Uzun süredir ne AK Parti nede diğer partiler hakkında yazı kaleme almadım. Siyaset nankördür, yapılan iyi bir şeyi kaleme alırsın kimse teşekkür dahi etmez fakat yapılan bir yanlışlığı kaleme aldığın zaman düşman kesilirler, ne vatan haini olmadığın kalır ne yandaş medya veya candan medya olmadığın kalır. O yüzden biraz uzak kalalım dedik maalesef olmadı. Burdur siyasetinde olanlar sanki Osmanlı’nın yıkılışına sebep olan oynanan İngiliz siyaseti gibi kimin eli kimin cebinde belli değil.
Önceki yönetimin gitmesi gerektiğini, partiye zarar verdiğini, bu zararın Burdur’a olduğunu dilimiz döndüğü kadar anlatmaya çalıştık.
Bu yazılarımızda kimi taraf olarak memnun oldu kimide düşman kesildi ancak bizlerin sadece toplum gözü ile okumaktan ileri gitmeyen, sadece eleştiri sınırları içerisinde kalmak şartı ile yaptığımız eleştiriden başka bir şey değildi, olamazda.
Yönetimin gitmesi ile birlikte her zaman eleştirdiğim AK Parti genel merkezi aynı oyunları oynayarak sözde temayül yoklaması yaptı; sivil toplum örgütleri ile konuşarak, partililerden, il ve ilce yöneticilerinden bilgi aldı. Nasıl ki milletvekili seçimlerinde, belediye başkanların seçimlerinde aday belirleme sürecinde olduğu gibi yapılan temayüle ve araştırmalara uyulmadı, bir nevi toplumu aptal sanmaktan öteye geçmedi.
İstifalardan sonra atanan Sayın Dr. Süleyman Faki her ne kadar temayülden çıkmasa da Burdur’un Süleyman Hocası - Abisi olmasıyla bütün gerilimlerin inatlaşmaların önüne geçti. Ne oldu da il başkanının bu kadar sevilirken siyasetle uğraşanların Süleyman Hocalarını etkisiz, itibarsızlık, acizlik konumuna düşürdüler.
Sonuç olarak:
1. AK Parti camiasının illaki gelsin başkan olsun,üzerinde uzlaştığı adayı değil de birleştirici gözü ile baktıkları, kimse karşı çıkmaz dedikleri Süleyman Hocayı seçmeleri,
2. İl Genel Meclis Başkanlığı seçimlerinde kendimin de bilhassa hatırlattığım “Hocam yıpranırsın, ya temayüle girme ya tarafsız kal il yönetimi olarak yada masaya yumruğunuzu vurun, il yönetimi olarak ağırlığınızı koyun” diyen biri olarak maalesef iyi niyeti ile hiçbirini gerçekleştiremedi,
3. Merkez ilçe başkanının yaşadığı sorun ve Gölhisar teşkilatında yaşanan olaylarda il yönetimi olarak bilhassa başkanın bu olayların altındaki gerçeği şu diyerek genel merkezlerine tavır takınamaması
4. Önceki yönetimin ve Sayın Milletvekili Reşat Petek'in gelecekte milletvekili olması için teşkilatı ele geçirmek, birilerinin önünü kesmek adına mücadele etmesi ve bu mücadeleden de vazgeçmeyeceği, bu minvalde kendi ekibini kurmak için Ensar Vakfı ile bütünleşmesi,
5. Yılların siyasetçisi, toplum arasında kurt siyasetçi olarak bilinen Sayın Bayram Özçelik’in ‘armut piş ağzıma düş’ misali olaylardan geri durması, mücadeleye girmemesi, dört dönemdir etrafına kenetlenen insanların hayal kırıklığı yaşaması.
Sonuç olarak bir tarafta 4 dönemdir Sayın Bayram Özçelik’i destekleyen, hala umudunu, hizmet anlayışını bağlayan partililer, diğer tarafta kendine yer bulmaya, saha açmaya çalışan Sayın Petek’in partiyi yıpratmak adına da olsa mücadelesi…
Bu mücadele daha çok su götürür.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…