Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
Köşe Yazarı
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
 

“Papalık” Makamı Lağvedilsin! ve “Hristiyan Terörist” İfadesini Kullanalım...

Değerli okuyucularım,   Televizyonlarda açık oturumları izliyorum. Konuşmacıların bazıları dış politikadaki olaylara teşhis koyamadığı için zorlama açıklamalarda bulunuyor. Çok sıkıştığı zaman dış politikadaki hataları yöneticilere yüklüyor…   Söz konusu konuşmacılar, ya tarihi okumuyor ya da şovmenlik yapıyor… Söz konusu konuşmacılar, tarihi biliyor ama şovmenlik yaptığı düşüncesindeyim. Şovmenlik konusunda iki husus vardır: 1. Kendini göstermek, birilerine mesaj vermek… Derdi doğruyu söylemek değildir, 2. Gündemde doğruların konuşulmasını engellemek için çok konuşarak ortaya koyduğu tezin doğruluğunu kabul ettirmek,   Gelelim Suriye ve Libya konularına, Hem Suriye’de hem de Libya’da uygulanan Haçlı seferlerini çok açık ve net görmeliyiz. Haçlı Ordusunu görmezden gelir, yorumlarımızı ona göre yaparsak devletin, yanlış yaptığını diyebilirsiniz. Ama Haçlı ordusu gerçeğini görürsek devletimiz büyük bir savaşın içinde manevralar çevirdiğini ve ne tür gayret içinde olduğunu anlamakta zorlanmayız… Hem de açık oturuma katılan konuşmacılar zorlama açıklamalar yerine doğal açıklamalar yapması sağlanmış olur…   Haçlı Ordusu gerçeğini hatırlamaya çalışalım: 11. asırda mukaddes toprakların alınması için Hristiyanların, Müslümanlar ile savaşmasını sağlayabilmek amacıyla Papa II. Urbanus adında bir din adamı haçlı ordusunu kurmuştur. Şimdi Papa II. Urbanus’un konuşmalarına bakalım. 1. “Kudüs’ü alacağız...” 2. “Kendisini düşmanlarına karşı savunmayanları cezalandıracağını bildirmek için ulu Tanrı beni görevlendirmiştir. Hemen silaha sarılın; savaşta hepinizi mukaddes bir hınç canlandırsın ve Hristiyanlık âlemi, elçinin “kılıcını kana batırmayana yazıklar olsun!’ sözleriyle çınlasın...” diyerek çağrıda bulunmuştur.   Papa II. Urbanus meşhur konuşmalarından sonra Haçlı ordusu faaliyete geçmiş. Bugüne kadar devam ettiği gibi bugün de bir haçlı ordusu son şiddetiyle devam ettiğini görüyoruz…    Açık oturuma katılan konuşmacılar, Haçlı ordusu tespitini yaptıktan sonra yorum yapmaları daha akılcı ve samimi olacaktır. Şöyle diyelim: Haçlı Ordusu gerçeğini ortaya koyduktan sonra zorlama açıklama olmayacaktır.   ABD devleti eski başkanlarından Bush “Irak’a yapılan askeri faaliyetlerin dayandığı kuvvet Haçlı Ordusudur.” diyerek Ortadoğu’daki savaşları, din savaşına sokmuştur. Söz konusu bu gerçeği çok açık bir şekilde açıklayan Batı’nın bu tavrını görmemezlikten gelip televizyonlardaki açık oturuma katılan konuşmacıların Suriye konusunda hata yapıldı gibi açıklamaların zorlama olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda Batı’nın savunduğu “laik” anlayışın bir düzmece olduğunu anlıyoruz. Neden m? Açıklayalım:   Bir soru ile konuyu açalım: Halifelik makamı, laikliğe aykırıdır da papalık makamı, “laik” anlayışı ile uyumlu mudur?  Hilafet makamının “laik” anlayışa ters olduğunu kabul edersek  “papalık” makamının da laikliğe aykırı olduğuna dair bir cevap göreceğiz. Çünkü ikisi de dini duygulardan besleniyor…  O halde papalık makamı da kaldırılsın… İşte bu konuda “laik” yazarçizerlerin papalık makamının “laik” kavramı ile örtüşmediği konusunda tek bir kelime yapmaması da ayrı bir faciadır.   Gelelim bugüne; Donald Trump diyor ki “Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapacağız” Bu ne demektir? Haçlı ordusu faaliyete geçecek demektir. Ortadoğu’da ve Libya’da Haçlı Ordusu yerini alacak demektir. Özet olarak Haçlı Ordusu oluşturuldu… Batı, bu açıklamaları yaparken birileri Erdoğan, halifeliğini ilan etmesi demek Osmanlı’ya dönmek demektir. Çok tehlikeli bir davranıştır. Batı da böyle diyor… Anlaşılan “Papalık” makamının tehlikeli ve laikliğe aykırı olduğunu anlayamadık veya anlamak istemiyoruz. Bizdeki yazarçizerler “Papalık” makamını tartışma ortamına getirirse televizyonlardaki konuşmacılar zorlama açıklamalar yerine doğrular yanı doğal olanları konuşulacaktır. Söz konusu Haçlı Ordusu altında faaliyet gösteren devletlere bakalım: ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya, İtalya. Yunanistan gibi Hristiyan devletler. Bu devletler Türkiye’nin her tarafını sarmış köşeye sıkıştırmak için kabahat arıyorlar… Suriye’ye girmeseydik bu sefer de aynı devletler Türkiye’yi bölmek için işbirliği yapacaktı… Anlaşılan 11. Yüzyıldan beri haçlı seferleri papa sayesinde yani anti laik anlayışı ile oluşmuştur. Sonuç olarak şöyle diyelim “Papalık makamı tümden kaldırılsın ve Hristiyan teröristler ifadesini de kullanalım. Neden mi? Batı, İslam teröristleri diyorsa biz de Hristiyan teröristler ifadesini dillendirmenin zamanı geldi…  Türkiye’nin Haçlı Ordusu ile çevrildiği gerçeğini görmeden yapılan yorumların zorlama olduğunu bilmeliyiz…   Bazı medyada ve bazı kişilerin ifadelerinde ve bilhassa YouTube de söylenen “ İslam etkinliğini veya siyasal İslam geçerliliğin kaybetmiştir ifadeleri Haçlı Ordusu anlayışını meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.   Sonuç: “Din adamlarının halk üzerindeki etkisinden güçlü hitabeti ile en iyi bir şekilde yararlanan Papa II. Urbanus, Haçlı Seferi’nin gerçekleşmesi için papazları seferber etmiştir.  Papazlar aracılığı ile devlet başkanlarını ikna etmiştir. İnsanların seferlere katılmasını örgütlemiştir.  Tarihi vesikalardan edindiğimiz bilgilere göre Özellikle Türklerin ve Greklerin Latin Hristiyanlığı kabul etmeleri için özel gayret sarf etmiştir. Ancak bu dönemde kilise amacından ve hedefinden saparak militanlaşmasının önüne geçememiştir.” Ben de bu açıklamalardan sonra “Hristiyan Terörist” ifadesini kullanmanın yanında “Papalık” makamı lağvedilsin...  Selam ve saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2020 - Pazartesi
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)

“Papalık” Makamı Lağvedilsin! ve “Hristiyan Terörist” İfadesini Kullanalım...

Değerli okuyucularım,

 

Televizyonlarda açık oturumları izliyorum. Konuşmacıların bazıları dış politikadaki olaylara teşhis koyamadığı için zorlama açıklamalarda bulunuyor. Çok sıkıştığı zaman dış politikadaki hataları yöneticilere yüklüyor…

 

Söz konusu konuşmacılar, ya tarihi okumuyor ya da şovmenlik yapıyor… Söz konusu konuşmacılar, tarihi biliyor ama şovmenlik yaptığı düşüncesindeyim. Şovmenlik konusunda iki husus vardır:

  1. 1. Kendini göstermek, birilerine mesaj vermek… Derdi doğruyu söylemek değildir,
  2. 2. Gündemde doğruların konuşulmasını engellemek için çok konuşarak ortaya koyduğu tezin doğruluğunu kabul ettirmek,

 

Gelelim Suriye ve Libya konularına,

Hem Suriye’de hem de Libya’da uygulanan Haçlı seferlerini çok açık ve net görmeliyiz. Haçlı Ordusunu görmezden gelir, yorumlarımızı ona göre yaparsak devletin, yanlış yaptığını diyebilirsiniz. Ama Haçlı ordusu gerçeğini görürsek devletimiz büyük bir savaşın içinde manevralar çevirdiğini ve ne tür gayret içinde olduğunu anlamakta zorlanmayız… Hem de açık oturuma katılan konuşmacılar zorlama açıklamalar yerine doğal açıklamalar yapması sağlanmış olur…

 

Haçlı Ordusu gerçeğini hatırlamaya çalışalım:

11. asırda mukaddes toprakların alınması için Hristiyanların, Müslümanlar ile savaşmasını sağlayabilmek amacıyla Papa II. Urbanus adında bir din adamı haçlı ordusunu kurmuştur. Şimdi Papa II. Urbanus’un konuşmalarına bakalım.

  1. 1. “Kudüs’ü alacağız...”
  2. 2. “Kendisini düşmanlarına karşı savunmayanları cezalandıracağını bildirmek için ulu Tanrı beni görevlendirmiştir. Hemen silaha sarılın; savaşta hepinizi mukaddes bir hınç canlandırsın ve Hristiyanlık âlemi, elçinin “kılıcını kana batırmayana yazıklar olsun!’ sözleriyle çınlasın...” diyerek çağrıda bulunmuştur.

 

Papa II. Urbanus meşhur konuşmalarından sonra Haçlı ordusu faaliyete geçmiş. Bugüne kadar devam ettiği gibi bugün de bir haçlı ordusu son şiddetiyle devam ettiğini görüyoruz…

 

 Açık oturuma katılan konuşmacılar, Haçlı ordusu tespitini yaptıktan sonra yorum yapmaları daha akılcı ve samimi olacaktır. Şöyle diyelim: Haçlı Ordusu gerçeğini ortaya koyduktan sonra zorlama açıklama olmayacaktır.

 

ABD devleti eski başkanlarından Bush “Irak’a yapılan askeri faaliyetlerin dayandığı kuvvet Haçlı Ordusudur.” diyerek Ortadoğu’daki savaşları, din savaşına sokmuştur. Söz konusu bu gerçeği çok açık bir şekilde açıklayan Batı’nın bu tavrını görmemezlikten gelip televizyonlardaki açık oturuma katılan konuşmacıların Suriye konusunda hata yapıldı gibi açıklamaların zorlama olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda Batı’nın savunduğu “laik” anlayışın bir düzmece olduğunu anlıyoruz. Neden m? Açıklayalım:

 

Bir soru ile konuyu açalım:

Halifelik makamı, laikliğe aykırıdır da papalık makamı, “laik” anlayışı ile uyumlu mudur?  Hilafet makamının “laik” anlayışa ters olduğunu kabul edersek  “papalık” makamının da laikliğe aykırı olduğuna dair bir cevap göreceğiz. Çünkü ikisi de dini duygulardan besleniyor…  O halde papalık makamı da kaldırılsın… İşte bu konuda “laik” yazarçizerlerin papalık makamının “laik” kavramı ile örtüşmediği konusunda tek bir kelime yapmaması da ayrı bir faciadır.

 

Gelelim bugüne;

Donald Trump diyor ki “Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapacağız” Bu ne demektir? Haçlı ordusu faaliyete geçecek demektir. Ortadoğu’da ve Libya’da Haçlı Ordusu yerini alacak demektir. Özet olarak Haçlı Ordusu oluşturuldu…

Batı, bu açıklamaları yaparken birileri Erdoğan, halifeliğini ilan etmesi demek Osmanlı’ya dönmek demektir. Çok tehlikeli bir davranıştır. Batı da böyle diyor… Anlaşılan “Papalık” makamının tehlikeli ve laikliğe aykırı olduğunu anlayamadık veya anlamak istemiyoruz. Bizdeki yazarçizerler “Papalık” makamını tartışma ortamına getirirse televizyonlardaki konuşmacılar zorlama açıklamalar yerine doğrular yanı doğal olanları konuşulacaktır.

Söz konusu Haçlı Ordusu altında faaliyet gösteren devletlere bakalım:

ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya, İtalya. Yunanistan gibi Hristiyan devletler. Bu devletler Türkiye’nin her tarafını sarmış köşeye sıkıştırmak için kabahat arıyorlar… Suriye’ye girmeseydik bu sefer de aynı devletler Türkiye’yi bölmek için işbirliği yapacaktı…

Anlaşılan 11. Yüzyıldan beri haçlı seferleri papa sayesinde yani anti laik anlayışı ile oluşmuştur. Sonuç olarak şöyle diyelim “Papalık makamı tümden kaldırılsın ve Hristiyan teröristler ifadesini de kullanalım. Neden mi? Batı, İslam teröristleri diyorsa biz de Hristiyan teröristler ifadesini dillendirmenin zamanı geldi… 

Türkiye’nin Haçlı Ordusu ile çevrildiği gerçeğini görmeden yapılan yorumların zorlama olduğunu bilmeliyiz…  

Bazı medyada ve bazı kişilerin ifadelerinde ve bilhassa YouTube de söylenen “ İslam etkinliğini veya siyasal İslam geçerliliğin kaybetmiştir ifadeleri Haçlı Ordusu anlayışını meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

 

Sonuç:

“Din adamlarının halk üzerindeki etkisinden güçlü hitabeti ile en iyi bir şekilde yararlanan Papa II. Urbanus, Haçlı Seferi’nin gerçekleşmesi için papazları seferber etmiştir.  Papazlar aracılığı ile devlet başkanlarını ikna etmiştir. İnsanların seferlere katılmasını örgütlemiştir.  Tarihi vesikalardan edindiğimiz bilgilere göre Özellikle Türklerin ve Greklerin Latin Hristiyanlığı kabul etmeleri için özel gayret sarf etmiştir. Ancak bu dönemde kilise amacından ve hedefinden saparak militanlaşmasının önüne geçememiştir.”

Ben de bu açıklamalardan sonra “Hristiyan Terörist” ifadesini kullanmanın yanında “Papalık” makamı lağvedilsin... 

Selam ve saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.