Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
Köşe Yazarı
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
 

Araplar, Bizi Arkadan Vurdu…

Batı ve Batı hayranları tarafından iki de bir “Araplar bizi arkadan vurdu”, dolayısıyla Araplara sahip çıkmamıza veya Araplara destek vermemize gerek yoktur. Bu algı öyle bir yerleşti ki Kudüs meselesinde de bazı Müslüman kardeşlerimiz ister istemez tereddüt etti…   Yunan ordusu bir taraftan Karadeniz’i bir taraftan da ve Polatlı’yı işgal etmek için asker gönderdi. Ama Yunanistan, Türkleri arkadan vurdu ifadesi hiçbir zaman terennüm edilmedi. Yunan, Türkleri arkadan vurdu dendiği zaman, Batı ve Batı hayranları savunmaya geçiyor…   Atatürk, milli mücadele döneminde Yunan ordusu ile savaşırken Batı hayranları, Yunanistan, Türkleri arkadan vurdu demedi.  Batı, hiçbir zaman Türkler ile Arap ülkeleri arasında ara bulucu olmadı ama her seferinde Araplar, Türkleri arkadan vurdu tezini çok iyi işledi… Aynı Batı Atatürk’ü, Yunanistan ile anlaşmaya zorladı… Evet, Batı’nın oyunu bu… Bugün ise Batı, terör örgütlerine yardım ederek alenen saldırıyor… Batı için İktidarda kimin olması önemli değildir…   Yunanistan, Rusya’dan S300 füzelerini aldı ve Ankara’yı tehdit edecek şekilde ülkesine yerleştirdi. ABD’den ses çıkmadı, Avrupa ülkelerinden ses çıkmadı, NATO ülkelerinden ses çıkmadı. Ama Türkiye S400 füzelerini alınca ABD başta olmak üzere NATO ülkeleri isyan etti…   Tarihten bir örnek verelim. Abdülhamit'i, Batı ve Siyonistlerin oyunu ile ülke içinde hiç kimse istemiyordu. Batı, İttihat terakkiyi destekledi ve Abdül Hamit’i 10 yıl içinde tahtan indirdi. Sonunda Koca İmparatorluk yok oldu. İttihat Terakki liderleri Alman gemileri ile Avrupa'ya kaçmak zorunda kaldılar. İttihat Terakki liderlerinden Talat Paşa şöyle dedi. Masonların oyununa geldik koca bir devletin yok olmasına neden olduk. İttihat ve Terakki Cemiyeti hain değildi ama Batı’nın büyük oyununu göremedi. Cumhurbaşkanlık konusunda milli mutabakatın sağlanması ülkenin bekası için aynı zamanda da ülkenin güçlü görünmesi bakımından kayda değer bir olaydır. Batı ve terör öğütleri hiçbir zaman bir ülkede istikrar istemez. Batı, her zaman ülkeyi yönetecek bir hükümet ister. Batının yönetebileceği hükümet ise koalisyon hükümetidir. DSP-MHP ve ANAP koalisyonunda DSP ve MHP gibi milliyetçi siyasi partilerin var olmasına rağmen başbakan hasta haneye yatırılarak iş yapamaz raporunun alınması isteği ile darbe yapıldı. Koalisyon döneminde ekonominin başına Amerika’dan birileri atandı. Yine Koalisyon döneminde IMF’ye borçlanmamız sağlandı. Koalisyon partileri ihanet içinde değildir. Belki de tek parti hükümetinden daha çok milliyetçidir. Fakat Koalisyondaki siyasi partiler kendilerini daha çok öne çıkarmaları için diğer siyası partilerin yok olmasını sağlamak amacıyla bilerek veya bilmeden ülkenin aleyhinde olan kararlara ses çıkarmayabilir. Bülent Ecevit’in akıl sağlığından dolayı hasta haneye yatırıldığında koalisyondaki diğer siyasi partilerin ses çıkarmaması gibi veya Abdullah Öcalan konusunda koalisyondaki bir siyasi partinin muhalefet etmesine rağmen diğer siyasi partilerin oyları ile idam edilmesini önleyen yasa gibi… Koalisyon hükümetlerine terör örgütlerinin kriptoları daha kolay sızabiliyor veya söz konusu kriptolar emperyalist ülkeler ile her konuda anlaşabiliyor iktidarda kalabilmek için…  Bazı siyasi partilerin geçmişte zaman zaman ABD, Avrupa ve Rusya’ya şikâyet ettiklerini hatırlayalım. Ülkesini ABD, Avrupa ve Rusya’ya şikâyet eden siyasi partilerin devleti idare eden koalisyonun içinde yer aldıklarını düşündüğümde ister istemez tansiyonum yükseliyor.  1970 li ve 1990 lı yıllardaki koalisyon hükümetlerinde yer alan siyasi partilerin Batı’nın isteklerine boyun eğmeleri veya bir siyasi partiden 40 milletvekilinin ayrılmasını sağlayıp koalisyon hükümetinin kurulmasını teşvik etmek gibi hareketler hafızalarımızdan hiç eksik olmuyor. Deneyimli siyasi liderler geçmişi çok iyi bildikleri için milli mutabakat konusunda anlaşmaları memnuniyet verici bir gelişmedir. Aynı mutabakat ana muhalefet partisinin etrafında olması istikrarsızlığı önleme bakımından güzel bir hareket olacaktır. Burada önemli olan terör örgütleri karşısında Batı’ya taviz vermeyecek anlayışına sahip ve milli mutabakatı sağlayacak bir yönetimin iş başında olmasıdır.  Sonuç olarak Batı’ya göz kırparak beni iktidara getirin demek anlayışıyla mesajlaşmak terör örgütlerinin elini güçlendirir. Mesajlarımızı halkımıza vermeliyiz. Halkın güvenoyuyla iktidar olmayı düşünmeliyiz. Bu açıdan düşündüğümüzde milli mutabakat istikrarı getirecektir. Bugün milli mutabakat sayesinde Türki’ye, Suriye’nin Kuzeyinde vardır… Selam ve saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2018 - Salı
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)

Araplar, Bizi Arkadan Vurdu…

Batı ve Batı hayranları tarafından iki de bir “Araplar bizi arkadan vurdu”, dolayısıyla Araplara sahip çıkmamıza veya Araplara destek vermemize gerek yoktur. Bu algı öyle bir yerleşti ki Kudüs meselesinde de bazı Müslüman kardeşlerimiz ister istemez tereddüt etti…

 

Yunan ordusu bir taraftan Karadeniz’i bir taraftan da ve Polatlı’yı işgal etmek için asker gönderdi. Ama Yunanistan, Türkleri arkadan vurdu ifadesi hiçbir zaman terennüm edilmedi. Yunan, Türkleri arkadan vurdu dendiği zaman, Batı ve Batı hayranları savunmaya geçiyor…

 

Atatürk, milli mücadele döneminde Yunan ordusu ile savaşırken Batı hayranları, Yunanistan, Türkleri arkadan vurdu demedi.  Batı, hiçbir zaman Türkler ile Arap ülkeleri arasında ara bulucu olmadı ama her seferinde Araplar, Türkleri arkadan vurdu tezini çok iyi işledi… Aynı Batı Atatürk’ü, Yunanistan ile anlaşmaya zorladı… Evet, Batı’nın oyunu bu… Bugün ise Batı, terör örgütlerine yardım ederek alenen saldırıyor… Batı için İktidarda kimin olması önemli değildir…

 

Yunanistan, Rusya’dan S300 füzelerini aldı ve Ankara’yı tehdit edecek şekilde ülkesine yerleştirdi. ABD’den ses çıkmadı, Avrupa ülkelerinden ses çıkmadı, NATO ülkelerinden ses çıkmadı. Ama Türkiye S400 füzelerini alınca ABD başta olmak üzere NATO ülkeleri isyan etti…

 

Tarihten bir örnek verelim. Abdülhamit'i, Batı ve Siyonistlerin oyunu ile ülke içinde hiç kimse istemiyordu. Batı, İttihat terakkiyi destekledi ve Abdül Hamit’i 10 yıl içinde tahtan indirdi. Sonunda Koca İmparatorluk yok oldu. İttihat Terakki liderleri Alman gemileri ile Avrupa'ya kaçmak zorunda kaldılar. İttihat Terakki liderlerinden Talat Paşa şöyle dedi. Masonların oyununa geldik koca bir devletin yok olmasına neden olduk. İttihat ve Terakki Cemiyeti hain değildi ama Batı’nın büyük oyununu göremedi. Cumhurbaşkanlık konusunda milli mutabakatın sağlanması ülkenin bekası için aynı zamanda da ülkenin güçlü görünmesi bakımından kayda değer bir olaydır.

Batı ve terör öğütleri hiçbir zaman bir ülkede istikrar istemez. Batı, her zaman ülkeyi yönetecek bir hükümet ister. Batının yönetebileceği hükümet ise koalisyon hükümetidir. DSP-MHP ve ANAP koalisyonunda DSP ve MHP gibi milliyetçi siyasi partilerin var olmasına rağmen başbakan hasta haneye yatırılarak iş yapamaz raporunun alınması isteği ile darbe yapıldı. Koalisyon döneminde ekonominin başına Amerika’dan birileri atandı. Yine Koalisyon döneminde IMF’ye borçlanmamız sağlandı.

Koalisyon partileri ihanet içinde değildir. Belki de tek parti hükümetinden daha çok milliyetçidir. Fakat Koalisyondaki siyasi partiler kendilerini daha çok öne çıkarmaları için diğer siyası partilerin yok olmasını sağlamak amacıyla bilerek veya bilmeden ülkenin aleyhinde olan kararlara ses çıkarmayabilir. Bülent Ecevit’in akıl sağlığından dolayı hasta haneye yatırıldığında koalisyondaki diğer siyasi partilerin ses çıkarmaması gibi veya Abdullah Öcalan konusunda koalisyondaki bir siyasi partinin muhalefet etmesine rağmen diğer siyasi partilerin oyları ile idam edilmesini önleyen yasa gibi… Koalisyon hükümetlerine terör örgütlerinin kriptoları daha kolay sızabiliyor veya söz konusu kriptolar emperyalist ülkeler ile her konuda anlaşabiliyor iktidarda kalabilmek için…

 Bazı siyasi partilerin geçmişte zaman zaman ABD, Avrupa ve Rusya’ya şikâyet ettiklerini hatırlayalım. Ülkesini ABD, Avrupa ve Rusya’ya şikâyet eden siyasi partilerin devleti idare eden koalisyonun içinde yer aldıklarını düşündüğümde ister istemez tansiyonum yükseliyor.

 1970 li ve 1990 lı yıllardaki koalisyon hükümetlerinde yer alan siyasi partilerin Batı’nın isteklerine boyun eğmeleri veya bir siyasi partiden 40 milletvekilinin ayrılmasını sağlayıp koalisyon hükümetinin kurulmasını teşvik etmek gibi hareketler hafızalarımızdan hiç eksik olmuyor.

Deneyimli siyasi liderler geçmişi çok iyi bildikleri için milli mutabakat konusunda anlaşmaları memnuniyet verici bir gelişmedir. Aynı mutabakat ana muhalefet partisinin etrafında olması istikrarsızlığı önleme bakımından güzel bir hareket olacaktır. Burada önemli olan terör örgütleri karşısında Batı’ya taviz vermeyecek anlayışına sahip ve milli mutabakatı sağlayacak bir yönetimin iş başında olmasıdır. 

Sonuç olarak Batı’ya göz kırparak beni iktidara getirin demek anlayışıyla mesajlaşmak terör örgütlerinin elini güçlendirir. Mesajlarımızı halkımıza vermeliyiz. Halkın güvenoyuyla iktidar olmayı düşünmeliyiz. Bu açıdan düşündüğümüzde milli mutabakat istikrarı getirecektir.

Bugün milli mutabakat sayesinde Türki’ye, Suriye’nin Kuzeyinde vardır…

Selam ve saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.