Ülke genelinde hayvan hakları konusunda bir kesim aklınca tepki göstermekte; neymiş hayvanlara eziyet yapılmakta imiş bu doğrumu? Evet doğru kendini bilmez bazı kişilerin hayvanlara vicdanların elvermeyeceği şekilde eziyet ettiği uygunsuz beslediği bir gerçek. Bunu haberlerde de görmekteyiz. Bunları gördüğümüz gibi insanlara saldırıp parçaladığını da görmekteyiz. Ancak bu gerçek toplumun can güvenliği sağlığının ve güvencesinin önüne geçmemesi gerek…   Ülke genelinde bir alışkanlık meydana geldi. Her evde bir evcil hayvan besleme alışkanlığı… Ne kaydı var ne belgesi. Evde hayvan besleme hevesi geçince doğrudan doğruya bu masum hayvanlar sokağa bırakılmakta. Sonra da yetkililer uğraşıp dursun… Yok belediyeler baksın, yok devlet hayvan hakları konusunda kanun çıkarsın.    Şahsım olarak da kedi ve köpek besleyen biri olarak devletimizin önce evcil kedi ve köpek besleyenleri bir kayıt altına alması gerekmektedir. Bir heves uğruna satın alındıktan sonra, hevesi bitince sokağa o canların salınmasına engel olunmalı. Evcil hayvan beslemenin bile bir sorumluluğu olduğunu belirten bir yasanın çıkarılması gerekmektedir. Yoksa kadına şiddet yasası gibi aile menfurunu yok etmeden ileriye gitmez.   Çözüm noktası olarak da toplumun beklentisi şehir içinden bu hayvanların toplanıp ormanlık içerisinde etrafı çevrili doğal ortamlarında yaşayabileceği bir ortamın oluşturulması gerekmektedir. Toplum olarak ayrıca kedi ve köpek besleyenlerin bir heves uğruna satın aldıkları masum canları hevesleri bitince sokağa bırakılmasının önünü kesen bir yasanın çıkarılması toplumun diğer beklentisi olarak karşımıza çıkmaktadır.   Burdur şehir merkezindeki kedi köpek sorununa değinecek olursak sabahları erkenden iş yerine gelen ve ofisimin de şehir meydanında olması sebebi ile bu hayvanların, Burdur halkı üzerinde nasıl kaygı oluşturduğunu, güvenlik endişesi verdiğini bir fiil gören birisiyim. Her sabah birkaç vatandaşa saldıran, işe giden genç kızlarımızın bağırtılarını duyan, elime aldığım bir süpürge sapı ile kurtarmaya çalışan biriyim. Kurtarmaya çalıştıklarımın içinde Burdur Vali yardımcısı dahi var. Şimdi gelelim sözde hayvan hakları savunucularına ve bu hayvan hakları savunucularının sık sık belediye ve devlet kurumlarını zan altında bırakan haberlerini yayınlayan sözde basın kuruluşlarına. Bu zatı muhteremler bu hayvanların sabahları işe giden insanlara saldırdığını sıcak yataklarından kalkıp da hiç tespit ettiniz mi? Atatürk mahallesinden şehrin en işlek mevkisi olan cumhuriyet meydanına, bedesten çarşısına kadar Şirinevler’den köprübaşına kadar başı boş köpeklerin oluşturduğu güvenlik endişesi ve tedirginliği sebebiyle sabahları yalnız bir kadın işe gidememekte ve spor için yürüyüş bile yapamamaktadır. Şimdi bu insanların vebalini kim ödeyecek?  Dedik ya Burdur’u köpekler işgal etti…   Bir sonra ki yazımızda buluşmak dileği ile…