Belediye Başkanlığı Er Meydanı Değildir   Değerli okuyucularım merhaba,   Belediye başkan adayı, yörenin halkına hizmet yapmak için aday olur. Hizmete talip olanlar projelerini anlatmadan önce merkezi hükümete saldırarak işe başlıyor. Merkezi hükümete saldırarak seçim çalışması yapmak demek, başarısız olursam merkezi hükümet engelledi mazereti ile başarısızlığına kılıf hazırlamak demektir…   Hizmeti düşünen başkan adayları, mensup olduğu patinin politikalarını savunur ama hizmet yapmak için merkezi hükümet ile didişmeden projelerini anlatarak seçim çalışmalarını sürdürür. Hizmeti düşünen başkan adayları böyle yapar…   Geçmişte muhalefetin başarılı belediye başkanları nasıl yaptı?   İzmir Büyük Şehir eski Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Eskişehir Büyük Şehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen merkezi hükümet ile hiç bir zaman çatışmaya girmemişler. Ama muhalefetin en gözde ve en çalışkan belediye başkanı olmuşlar. Başkanlıklarını gurur ve kibir ekseninde sürdürmemişler… Söz konusu başkanlar, Antalya’ya, Eskişehir ‘e ve Adana’ya hizmet götürebilmek için bölgenin iktidar milletvekilleriyle çok güzel iletişim kurmuşlar…   İzmir Büyük Şehir eski Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu merkezi hükümet ile kurduğu iletişim sayesinde Metroyu İzmir’e kazandırmış. Yılmaz Büyükerşen merkezi hükümetin gönlünü alarak Eskişehir’i yeni baştan inşa etmiş. Muhittin Böcek ise Eski Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ile güzel dostluk kurarak Antalya’ya hatırı sayılır hizmetler yapmış. İktidarın başarısız belediye başkanları, merkezi hükümete afra safra yaparak başarısızlıklarına bahane aramışlar. Gerçi iktidarın bazı başarısız belediye başkanları 2024 seçimlerinde yeniden aday gösterilmedi.   Bu iki örneği vermemin nedeni ister iktidarın ister muhalefetin belediye başkanı olsun merkezi hükümet ile bağları kopardığı zaman halkına hizmet götüremez. Bunu sadece belediye başkanı konumunda düşünmeyelim. Bir bakan, merkezi hükümet ile veya mensup olduğu partinin genel başkanı ile ters düşerse hizmet yapamaz.   Muhalefetin başarısız belediye başkanları merkezi hükümeti tanımamasından veya merkezi hükümeti ile kavga ederek şov yaparsa belediye başkanı isim yapar ama halkına hizmet götüremez. Şunu anlatmak istiyorum. Hizmet yapmak istiyorsan merkezi hükümet ile iletişimi sağlam kurmalısın.   Murat Kurum, merkezi hükümet ile sorunların çözüleceğini çok iyi bildiği için ilk gün ilgili bakanlar ile istişare yaptı. Daha doğrusu merkezi hükümete diklenerek hizmet yapamayacağını net bir şekilde ortaya koydu.   İzmir Büyük Şehir Eski Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, Eskişehir Büyük Şehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in ve Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ın merkezi hükümet ile kavga ettiklerini ve merkezi hükümete sataştıklarını duymadım veya merkezi hükümet paramızı göndermedi diyerek mazeret uydurmadılar… Ama başarılı da oldular…  Murat Kurum, İstanbul’un sorunlarını merkezi hükümet ile çözeceğim. Merkezi hükümet olmadan İstanbul’un sorunları halledilmez mesajını seçmene çok net bir şekilde verdi. Yani Murat Kurum, güven verdi.   Murat Kurum, verdiği ilk mesaj ile ceketinin ilk düğmesini doğru ilikledi. Demek ki hizmet için kibir yapılmaz. Şov yapmak hizmeti engeller. Belediye başkanları, hizmet için devletin bütün kurumları ile bilhassa merkezi hükümet ile iyi geçinmek zorundadır. Ama mensup olduğun partiye de saygısızlık yapmayacaksın…   Belediye başkanlığı er meydanı değildir. Belediye başkanlığı didişme yeri değildir. Belediye başkanlığı kavga makamı değildir. Belediye başkanlığı gurur ve kibir yapmadan en güzel hizmeti yapma makamıdır. Ama mensup olduğun siyasi partinin politikalarına da ters düşmeyeceksin. Belediye başkanlığı hizmet makamıdır.   Siyasi partiler, vatandaşa hizmet yapmayı düşünüyorsa yolsuzluk ve rüşvete bulaşmış belediye başkanlarını, siyasi partiler 2024 seçimlerinde aday göstermemelidir.  Özetleyelim:   Hz. Ömer gibi insanlar belediye başkanı olmalıdır ve hizmet için ilmi siyaseti bilmelidir…   Selam ve saygılarımla