Falanca, Fethullah Gülen’e çok yakındı. Falanca, Fethullah Gülen’i çok övdü. Falanca, Fethullah Gülen’e şiir okudu… CHP’nin şu milletvekili FETÖ’nun adamıdır. Ben zamanında çok karşı idim. Fethullah Gülen’i çok eleştirdim gibi ortalıkta bir sürü video geziyor. İnternet üzerinden dolaştırılan videolardan birini izledim. İzlediklerimin hepsi doğrudur. Ama videolar üzerinden kavga yapmak da ucuz kahramanlıktır diye düşünüyorum. Çünkü Fethullah Gülen hakkında herkes suçludur…
Evet, Fethullah Gülen ile siyasiler arasında geçmişte birliktelik vardı. Ama ihanet ve çıkar söz konusu olduğunda, zaman içinde dost olan kişiler, düşman; düşman olan kişiler, dost olabiliyor… Örnek verelim: Birlikte mağaza açtık. Ortaklardan birisi ihanet ettiği zaman dost olan ortaklar, bir yıl sonra ister istemez düşman olabiliyor…
Doksanlı yıllardaki siyasiler, Fethullah Gülen’in yönetici takımındaki kişilerin ABD, İngiltere, İsrail, Vatikan ve dış güçlerin kontrolündeki insanlar olduğu şüphesini vurgulamadılar. Sadece karşı olduklarını ve sevmediklerini ifade ettiler…
Eğer FETÖ hakkında söz konusu şüphe, kanıtlar ile anlatılsa idi Fethullah Gülen’e kimse itibar etmeyecekti... Tam aksine bürokratlar, gariban çocukları FETÖ’nun kucağına iterken kendileri de makam, mevki sahibi oldular, diğer taraftan da çeşitli düşüncelere sahip müteahhitler ihaleleri aldı…
CHP’nin bir eksiği vardır… Neden CHP? Çünkü CHP devleti kuran irade olduğu için uyarmayı hep ondan bekledik…
CHP, Fethullah Gülen’in laik anlayış ile sorunu olduğu için eleştirdi… CHP, Fethullah Gülen’i ABD ve dış güçlerin kontrolünde olduğu için eleştirmedi.
Sadece Ahmet Taner Kışlalı, “devlet büyükleri ile iyi ilişkiler kurmuş ordu dışında hemen tüm kurumlarda önemli “mevziler” elde etmiş. ABD’nin “etkin” desteğini sağlamış…Hakkındaki bilgilerimiz arttıkça Sayın Gülen beni korkutuyor….” şeklinde bir uyarıda bulunmuştu… 17 Ekim 1999’da yazdığı son yazıdan sonra 21 Ekim 1999’da öldürüldü…
Ahmet Taner Kışlalı, Fethullah Gülen’in ABD ve dış güçlerin etkisi altında olduğunu 1999’da tespit etmiş. CHP li siyasilerin Ahmet Taner Kışlalı’nın tespitini duymamaları mümkün değildir. Şayet CHP, Fethullah Gülen’in dış güçlerin etkisi altında olduğunu bildiği halde deşifre etmediyse çok büyük bir vebal atındadır…
Fethullah Gülen, geçmişte Ecevit’e siyasi destek verdiği için Fethullah Gülen’e sempati ile baktı. 17 Ekim 1999 yılında Ahmet Taner Kışlalı’nın uyarısından sonra bazı siyasiler, Ahmet Taner Kışlalı’nın uyarısını önemsememeleri dikkat çekici olduğu kadar aynı zihniyet bugün FETÖ’yu hep eleştirdim demesi etik değildir…
Dolayısıyla siyasiler, Fethullah Gülen’in ABD ve dış güçlerin kontrolünde olduğu şüphesini işlemedi 17 ve 25 Aralığa kadar. 17 ve 25 Aralıkta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fethullah Gülen’i her yönü ile deşifre etti…
FETÖ’ya her zaman karşı oldum veya her zaman eleştirdim demek yeterli değildir. FETÖ, ABD ve dış güçlerin kontrolünde olduğu için karşıyım denmesi önemlidir.
Şimdi FETÖ’nun, ABD ve dış güçlerin kontrolünde olduğu ayan beyan anlaşıldı…
Selam ve saygılarımla…