Cemal Kaşıkçı’yı, Amerika mı öldürttü? Sorusunu sormak biraz cesaret işidir. Yine de bu soruyu sormak zorundayım. Mutlak ABD öldürttü demiyorum ama ister istemez bu soruyu soruyorum kendi kendime…
Peki, mademki korkuyorsun niye bu soruyu soruyorsun diye sorsanız bana, el cevap: Söz konusu kara bulutu Türkiye’nin üzerinden alıp ABD ve Suudi Arabistan’ın semaları üzerinde gezdirerek, Türkiye’yi devre dışı tutmak istiyorum…
Önce Cemal Kaşıkçı’yı gazeteci kimliği ile tanıyalım.
- 1. 1999'da, Suudi Arabistan'ın önde gelen gazetelerinden Arab News'in yardımcı genel yayın yönetmenliğini yaptı.
- 2. Reformist gazetelerden Al Watan'ın genel yayın yönetmenliğini devraldı. Al Watan'da ikinci ayını tamamlamadan, gazetede çıkan muhalif yazılar nedeniyle görevden alındı.
- 3. 2007'de Al Watan'daki genel yayın yönetmenliği koltuğuna geri dönen Kaşıkçı, 2010'da ikinci kez, muhalif yazıları nedeniyle görevden uzaklaştırıldı.
- 4. Gönüllü sürgüne gittiği Londra'da, Suudi Arabistan'ın Londra ve Washington Büyükelçisi Prens Turki El Faysal'ın basın danışmanlığını üstlendi.
- 5. Kaşıkçı, 2010 yılında Prens El-Velid bin Talal'ın talimatıyla Al Arab televizyonunun başına getirildi. Ancak 11 saat süren yayının ardından Suudi hükümeti Al Arab'ın yayını durdurdu...
- 6. Kaşıkçı'nın yakın dostlarından Barnett Rubin, Veliaht Prens Muhammed bin Salman için "Bu çocuk çok tehlikeli" olduğunu ifade etmiş…
- 7. Cemal Kaşıkçı, Suudi Gazetelerinde muhabir olarak çalıştı. Okaz, Al Sharq, Al Awsat, Al Majalla ve Al Muslimoon da dâhil olmak üzere çeşitli günlük ve haftalık Arap gazeteleri için muhabirlik yaptı…
- 8. Al Madina'nın editörlüğünü ve genel yayın yönetmenliğini yapan Cemal Kaşıkçı, Afganistan, Cezayir, Kuveyt, Sudan ve Orta Doğu gibi ülkelerde yabancı medya kuruluşlarının muhabirliklerini üstlendi.
- 9. Cemal Kaşıkçı, Al Arab News Channel, MBC, BBC, El Cezire ve Dubai TV dâhil olmak üzere, Suudi ve uluslararası kanallar için siyasi yorumcu olarak görev yaptı…
- 10. Aralık 2016'da ABD Başkanı Donald Trump'ı eleştirdiği için Suudi Arabistan yetkililer tarafından televizyonda program yapması yasaklandı…
- 11. Yaşanan son gelişmelerin ardından ülkesinden ayrılarak Washington'da yerleşen Cemal Kaşıkçı, Washington Post gazetesinde düzenli olarak yazılar kaleme aldı.
- 12. Türk-Arap medya derneği üyesiydi
Cemal Kaşıkçı’nın gazeteci kimliğine baktığımızda Suudi Arabistan yönetimine pardon ABD Başkanı Donald Trump'a muhalif bilinen bir gazeteci olduğunu görüyoruz.
ABD’nin durumuna bakalım:
- 1. ABD, şantaj ile Arap ülkelerinden para sömüren bir anlayışı vardır…
- 2. ABD, silah satarak ekonomisini ayakta tutan bir politikası vardır…
- 3. ABD, Ortadoğu’da huzur istemeyen, devamlı karışıklık isteyen bir çabası vardır…
- 4. ABD, Ortadoğu’da güçlü devlet istemeyen bir özelliği vardır…
- 5. ABD, Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini, Ortadoğu’da ağabey rolünü oynamasını engelleyen bir eylemi vardır…
Cemal Kaşıkçı, ABD için aranan bir adamdır. ABD, Kaşıkçı’ya Washington Post gazetesinde bir köşe lütfedip Kaşıkçı’nın özgürlük anlayışını istismar ederek Suudi yönetimini dizayn etmeye çalıştı.
ABD bugüne kadar şantaj ile Ortadoğu’yu karıştırarak hem silah sattı hem de yönetti. İşte tam bu noktada ABD, Cemal Kaşıkçı’nın üzerinden şantaj yaparak Suudi Arabistan’a silah satabilmek için güzel bir fırsat yakaladığını düşündü. Ama aynı zamanda da Ortadoğu’da güçlenen ve her fırsatta ABD’ye kafa tutan Türkiye’yi de işin içine sokup uluslararası arenada suçlu konumuna düşürmek istedi…
Suudi Vatandaşı Cemal Kaşıkçı’yı, İstanbul’da öldürtürsem bir taşla iki kuş vurabilir miyim, diye düşündü?
Evet Kaşıkçı cinayeti üzerinden şantaj yaparak Suudi Arabistan’a nasıl silah satarım gayretini görüyoruz. En azından yazılanlardan ve çizilenlerden öyle anlıyoruz…
Cemal Kaşıkçı’nın cinayeti kimin işine yarıyorsa, Cemal Kaşıkçı’yı o öldürtmüştür.
Şimdi soralım. Cemal Kaşıkçı’yı, ABD öldürtmüş olabilir mi?
Selam ve saygılarımla….