Prof. Dr. Kamil GÜNGÖR
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Kamil GÜNGÖR
 

BÜROKRATİK OLİGARŞİ

  Bürokratik oligarşi her birimizi 'Türkiye' gibi yaptı. Varolan potansiyelimizi kullanmamıza izin vermedi, ortam oluşturmadı. Kendi önünde diz çökmemizi istedi. Biz ona direndik, o da koltuğunu devretmek, yetkisini paylaşmak istemedi. Önümüzü açmak yerine, sürekli takoz oldu.   Niye mi Türkiye... Şimdilerde daha iyi göremiyor musunuz... Potansiyelini kullanma imkânı olduğunda neler yapabildiğini... En son örnek yerli oto... Global bürokratik oligarşi hiç bir zaman fırsat vermedi buna... Bir adım öne geçmesini hiç bir zaman hazmedemedi... Sürekli itibarsızlaştırdı, çelme taktı, tökezletti... Zannetmeyin ki bütün bunlar dışarıdan ve doğrudan müdahaleyle yapıldı. Evet bunlar da olmadı değil... En son örnek 15 Temmuz...   15 Temmuz hard versiyon tabii... Bunun bir de soft versiyonu var. Asıl tehlikeli olan da o zaten... Nitekim hard versiyon geçmişte başarılı olsa da 15 Temmuzda buna izin verilmedi. Çünkü karşısında silahla duruyordu düşman... Sağanak bir yağmur gibiydi adeta… Herkesi teyakkuza geçirdi… Ama soft versiyon ince ince yağan bir yağmur gibidir. Bütün kılcallara nüfuz eder. Toprağı gevşetir... Farkedemezsiniz bile... Artık toprak yeterince gevşediğinde sizin vazifeniz altında kalıp telef olmaktır.   Evet bürokratik oligarşi... Nice yüreği heyecanla çarpan, düşünmediği tek şey kendisi olan, yeteneğinin ne olduğuna kişinin kendisinin dahi öğrenmesine izin vermediğin nice nesilleri telef ettin… Ve nice insanları çarkında meze yaptın kendine... Sana biat (!) etmeyenlere yaşamayı bile lütuf olarak gördün…   Suskunluğu zaafiyet olarak değerlendirdin... Öyle ya; asaletin-erdemin ne olduğunu nereden bileceksin; ayak oyunlarının planlarını yaparken… Çeyrek yüzyılı aşan duruşu-tavrı bile anlayamadın, zaafiyet diye düşündün... Oysa insanın kutsalı olmasa taş olsa çatlar; gördükleri htikleri karşısında... Gerçekte seni muhatap bile değer görmediğini anlayamadın bir türlü... Hani Mevlana der ya; (…) ‘her söze bir cevabım var ama bir söze bakarım bir de karşımdakine…’ diye... İşte tam öyle…   Oligarşinin tunç yasası işlesin istedin sürekli... Herkesten beğeni-övgü sözleri duymak istedin… Sana karşı durma potansiyeli olanlarla ilgili sessiz kalmak işine geldi. Katmerlenmiş ihtiraslarınla bu söylediklerimi anlayabileceğini hiç sanmıyorum. Biliyorum; çıkmayan candan ümit kesilmez. Seninle ilgili tek ümit ışığım da bu…
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2019 - Pazartesi
Prof. Dr. Kamil GÜNGÖR

BÜROKRATİK OLİGARŞİ

 

Bürokratik oligarşi her birimizi 'Türkiye' gibi yaptı. Varolan potansiyelimizi kullanmamıza izin vermedi, ortam oluşturmadı. Kendi önünde diz çökmemizi istedi. Biz ona direndik, o da koltuğunu devretmek, yetkisini paylaşmak istemedi. Önümüzü açmak yerine, sürekli takoz oldu.

 

Niye mi Türkiye... Şimdilerde daha iyi göremiyor musunuz... Potansiyelini kullanma imkânı olduğunda neler yapabildiğini... En son örnek yerli oto... Global bürokratik oligarşi hiç bir zaman fırsat vermedi buna... Bir adım öne geçmesini hiç bir zaman hazmedemedi... Sürekli itibarsızlaştırdı, çelme taktı, tökezletti... Zannetmeyin ki bütün bunlar dışarıdan ve doğrudan müdahaleyle yapıldı. Evet bunlar da olmadı değil... En son örnek 15 Temmuz...

 

15 Temmuz hard versiyon tabii... Bunun bir de soft versiyonu var. Asıl tehlikeli olan da o zaten... Nitekim hard versiyon geçmişte başarılı olsa da 15 Temmuzda buna izin verilmedi. Çünkü karşısında silahla duruyordu düşman... Sağanak bir yağmur gibiydi adeta… Herkesi teyakkuza geçirdi… Ama soft versiyon ince ince yağan bir yağmur gibidir. Bütün kılcallara nüfuz eder. Toprağı gevşetir... Farkedemezsiniz bile... Artık toprak yeterince gevşediğinde sizin vazifeniz altında kalıp telef olmaktır.

 

Evet bürokratik oligarşi... Nice yüreği heyecanla çarpan, düşünmediği tek şey kendisi olan, yeteneğinin ne olduğuna kişinin kendisinin dahi öğrenmesine izin vermediğin nice nesilleri telef ettin… Ve nice insanları çarkında meze yaptın kendine... Sana biat (!) etmeyenlere yaşamayı bile lütuf olarak gördün…

 

Suskunluğu zaafiyet olarak değerlendirdin... Öyle ya; asaletin-erdemin ne olduğunu nereden bileceksin; ayak oyunlarının planlarını yaparken… Çeyrek yüzyılı aşan duruşu-tavrı bile anlayamadın, zaafiyet diye düşündün... Oysa insanın kutsalı olmasa taş olsa çatlar; gördükleri htikleri karşısında... Gerçekte seni muhatap bile değer görmediğini anlayamadın bir türlü... Hani Mevlana der ya; (…) ‘her söze bir cevabım var ama bir söze bakarım bir de karşımdakine…’ diye... İşte tam öyle…

 

Oligarşinin tunç yasası işlesin istedin sürekli... Herkesten beğeni-övgü sözleri duymak istedin… Sana karşı durma potansiyeli olanlarla ilgili sessiz kalmak işine geldi. Katmerlenmiş ihtiraslarınla bu söylediklerimi anlayabileceğini hiç sanmıyorum. Biliyorum; çıkmayan candan ümit kesilmez. Seninle ilgili tek ümit ışığım da bu…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.