Seçmenden Uyarı 2 Sevgili okuyucularım merhaba, Seçimlerin sonuçlarını değerlendiren bazı köşe yazarları ve TV’deki konuşmacılar lehte veya aleyhte çok abartılı konuştuklarını gördük. Konuşmacıların hepsi üniversite mezunu alanlarında ise tecrübeli insanlardır. Konuşmacıların üslubu hiç hoşuma gitmedi. Ortada başarı var ise takdir etmesini bilmeliyiz, mağlubiyet var ise mazeret aramamalıyız… CHP’nin başarısı: Öyle veya böyle bir başarı vardır. Medeni insan, başarıyı takdir eder. Seçimden önce CHP’nin HDP (DEM)  yöneticileri ile ittifak yapmasını eleştirenlerdenim. Çünkü HDP (DEM)  bünyesinde PKK, YPG ve FETÖ gibi terör örgütleri ile iletişimini kesmediği için ittifakın doğru olmadığını defalarca yazmıştım. Sadece ben değil birçok köşe yazarı samimi olarak bu konuyu dile getirmişti. Bizim görevimiz yazmak ve uyarmaktır, dedikodu değildir. Vicdanen müsterihiz. Takdir siyasi partilerindir.  Neticede CHP hem HDP’nin (DEM ‘in)  hem de milliyetçilerin oylarını kent uzlaşması adıyla formüle ederek gizleyebilmesi başarıdır. Dolayısıyla CHP yerel seçimlerde birinci parti oldu. CHP’yi hem takdir hem de tebrik ediyorum.  Önümüzdeki günlerde CHP ile HDP (DEM) arasında özerklik ve kayyum konusunda söz verildiğinin ne kadar doğru olup olmadığını göreceğiz. CHP özerklik ve kayyum konusunda taviz vermediği müddetçe alkış toplayacağı muhakkaktır. Terör örgütlerinin bazı illerde terör estirmesi CHP ile HDP (DEM) arasında sıkıntı çıkacağı da muhakkaktır. CHP’yi bekleyen iki sorun vardır: CHP’nin özerklik ve kayyum konusundaki HDP (DEM) ile iletişimi, Parti üzerinden nemalanmak isteyen sahte âşıkların tutumları, CHP yukarıdaki iki konuda önümüzdeki günlerde zorlu bir sınava girecek. Bu sınavdan başarı ile çıkarsa ülke kazanacak hem de CHP aslına dönecektir.   Konumuza dönelim: Halkımız, 2024 yerel seçiminde hem muhalefete hem de iktidara mesaj verdi. Ama asıl mesajı Cumhur ittifakına verdi.  Halk, Cumhur ittifakına dedi ki: Hayat pahalılığını durduramadın, Enflasyonu indiremedin, Emeklilere yapılan adaletsizliğe yol açtın, Yanlış aday belirledin, Teşkilatlardaki davranış bozukluklarını ve değişim isteklerini görmedin,  Partinin sahte âşıklarını göremedin, Sahip olduğunuz belediyelerde ihale yolsuzluklarını denetleyemediniz, “Bizim çalışmamıza gerek yoktur. Erdoğan gelir meydanlarda konuşur, oyları alır gider”  anlayışının teşkilatlarda yerleştiğini göremedin. Mağlubiyeti getiren ilk üç neden: Mağlubiyeti getiren özelliklerin başında yani birinci sırada ekonomi gelir. Ama seçimde muhalefet partileri, emeklilere yapılan adaletsizliğin üzerinde ısrarla durduğu için emeklileri birinci sıraya oturttu. O halde mağlubiyeti tetikleyen sıralamayı yapalım: Emeklilere yapılan adaletsizlik, Ekonomi, Yanlış aday belirlemek. Yanlış aday belirlemek: Yanlış adayı belirlemek konusunda uzun yazmayacağım. Sadece bir iki örnek vererek derdimi anlatacağım. Kastamonu Cumhur ittifakının belediye başkan adaylarının kim olacağı konusunda Kastamonu halkına sorulmadı. Hem AKP hem de MHP genel merkezlerinden atama ile yapıldı. Sonuç büyük bir hezimet. Buna benzer örnekleri çoğaltalım: Amasya ili, İstanbul’da Sancaktepe ve Üsküdar ilçelerinde olduğu gibi… Belediye başkanın kim olması gerektiğini yörenin halkına sormuyorsan, genel merkezden atama yapıyorsan demokrasiyi yok saymak demektir. Genel merkezden belediye başkan adayını atama usulüyle belirleme konusunda CHP’nin AKP ve MHP’den bir farkı yoktur. Yani üçünün de demokrasiyi istemediklerini anlıyoruz. Bölgeyi kim yönetecek konusunda halkımıza sormuyorsanız sonucuna katlanırsınız.  Halk, iktidara ve muhalefete önemli uyarıda bulundu: Milletvekili ve belediye başkan adaylarını bana (halkımıza) sorun, demokrasiye saygılı olun. Demokrasiye saygılı olmayacaksanız padişahlık rejimini eleştirmeye hakkınız yoktur… Selam ve saygılarımla