Ana başlığa ‘Büyük Plan’ dedik ya; bu plana ilişkin detaylar yavaş yavaş belirginleşiyor. En
üst perdeden zikredildi nitekim... Ve Meclis bu hafta konuyla ilgili kapalı oturum yapacak.
Tabiri caizse ‘belâ’ üzerimize adım adım geliyor. Adeta ölümün sessizliği çökmüşken, bir o
kadar da ölü toprağı serpildi üzerimize... Medya tam bir ay ‘Narin’i konuştu. Oysa Gazze’de
ölen hiçbir çocuğun hikayesi Narin’den daha az değerli değil.
Şükür ki; problemin ana kaynağı ‘teo-politik’ 1 literatüre girdi. Olanları/olayları doğru tahlil
etmek daha kolay olacak bu sayede... Yaşananların tamamı ‘teo-politik’ eksenli çünkü...
Devlet düzeyinde konuyu ilk dillendiren de ABD başkanlarından Reagan idi. Baba Bush ve
oğul Bush ise saha ajanlığını yaptı malum...
Gerçekte bizatihi İsrail devletinin kuruluşudur teo-politik olan... Nitekim siyonist düşüncenin
etkinleştiği dönemlerde Yahudiler için önerilen ‘yurt’ları, Kudüs merkezli Filistin’in de
içerisinde yer aldığı toprakların (arz-ı mev’ud) kadim Yahudi vatanı olduğuna inandıkları için
reddettiler. Konuyu doğru tahlil edebilmenin ön şartıdır bunu bilmek... Zira kimi zaman taktik
geri çekilmeler olsa da (Sina yarımadasından çekilmeleri gibi) bu ‘idea’ ikibin küsur yıldır
merkezdedir.
Ne tarafından bakarsanız bakın bugünkü haliyle Filistin’deki çatışmalar bir yönüyle İran
bağlantılı... Siyonist rejimin Nasrallah başta olmak üzere lider kadrosunu suikastlerle ortadan
kaldırmış, adeta topyekün saldırı başlatmış olması bütün çıplaklığı ile ortadayken, olanları
hala gölge oyunu diye niteleyenlere ne demeli... İran’ın üzerine gidilmesi İran’ın ‘saha’da
olması ile ilgilidir elbette... Savaş bir stratejidir. Karşı bir hamle yapacağınız zaman A’dan
Z’ye kadar bütün planlarınızın hazır olması gerekir. İlla da bu savaş ‘Ortadoğu’da ise...
Şu kadar senedir Amerika Kuzey Irak’ta, şimdi de Suriye’de ‘alenen’ terörü silahlandırırken
neden Amerika’ya savaş açmadı Türkiye mesela... Ya da Çekiç Güç ile PKK Kuzey Irak’a
yerleştirilirken... Jandarma Genel Komutanının (Eşref Bitlis) uçağını Amerika’nın
düşürdüğünü devlet bilmiyor muydu... Amerikan askerleri bizim askerlerimize çuval
geçirdiğinde de diplomatik tepkinin ötesine geçilemedi. Ya da ‘muavenet muhribi’ gerçekten
kaza ile mi isabet aldı. Dönemin Cumhurbaşkanı durumu biliyordu ki; alelacele ‘kaza’
açıklaması yaptı. Aksi savaş demekti çünkü ve sizin ‘Z’ planınız yoktu.
Buradan İran’a güzelleme anlamı çıkmamalı elbette... O başka bir konudur. İran gayet de
cesurca cevap vermiştir. İsrail’in durumdan haberdar edildiği, füzelerin başlıksız ya da etkisiz
olduğu, bilerek boş yerlere atıldığı gibi saçmalıkların hâlâ karşılık buluyor olması anlaşılır
gibi değil... Yarın İsrail ya da İsrail-Amerika ikilisi, İngiltere’yi de yanına alarak İran’a
saldırdığında ne diyecek bu güruh acaba... Bugün boş araziye bilerek atanın yarın istediği yere
ve başlıklı olarak da alabileceği anlamı da çıkmıyor mu buradan...
Ayrıca da iddialar doğru bile olsa anlamlıdır bu karşı cevap... Savaş potansiyeli taşıyan bir
hamleden bahsediyoruz. Bölgenin müstemlekeciler tarafından tanımlanmış ‘Ortadoğu’
olması, savaşa taraflarca ‘teolojik-teo-politik’ anlam yüklenmesi, İsrail’in tarihten
kaynaklanan yok olma korkusu 2 , Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı bölgesel ve küresel
güçlerin bu öngörü ile hazırlık yapması... gibi nedenler bu savaşı diğerlerinden ayırmaktadır.
İsrail’in durmaya niyeti de yoktur. Amerika’daki İsrail lobisinin gücü, bu ülkede nüfusun %
35’ini oluşturan siyonist Evangelistlerin desteği, İkinci Dünya Savaşındaki soykırım suçları
nedeniyle başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği, kurucu irade İngiltere ve arkasındaki
Anglo-Sakson dünya, tabi duruma sessiz kalan, hatta durumdan mutlu olan İslam
1 Teo-politik reel politikadan farklı olarak yürütülen politikanın kaynağını ülkenin ve bölgenin gerçeklerine değil,
tanrısal nedenlere dayandırır. Bu yüzden yürütülen savaş da kutsaldır.
2 İsrail’de 80 yıl korkusu vardır. Çünkü Hz. Davut AS’ın başındaki devlet dışında hiçbir Yahudi devleti 80 yıldan
fazla yaşamamıştır.
dünyasındaki işbirlikçiler 3 teolojik ya da politik nedenlerle bu savaşın İsrail tarafında
destekçisi...
O halde tehdidi sınırda karşılayamazsınız. Zira tehdit sınırınıza dayandığında kendinizi
savunmanız mümkün olmayabilir. Güvenliğinizi sınırdan başlattığınız an savaşı kaybettiniz
demektir. İşte tam da bu yüzden bu savaşın Gazze’de, Lübnan’da karşılanması gerekmektedir.
Öyle gözükmektedir ki İsrail bir aşamada Suriye topraklarına da girecek... İşte küçük-orta
kıyamet o zaman kopacak... Filistin davasını gerçek anlamda savunan bir başka devlet de
olmadığından 4 o büyük ve kutsal savaş muhtemelen burada yaşanacak... İsrail bu savaşın
sonucunun ne olacağını gayet iyi biliyor. İşte tam da bu yüzden kendisince ‘tanrı’yı 5 kıyamete
zorluyor (devamı var).