Ataerkil ailede evin büyüğü veya evi idare eden kişi ne derse, çoluk çocuk ona uymak zorundadır. İtiraz hakları bile yoktur. Bunun adına tek adam rejimi veya istibdat yönetimi de diyebiliriz…
İstibdat yönetimi olsaydı
1.HDP mecliste olabilir miydi?
2.Yargı itirazları değerlendirebilir miydi?
3.AYM’ye itiraz edilebilir miydi?
4.Muhalefet, konuşabilir miydi?
5.Muhalefet liderleri, dava açabilir miydi?
6.Muhalefet liderleri, dava kazanabilir miydi?
7.Basın ileri - geri yazabilir miydi?
8.Köşe yazarları hükümeti suçlayabilir miydi?
9.Cumhurbaşkanına soru sorulabilir miydi?
10.Bakanlar eleştirebilir miydi?
11.Cumhurbaşkanına tazminat davası açılabilir miydi?
İstibdat Yönetimi olsaydı Cumhurbaşkanı ne yapardı?
1.Yasalara ters kararname çıkarırdı,
2.Meclise danışmadan kendi başına kanun yapardı,
3.Meclise sormadan yurt dışına asker gönderirdi,
4.Meclise sormadan Yunanistan, Bulgaristan veya herhangi bir ülkeye savaş açardı,
5.İstediğinin kellesini alırdı.
Demek ki muhalefetin anlattığı gibi istibdat yönetimi yoktur. Demek ki meclis vardır. Demek ki her isteyen istediği gibi yazıp çizebiliyor.
Köşemde hükümeti icraatlarından dolayı çok eleştirdim ama üslubuma dikkat ettim. Bugüne kadar bana gevezelik yapma veya yazamazsın diyen veya tehdit eden olmadı. Karakola çağıran olmadı...
Demek ki istibdat yönetimi veya tek adam rejimi yoktur.
Dikta veya istibdat olmadığını şundan anlıyoruz:
1.Muhalefet liderleri, cumhurbaşkanına her tülü hakareti ve yakıştırmayı yapabiliyor,
2.Köşe yazarları ve basın aleyhte yazabiliyor,
3.Gazeteciler istediği gibi yazıp çizebiliyor,
4.Her türlü algı oluşturabiliyor…
5.PKK terör örgütü ve siyasi uzantısı HDP, meşrulaştırılmak isteniyor,
6.Ülkenin bazı bölgelerine özerklik vereceğim diye seçim vaadi yapılabiliyor.
7.“YPG’yi terör örgütü olarak değil halkını koruyan bir örgüt olarak görüyoruz” denilebiliyor,
8.Türk ordusunu aşağılayanlar, PKK terör örgütüne destek veren siyasiler meclise girebiliyor, siyasi parti kurabiliyor.
Dikta ve istibdat rejiminin olduğu yerde muhalefet liderleri, basın, köşe yazarları siyasetçiler istedikleri gibi konuşamaz. Herkes konuştuğuna göre tek adam veya istibdat yönetimi yoktur.
Hakaret edenler, gazeteciliği istismar edenler ve devletin sırlarını ifşa edenler her türlü denetime tabidir… İster kabul edin ister kabul etmeyin biz buna devletin kendini koruma refleksi diyoruz.
İYİ Partinin İstibdat rejiminin hassasiyetine bakalım:
1.Yavuz Ağıralioğlu, görevden alındı.
2.Yavuz Ağıralioğlu, görevden alındığını basından öğrendi,
İyi Partinin, parti içindeki yönetim değişiklik şekli tek adam rejiminin veya istibdat yönetiminin tezahürüdür.
Devam edelim:
İYİ Partinin tek adam rejimi anlayışına bayrak açan Ümit Özdağ ve İsmail Koncuk, Zafer Partisini kurdu.
Zafer partisinden tek adam rejimine isyan eden İsmail Koncuk istifa etti, şikâyet ettiği İYİ partiye geçti.
Hani 2000 yılından önce “laiklik” istismar ediliyordu, bugün de siyasette sesini yükseltmek isteyen “Tek Adam Rejimi” cümlesini istismar ediyor…
Gelelim Millet İttifakına (Altılı Masa)
Altılı masa niye oluştu?
1.Tek adam rejimine karşı tepki olsun diye;
Tek adam rejiminin özelliği nedir?
1.Halkı adam yerine koymaz,
2.Nasıl bir lider seçelim konusunda vatandaşa sormaz,
3.Vatandaşa, seni nasıl yönetelim diye fikrini almaz,
Altılı masa, cumhurbaşkanı adayını tabanlarına sormuyor. Aksine cumhurbaşkanı adayını, altı lider belirleyecek diyor. Osmanlı Bankasıyız ama biz altılı adam rejim modelini getiriyoruz.
Altılı masa ne yapmalıdır?
Altı siyasi parti, kendi tabanına
Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan isimlerini soracak halk tarafından tasvip edilen kişi ile 2023’te sandığa gidilecek.
Aksi takdirde altılı adam rejim modeli literatüre girebilir.
Selam ve saygılarımla