Her afetten veya her savaştan sonra dünya yeniden şekillenir, sınırlar çizilir, yeni sömürülecek olan devletler oluşturulur. Bu esnada emperyalist devletler, kullanacak oldukları kabile liderlerini, tarikat şeyhlerini, köy ağalarını; aşiret, mezhep ve isim yapmış dernek liderlerini belirleyerek yeni bir sömürü düzeni kurmak için malzeme bulmaya özen gösterir.
Yukarıda saydığım örgütlerin liderleri ihanet olsun diye bu işe girmezler fakat emperyalist ülkelerin diktatör diye vasıflandırdığı lideri devirmek için gayret eder ama emperyalist ülkelere hizmet ettiğini düşünemez. İşte bu yüzden söz konusu kişiler, mevcut siyasi iktidarı devirip ülkesini daha ileriye götürmek sevdasını taşır. Daha doğrusu emperyalist devletler, muhatap aldığı devleti yıkmak, yok etmek veya parçalamak için ihanete meyilli kişilere zehirli iğnesini sokarak duygusal sömürü yapar.
Emperyalist, bir devletin toprak bütünlüğüne sadığız der ama diktatör başkandan kurtulmanız gerekir. Abdül Hamid’i, Mürsi’yi ve Saddam’ı ve Uganda devlet başkanı İdi Amin’i yok ettikleri gibi… Söz konusu bu ülkelerin hiç birinde de demokrasiyi göremedik…
Emperyalist ülkelerin her dönemdeki taktiğidir. Taktik aynı, sadece kahramanların ismi değişir… Biz de her seferinde bu taktiği yeriz. Emperyalist ülkelerin terör örgütlerine destek vermesini ve bu desteğe cevap bulmasını örnek olarak düşünebiliriz.
Gelelim ikinci dünya savaşından sonra ekonominin şekillenmesine ve cetvelle çizilen devletçiklere ve bu devletçikleri sömüren süper devletlere:
ABD – RUSYA REKABETİ
Aslında ABD ve Rusya rakip gibi görünüyor ama sömürü düzeninde ortak hareket eder. En yakın örneği: ABD ve Rusya’nın Suriye’de, Türkiye’yi oyalama taktiği... Her halde Türkiye’nin Suriye’de ne işi vardır? Sorusuna ilk başta cevap verdik. O zaman geçmişe gidelim detayları ortaya çıkaralım…
Gelelim asıl konuya, Asıl konumuz nedir? İkinci Dünya savaşından sonra dünyada cetvelle çizilen devletlerin durumu:
Niye geçmişten bahsediyorsun der gibi kulağım rahatsız oluyor. Çünkü ikinci dünya savaşından sonra dünyanın nasıl paylaşıldığını anlarsak, Korona virüsten sonra yenidünya düzeninin nasıl kurulacağını görebilmek için…
ABD geçmişte ne yatı?
ABD, Komünist tehlikesine karşı çıkmak ya da Rusya’nın yayılmacılık politikasının önüne geçmek için NATO’ya bağlı ülkelerde GLADİO’yu kurdu. GLADİO sayesinde ekonomik ve askeri yönden çok güçlü duruma gelen ABD, müttefiklerini bir arada tutabildi.
Bugün ABD’nin durumu:
Bugün, ABD’nin müttefikleri, ABD’yi terk etme noktasına geldi. Çünkü ABD’nin, müttefiklerini bir arada tutabilecek gücü kalmadı hem de ABD, müttefiklerine karşı samimi olmadığını gösterdi. Örnek: PKK, YPG gibi terör örgütlerinden bir kuruş almadan silah yardımı yapıyor, bize para ile silah vermiyor… PKK ve YPG terör örgütleri, NATO’nun üyesi değildir. Türkiye’nin ise NATO’nun en önemli üyesi ve dostu olmasına rağmen paramız ile silah vermiyor. Anladığımız kadarıyla ABD, dostuna düşmanca davranıyor. Belki de öyle yapmak zorundadır. Çünkü Haçlı seferlerini devam etmeleri konusunda Vatikan’a söz vermiştir. Aksi bir davranışta bulunamaz. Artık ABD’nin niye ikili davrandığını anlamalıyız. Aynı durumu Rusya için de düşünmeliyiz...
Rusya ve Çin ne yapıyor? Açıklayalım:
Rusya ve Çin'in başını çektiği yeni ittifak kurdu ve her geçen gün bu ittifak güçleniyor, ABD, dostlarını teker teker kaybediyor. Bu gidişle ABD’nin yanında kimse kalmayacağı için güç kaybettiğini görüyoruz. ABD, diktatör anlayışı ile eskiden her ülkeye hükmediyordu. Şimdi hükmedemiyor. Buradan şu anlamı çıkarabiliriz. ABD mi eski gücünü kaybediyor yoksa sömürülen devletler mi güç kazanıyor?
Şimdi sorumuza cevap arayalım:
Özellikle Pekin'in ekonomik hamleleri ve Moskova'nın Ortadoğu'daki askeri varlığı, dengeleri alt üst etti. Orta Doğu’da ise Türkiye ve İran'ın ağırlığı da giderek artıyor…
ABD’nin dostlarından Almanya, Güney Kore ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin diplomatik bir dil kullanarak ABD’den uzaklaşmayı çok hafif bir ses ile dile getirdiğini satır aralarından anlamak mümkündür… Türkiye’nin ve Suudi Arabistan’ın Rusya’dan S 400 füzelerini almaları, Kuzey Kore’nin ABD’ye kafa tutması, ABD’nin güç kaybettiğine dair bir işarettir…
İngiltere, Çin'le girdiği ekonomik ilişkinin yanında; Moskova, Pekin, Ankara ve Tahran'ın başını çektiği yeni ittifaka Fransa’da yaklaşmaya çalışıyor. Londra ve Pekin arasında nükleer santral inşası için on milyar dolarlık anlaşma imzalandı.
Londra ve Pekin yakınlaşması 2010'dan itibaren başladı. Çin’in İngiltere’deki yatırımları 60 milyar doları buldu. Bu da şu demektir. Çin, Avrupa genelindeki toplam yatırımın üçte birini İngiltere’ye yapmıştır. Çin’in, İngiltere ile ticaretinin ABD’den dokuz kat daha fazla olduğu iddia edilmektedir.
Çin’in, Batı'daki en iyi ortağı İngiltere olduğunu çok net konuşabiliriz ama ekonominin kaygan olduğunu unutmayalım. Bu nedenle temkinli olalım…
ABD’nin vetosunu dikkate almayan İngiltere, Mart 2015'te Çin'in, IMF ve Dünya Bankası'na alternatif olarak teklif ettiği Asya Altyapı Yatırım Bankası’nın kuruculuğunu üstlenmiş.
İngiltere’nin, AB topluluğundan ayrılmasını, ticarette ABD’den uzaklaşmasını çok iyi analiz edersek, ABD’nin hem dünyada hem de özellikle Orta Doğu’da güç kaybettiğini anlayabiliriz. Bu nedenle Orta Doğu’da sırtını ABD’ye yaslayanlar kaybetmeyi de göze almalıdır…
İngiltere’nin rotasını çok iyi takip edersek, gücün, dünyanın neresinde olduğunu görebiliriz…
İşte Korona Virüs belasından sonra geçmişteki aynı oyun tekrar sahneye konacak. Şimdi sahnede hangi oyunlar vardır? Açıklayalım:
- 1. ABD’nin gücü yeterse Çin, korona virüsü yayamadığı için Çin’den korona virüs geldi diye Çin’den tazminat isteyebilir. Bu konuda Çin zayıf kalırsa bazı devletler de ABD’ye yalakalık olsun diye Çin’e tazminat davası açacağı iddiası konuşulmaktadır. Çin, sesini gür çıkarırsa ABD yalnız kalır. Eğer İngiltere Çin’in yanında yer alırsa… Bu durumu Lockheed Martin ailesi belirleyecek…
- 2. Ortadoğu’da yeni devletler var edilecek. Bu devletler, İngiltere, Rusya, Çin, İran ve Türkiye istikametinde kurulursa ABD iyice yalnız kalacak… Unutmayalım, Türkiye’yi kim yanına alırsa o güç kazanacak. İşte bu yüzdendir ki Türkiye, Suriye’de olmalıdır.
- 3. Emperyalist ülkeler, Korona Virüs sayesinde bazı ülkelerde darbe denemeleri yapacak. Darbe denemesi halkı sokağa dökerek veya büyük bir gürültü ile yapmayacak. Hedef aldığı ülkelerin liderlerine virüs bulaştırmak suretiyle yapacak…
Selam ve saygılarımla…