Konumuz: Fatihin Portresi?
İBB, Fatih’in portresini yedi milyona yakın bir paraya aldığı iddia ediliyor. Portrenin sahte olup olmadığı konusunda bazı dedikodular yapıldı ama ben bu konulara girmeyeceğim.
Fatih’in portresi sahte midir, değil midir? konusu uzmanlık işidir. Bu konuda uzmanlar, bildiklerini ortaya kor, kanıtını yapar ve milleti bilgilendirir. Daha doğrusu öyle umuyoruz…
Tartışmalar da İBB’nin hoşuna gidiyor. Çünkü İBB bedava reklam yapıyor. İBB, Fatih’in portresini alırken mutlaka bir uzman eşliğinde almıştır.
İBB’nin bir açıklaması olacaktır. İBB, dedikoduların alevlenmesini daha doğrusu olumsuz uygulamaların tartışılmaması için medyanın, Fatih’in portresi ile zaman geçirmesini uygun buluyor…
Benim ilgilendiğim konu İlhan Kesici’nin, Fatihin Portresi ile ilgili düşüncelerini, CHP Kurultay öncesi niye açıkladı?
İlhan Kesici’nin, İBB hakkındaki eleştirilerine bakalım:
“CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin satın aldığı Fatih'in portresinin kime ait olduğunun belli olmadığını, tablodaki diğer kişinin de bilinmediğini ve bu durumun ciddiyetsizlik olduğunu belirterek "Böyle reklam yapılmaz. Kendi belediyemiz, çok yanlış" dedi. Ünlü gazeteci ve tarihçi Murat Bardakçı da Bellini'ye ait gerçek eserin birkaç yüz milyon pound değere sahip olduğunu belirterek, İBB'nin aldığı tablonun orijinal olmama ihtimaline dikkat çekmişti.” ([1])
İlhan Kesici’nin, Haber Türk kanalındaki konuşmasını sonuna kadar dinledim. İlhan Kesici, sağlık bakanı ile ilgili eleştiriyi yaptı, biraz durakladıktan sonra sorulmadığı halde İBB’nin aldığı Fatih’in portresi ile ilgili eleştirisini de yaptı… Konuyu biraz irdeleyelim:
İlhan Kesici, Haber Türk kanalındaki konuşması esnasında reklam arası verildi. İlhan Kesici, verilen reklam arasında program sunucusuna “sağlık bakanını konuşacak mıyız veya konuşmayacak mıyız?” diye bir soru sormuş.
Haber Türk sunucusu Mehmet Akif Ersoy, röportaja başlamadan önce “İlhan Kesici, sağlık bakanının konuşulmasını istediği için soruyorum”, dedi veya buna benzer bir ifade kullandı…
İlhan Kesici, sağlık bakanını eleştirdikten sonra hiç gündemde olmayan ve sorulmadığı halde İBB’nin portre konusundaki tutumunu eleştirdi… Gerçi “sağlık bakanı ile İBB’nin tutumu aynı olduğu için söyledim” dediyse de beden dili öyle demiyordu. Evet, buraya kadar her şey normal… Şimdi gelelim kafamızı karıştıran konuya:
- İlhan Kesici, özellikle sağlık bakanı hakkında niye konuşmak istedi ve sorulmadığı halde, İBB ile ilgili eleştirisini niye yaptı?
İlhan Kesici, devlet disiplini ile yetişmiş amir ve memur ilişkisini çok iyi bilen bir bürokrattır. Yani hangi konuları ve hangi konularda neler konuşacağını partinin genel başkanının bilgisi olmadan yapmayan veya amir memur ilişkisini zedelemeyen saygın bir siyasetçidir. Konuyu biraz açalım:
İlhan Kesici, parti meclisinde İBB belediye başkanını hatta diğer konuları çok rahat eleştirebilecek kültür, birikim ve cesarete sahiptir. Ama CHP’ye zarar verecek konuşmaları genel başkanın izni olmadan medyada yapmayacak kadar çok kibar ve saygın bir siyasetçidir.
Aslında İlhan Kesici’nin davranışı, Parti içi disiplinini dışarıya yansıtan iyi bir siyasetçidir. O halde, İlhan Kesici, CHP genel başkanının bilgisi olmadan İBB’yi eleştiremez. Şimdi gelelim asıl konuya:
İlhan Kesici, Ekrem İmamoğlu’nu eleştirmek için Sağlık bakanını gündeme getirmesinde bir zorlama olduğunu görüyorum…
İmamoğlu ve CHP
İBB belediye başkanının uygulamalarında, CHP Genel merkezinin hatta yerel yönetimlerinin rahatsız olduğu iddia ediliyor. Hele İBB başkanının, belediye başkanı gibi değil de bir cumhurbaşkanı gibi hareket etmesi, parti içinde rahatsızlık oluşturduğu aşikârdır. Şöyle diyelim, Mansur Yavaş gibi işine odaklanmadığını, cumhurbaşkanı gibi her konu ile ilgilendiğini görüyoruz…
Gelişmeleri analiz ettiğimiz de :
İlhan Kesici’nin sağlık bakanı ve Fatih’in Portresi konularını konuşmak üzere genel başkan tarafından veya CHP genel merkezi tarafından görevlendirildiği anlayışı ağırlık kazanıyor.
Peki, niye böyle düşündüm? Nedenlerini söyleyeyim:
- İlhan Kesici, sağlık bakanının konuşulmasını özellikle sunucu Mehmet Akif Ersoy’dan istemesi ve
- Sorulmadığı halde Ekrem İmamoğlu’nu eleştirmesi…
CHP; bir taşla iki kuş vurmayı tasarlamış olabilir. Söz konusu iki konuda tek taş atma görevi, sözü dinlenebilen saygın bir siyasetçi olan İlhan Kesici’ye verilmiştir. Ama taş birinci hedefi teğet geçti, diğer hedefi bayağı yaraladı.
İlhan Kesici’nin, yaptığı eleştirileri değerlendirelim:
İlhan Kesici’nin, sağlık bakanı ilgili eleştirisi konuşulmadı veya çok az konuşuldu ama İBB’nin aldığı Fatih’in portresi ile ilgili eleştiri çok konuşuldu…
Partinin hedefi ne olabilir?
- Korona virüs nedeniyle halkın gönlünde yer alan ve AKP’nin oylarını yukarıya çekebilecek sağlık bakanının başarılarını en aza indirmek…
- Cumhurbaşkanı adayı olarak medyada çok konuşulan Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmek…
Evet. İlhan Kesici’nin eleştiri konularından biri sağlık bakanının başarılarını en aza indirmek anlayışı kabul görmedi ama Ekrem İmamoğlu’nun arabasına takoz koyma anlayışı medyada kabul gördü…
Şimdilik CHP içindeki 120 derecede kaynayan su, CHP Kurultay Öncesi 40 dereceye indi… Evet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultaya rehavet içinde gidebilecek...
Siyasi Partide genel başkanlık yapmak çok zordur. Liderlere Allah; sabır, kolaylık ve metanet versin…
Selam ve saygılarımla…