bulunma ayrıcalığına sahiptir.
4. Toryum madeni, Uranyum, Manganez, kurşun, kalay, magnezyum ve alüminyum ile sodyum ve demir gibi pek çok madde içeriğinde bulunmaktadır.
5. Toryum madeni, erime noktası 1750 santigrat derece olan toryum, 4000 santigrat derecede ise kaynamaktadır.
6. Toryum madeni, Korozyona karşı uranyuma göre çok daha dayanıklı bir madde olduğu iddia edilmektedir.
7. Toryum madeni, Dünyanın birçok farklı yerinde zengin rezervleri ile beraber çıkarılmak suretiyle, kullanım amacına göre devamlı olarak değerlendirilmektedir.
Toryum Medeninin nerelerde kullanıldığı konusunda bilgi verebilir misiniz?
Toryum madeninin kullanıldığı yerler açısından emperyalist ülkelerin iştahını kabartıyor. Önemli olanlardan birkaç tanesini söyleyelim:
1. Nükleer santraller açısından enerji kaynağı olarak büyük öneme sahiptir.
2. Gazlı lambalar için kullanılır,
3. Uzay ve havacılık araştırmalarında değerlendirilir,
4. Seramik parça ve pota imalatında kullanılır,
5. Birçok farklı farklı bilimsel cihaz üretiminde kullanılır
6. Lamba filament kaplamasında kullanılır,
7. Birçok farklı elektronik cihazda kullanılır,
Son olarak çok önemli bir madde ilave edeyim: Yukarıda ifade ettiğimiz alanlar ile birlikte Toryum madeni özellikle nükleer santrallerinde yakıt enerjisi olarak kullanılır.
Toryum Madeninin rezerv konusunda dünyadaki yerimiz neresidir?
Bu konuda hazırlıklı geldim. 380.000 ton ile üçüncü sıradayız. Toryum madeninin bulunduğu ülkeler, çok azdır. Yanımda bir tablo getirdim. Bu tablo da hangi ülkeler ne kadar Toryum madenine sahip olduğunu gösteriyor. Kaynaklara göre önümüzdeki yüzyıl boyunca yakıt ihtiyacımızı karşılayacak Toryum madenine sahibiz. Bu demektir ki önümüzdeki yüzyıl boyunca düşmanlarımız çoğalacaktır…
|
ÜLKELER |
REZERV (TON) |
1 |
ABD |
440.000 |
2 |
AVUSTRALYA |
410.000 |
3 |
TÜRKİYE |
380.000 |
4 |
HİNDİSTAN |
290.000 |
5 |
KANADA |
100.000 |
6 |
GÜNEY AFRİKA |
35.000 |
7 |
BREZİLYA |
16.000 |
8 |
MALEZYA |
4500 |
9 |
DİĞER ÜLKELER |
90.000 |
|
TOPLAM |
1.780.000 |
Tablo: Dünya toryum rezervleri (USGS, 2014) ([1])
Şimdi 12 yıl önce ki haberi okuyalım:
“Sabotaj iddialarının en önemli argümanı Toryumdan nükleer enerji elde etme bilgisine ulaştığı öne sürülen Prof. Dr. Engin Arık’ın ölümü geliyor. Arık’ın eşi Prof. Dr. Metin Arık, “Bana göre Engin ve bilim insanları en az dikkat çekecek şekilde ölüme gönderildi” ifadelerini kullandı.” ([1])
Prof. Dr. Engin Arık’ın ölüm nedenini Ulusal Sermaye sizin ifadenize göre Ulusal Çete ile ne alakası vardır?
Prof. Dr. Engin Arık, “Toryum madeninden nükleer enerji elde etme çalışmalarını bir ekiple sürdürüyordu. Dolayısıyla nükleer enerji elde etmek demek, önümüzdeki yüzyıl içinde Ortadoğu’ya belki de balkanlara belki de Kafkasya’ya kısmen hâkim olmak demektir. Böyle bir hakimiyet demek, Afrika’da var olan zenginlikleri, emperyalist ülkelerin sömürüsünden kurtarmak demektir. Düşündüğümüz düzenin uygulamaya geçmesi demek, Türk-İslam mefkûresinin Ulusal Sermayenin hakimiyetinden sıyrılması demektir. Yani Türkiye’nin batıya biat etmemesi demektir.
Anlayamadım. Konuyu bira açabilir misiniz
Ulusal sermaye, devletleri işgal etmez. Ulusal Sermaye, devletleri, sömürebilecek şekilde yöneticilerin oluşmasını sağlar… Ulusal Sermayenin genel politikasıdır.
Bu politika anlayışıyla Ulusal Sermaye, ülkemizde Din, Atatürk, emek, milliyetçilik, sosyalizm gibi kavramları destekler. Ulusal Sermaye, her anlayışa mavi boncuk dağıtır. Fakat bu kavramları istismar edecek liderleri, basını ve fikir adamını oluşturur… Sıkıştığı yerde, anahtar pozisyondaki insanları, öldürür. Bu gibi sindirme ve öldürme işlerini bizde mafya yapar, dünyada ise Ulusal Sermaye kılıfıyla, Ulusal Çete yapar. Toryum madeni gibi diğer madenlerin Ulusal Sermaye ile bağlantısını İnşallah anlatabildim…
Burada basın ve fikir adamı önemlidir. Siyasilerin araştırma özelliği olmadığı için hayatı önem taşıyan konuları bilemez. Dolayısıyla basın mensupları ve fikir adamları bilhassa akademisyenler, bu gibi konuları irdeleyip siyaseti yönlendirmesi gerekir. Akademisyenler, yazarlar, fikir adamları, basın ve basın temsilcileri, milli düşünüp aktif çalışmalıdır…
Ümit Özdağ-Buğra Kavuncu tartışması sayesinde İslamcı ve milliyetçi kesimlerden bazılarının CIA, Alman İstihbaratı BND ve FETÖ ile ilişkilerini kaynaklardan okuduk. Bu ilişkiler içinde muhafazakâr kesimin rol aldığını, bil hassa milliyetçilerin at koşturduklarını GLADİO’nun iç yüzünü anlatan eserlerden okudukça hayal kırıklığı yaşıyorum. Hatta GLADİO’nun kurulmasına vesile olan liderleri ve GLADİO’yu yöneten siyasetçileri de sorgulamak zorunda kaldım. Başka bir örnek vereyim:
Uğur Mumcu, 26 Nisan 1992 tarihinde “TURAN SEFERİ” başlıklı Milliyet gazetesindeki yazısında Enver Altaylının irtibatlı olduğu yabancı istihbaratları açık ve net bir şekilde anlatmış.
Bir başka örnek: Uğur Mumcu’nun “Rabıta" eserinde Fetullah Gülen’inin kirli çalışmalarını anlatmasına rağmen, Uğur Mumcu’yu istismar eden sol basın; Enver Altaylının iletişim kurduğu iddia edilen FETÖ, CIA ve BND konularında yorum yapmadı, sessiz kaldı… İşin tuhaf tarafı “milliyetçiler” de sağlıklı bir değerlendirmede bulunmadı…
Buğra Kavuncu konusunda Enver Altaylı ve İYİ Parti birlikte konuşulduğu zaman sol basın ve bazı milliyetçiler, Enver Altaylıyı eleştirme yerine, İYİ Parti’ye komplo yapıldı diyerek işi itibarsızlaştırmaya çalıştı…
Verdiğim iki örnekte olduğu gibi Ulusal Sermaye tarafından ülkemiz, söz konusu konular ile meşgul edilerek Toryum madeni üzerinde çalışan Prof. Dr. Engin Arık, kaza süsü verilerek öldürülmüş. Sadece Arık’ı değil Toryum madeni üzerinde çalışma yapan ekip de öldürülmüş.
Toryum madeni konusu, tartışılmıyor. Prof. Dr. Engin Arık konusu, 30 Kasım’da 2019 da zaman aşımına uğradı ve gündemden düştü.
Ulusal Sermaye; milliyetçilere, İslamcılara, solculara, emekçilere karşı çıkmadan makam ve mevki ile ticaret ile ödüllendirerek ülkelerin madenlerini yönetmeyi amaçlar. Yönetme konusunda sıkıntı çektiğinde faili meçhul cinayetler gündeme gelir. ASELSAN’da mühendislerin öldürülmesi, herkesin tanık olduğu bir örnektir.
Ülkemizde milliyetçiler vardır, İslamcılar vardır, solcular vardır, emekçiler vardır ama milli düşünenlerin sayısı çok azdır. Enver Altaylı konusu örneğinde olduğu gibi hem yandaş medyanın hem de tetikçi medyanın Prof. Dr. Engin Arık cinayetini ses getirecek şekilde gündeme getirmedi...
Sonuç:
12 yıl önce Isparta’da düşen yolcu uçağına ilişkin dava 30 Kasım 2019’da zaman aşımına uğradı ve gündemden düştü…
Eli kalem tutanlara ve sosyal medyayı kullananlara bir pas atalım. İnşallah, medyada bu konunun tartışılmasına vesile oluruz. Bu konuda yandaş ve tetikçi medya, İnşallah sesimizi duyar…
Ne yapabiliriz?
Televizyonların kanallarına WhatsApp üzerinden mesaj atarak konunun gündeme gelmesini ve tartışılmasını sağlayabiliriz…
Selam ve saygılarımla…