Yıllarca eğitim kurumlarının özel sektörde olmasına karşı çıkan biri olarak bu Bahçeşehir Kolejini biraz irdelemek istiyorum.
Ülke genelinde kapatılan FETÖ okulları gündeme geldikçe bu okullar hakkında yazılar kaleme almıştım. Buralarda yetişen öğrencilerimizin her ne kadar başarılı gözükse de “Bunların başı vatan haini. Yetişen öğrencilerin de birçoğu vatan haini olur” diye o zamanlar hem siyesi parti çevrelerinden hem de bu okul yöneticilerinden tepkiler alırdım, mahkemelere verilirdim çünkü başarılı öğrencileri alıp, yetiştirip diğer öğrencileri de para kaynağı olarak görmelerine hep kuşku ile bakmıştım.
Burdur’da da ilk Bahçeşehir Koleji’nin kurulması adımları atılırken en büyük medya destekçilerinden biri oldum. Gayem FETÖ okuluna gidecek öğrencilerin buralara kaymamasını ve FETÖ okulunun sıkıntılara girmesini dilemekti. Bunu çok kez kendi çapımda başardım da. Haber sitemde Bahçeşehir Koleji ile ilgili yapılan haber reklam vesaire hiç birinden çıkar da sağlamadım maddi çıkarım da olmadı! Tek hedefim gelişmekte olan bir Burdur’da eğitime harcanan devasa bir yatırımın ayakta kalması ve başarılı olmasını görmekti. Elhamdülillah görmüş oldum.
15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra FETÖ okullarının kapatılmasıyla Bahçeşehir Kolejine de kendini gösterme imkânı doğdu. 1200’ün üzerinde öğrencisinin olması, yüksek öğretim ve liselere geçiş sıralamasında öğrencilerin başarı göstermesi, yabancı dile ağırlık verilmesi, spor dallarında her gün bir branşta başarı sağlanması, Türkiye’de Bahçeşehir Kolejleri içinde en iyi kampus seçilmesi, kolej içinde Fen Lisesi’nin kurulması, eğitim şehri olarak bilinen Burdur’da bir marka oldu! Devlete bağlı okullardan mezun olan öğrencilerimizin basına düşen başarıları nerde ise yok denecek kadar az olması biz basın mensuplarının da Bahçeşehir Koleji hakkında hem haber sitelerinde hem de gazetelerde bol bol haber yapmamıza sebep olmakta! Devlet okullarına çocuğunu gönderen bir velinin söylediği sözü aynen aktarıyorum:
“Siz gazeteciler hep güçlünün yanındasınız, benim de imkanım olsa idi ben de çocuğumu Bahçeşehir Kolejine gönderirdim; her gün haberlerini yapıyorsunuz, bizler çocuğumuzu imkanımız olmadığı için gönderemiyoruz! Suçlusu biz miyiz, yoksa Bahçeşehir Koleji gibi sosyal alanda, sportif alanda, eğitim alanında başarı gösteremeyen devlet eğitim sisteminde mi?” demesi düşündürücü.
Bir ülkeyi batırmanın en kolay yolu o ülkenin eğitim sistemini bozmaktır; yıllardır milli eğitim bakanlarımız hiçbiri eğitimci olmadı. Şimdi ise eğitimci bir bakanımız oldu; İnşallah velimizin arzusu geç de olsa gerçekleşir, devlet okullarımız da bu başarıyı yakalar! Bahçeşehir Koleji kurucusu Sayın Hurşit Çetin ve Kurucu Müdür Osman Çoban Hocanın ise eğitim şehri olan Burdur’da böyle bir başarı yakalaması sanırım eğitim camiası içinde biraz fazla oldu!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…